Osmanlı Devleti ’nin ic ve dış cokuş nedenleri nelerdir?Adalet anlayışı, Osmanlı ’yı cihÂna hukmeden bir devlet hÂline getirdi. Ancak zaman icinde bu rûhî hassÂsiyetten nefsÂniyet plÂnına duşuldukce de, hudutları ve serveti muhÂfaza edebilmek gucleşti.
OSMANLI DEVLETİ ’NİN COKUŞ NEDENLERİ Osmanlı Devleti ’nin yucelten mÂnevî guc kaybolup dunyevî boş fahırlar ve nefsÂnî meyillerin başlaması ve SÂdÂbÂd safÂlarının on plÂna cıkmasıyla fetih rûhu zedelenerek futûhÂt akāmete uğradı. Oyle ki bir lÂle soğanının bir altına satıldığı zamanlar oldu. Boylece koca bir devletin kaderi değişti. İsraflar luksu artırdı. Batı devletleriyle ihtişam yarışları başladı.
Ne ibretlidir ki, Topkapı Sarayı dışında butun saraylar, Osmanlı ’nın son devrinin saraylarıdır. Ustelik bunların hepsi, Batıdan borc para alınarak yapılmış oldukları gibi, mîmÂrî esaslarının da tamamen Batı kaynaklı olduğu, ortadadır. Bunu yapanlar da, guy devleti ayakta tutmak gayretini dillerine pelesenk etmiş bulunan birtakım gÂfiller ve hÂinler gurûhudur.
Osmanlı ’daki bu bozulma, yozlaşma ve cokuşun belli başlı sebeplerinden biri de, ihtid etmiş gorundukleri hÂlde gercekte duşman emellerine hizmet eden bir kısım iki yuzlu insanlardır. Tabiî bu durumun başka sebepleri de vardır.
Umit Burnu ’ndan dolaşılarak Uzakdoğu ’ya gidilmesi, Dunya ticaretinin ehemmiyetli kısmını Osmanlı ulkesi dışına cıkarmış, bunu fark eden KÂnûnî Sultan Suleyman ’ın Fransızlara bugun “kapitulasyon” adıyla bilinen bÂzı imtiyazlar bahşetmesi, hem Batılı devletlerin ittihÂdını bozmak, hem de ticareti yeniden kendi ulkesine cekmek maksadına bağlıydı. LÂkin arkasından gelenler, bu adımı ilk teessusundeki gÂyeden uzaklaştırmışlardır.
Buna ilÂveten Amerika ’nın keşfi, Batı Âlemine bÂkir bir servet akışını sağlamış ve bu da “sanÂyi inkılÂbı” adıyla bilinen iktisÂdî kalkınma hamlesini doğurmuştur. Bu gelişmeye, icimize sızan sahte muhtedîler sebebiyle vaktinde ve gerektiği gibi ayak uydurulamamış, ayrıca bunlar, Osmanlıların bir nevî “aşağılık duygusu”na suruklenmesini temin edebilmişlerdir.
Butun bu gelişmelerin tabiî bir neticesi olarak da hızlı bir cokuş başlamıştır ki, bunun bugun dahî -belli olcude de olsa- tesirlerinin devam etmekte olduğunu soylemek, yanlış olmasa gerektir.
Butun bunlar da gosteriyor ki, gizli duşman faÂliyetleriyle başlayan cokuşun asıl sebebi, iktisÂdî ve sınÂî bakımdan geri kalmışlığa ilÂveten, mÂnevî muessirlerin de ihmÂli neticesinde ihlÂs, takv ve ahlÂkın zaafa uğramış olmasıdır.
Ayrıca Osmanlı Devleti ’nin cokuşunu hızlandıran sebeplerden bir diğeri de; yaşanan kotu gidişÃ‚tı duzeltmek maksadıyla Batı ’nın teknik terakkîsini almak uzere Avrupa ’ya gonderilenlerin ihÂnetleridir. Zira bunlar, gonderilme gÂyelerine ulaşamadıkları gibi, fikren de ifsÂd edilmiş olarak vatana donmuşlerdir. Boylece onlar, Âdeta Garb ’ın yenicerileri olmuşlardır.
Osmanlı apoletleri altında Batı tefekkuru, siyÂseti, ictimÂî hayatı ve an ’anelerine hizmet etmiş olmaları bundandır. Boyle şahıslar, zaman icinde devletin sadrÂzamlığına kadar muhim mevkîleri işgal edebilmişler, uniformaları Osmanlı, fakat kalp Âlemleri Batılı olduğu icin de İslÂm kulturunu erozyona uğratarak bugunu hazırlamışlardır. Bu tavır, dinamizmimizin yegÂne muessiri olan kendi İslÂmî kulturumuzu zayıflatmış, bizi yucelten ulvî temelleri tahrip etmiştir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Osmanlı, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan