
Hz. Suleyman (a.s.) atları neden severdi? Hz. Suleyman ’ın (a.s.) at sevgisi.Âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“Hani kendisine bir zaman, akşamustu iyi cins ve calımlı koşu atları sunulmuştu. «Doğrusu ben bu iyi malları, Rabbimi anmaktan oturu sevdim.» dedi. NihÂyet atlar, perdenin arkasına gizlendi. «Geri getirin onları bana!» dedi ve artık onların bacaklarını, boyunlarını sıvazlamaya başladı.” (SÂd, 31-33)
HZ. SULEYMAN (A.S.) ATLARI NEDEN SEVERDİ? Bir kısım mufessirlere gore, Hazret-i SuleymÂn -aleyhisselÂm-:
“−Ben atları, Rabbimin zikrinden dolayı sevdim!” dedi.
YÂni namazını veya virdini aksatmadı. NihÂyet o atlar, perdenin ardına gizlendi. Ahırlara cekildi, yahut koşuda gozden kayboldu, o zaman namazını bitirdi. Ardından:
“−Geri getirin onları bana!” dedi.
Artık bacaklarını, boyunlarını sıvazlamaya başladı. Okşadı, tımarlarına îtin gosterdi.
Fahreddîn RÂzî ’nin beyÂnına gore, İslÂm ’da olduğu gibi Hazret-i SuleymÂn ’ın şerîatinde de savaş icin at besleyip yetiştirmek mustehab idi. Birgun Hazret-i SuleymÂn, atları teftiş etmişti. Uc ayağını basıp bir ayağının tırnağını yere değdirmiş vaziyette duran dizi dizi atları gorunce:
“Ben sırf Rabbimin adını anmak icin, yÂni O ’nun rızÂsını kazanmak ve O ’nun adını yaymak icin duny malını sevdim; nefsim icin istemedim!” demişti.
Sonra seyislere, atları koşturmalarını emretmiş, hızla koşan atlar gozden kayboluncaya dek onları seyretmiş ve ardından at bakıcılarına: “Onları bana getirin!” diye emrederek getirilen atları sevip okşamıştı. Boylece Rabbin kudret ve sanatının guzel bir tecellîsini muşÃ‚hede etmişti.
Âyet-i kerîmeden anlaşılıyor ki atlar, duruştaki ve gidişteki guzellikleri ile ilÂhî bir kudret tecellîsini sergilerler.
At; tÂrih boyunca cengÂverlerin kahramanlık, zafer, fetih ve asÂlet mujdecisiydi.
At; AllÂh TeÂl ’nın Kur ’Ân-ı Kerîm ’de kendisine yemîn ettiği mustesn yaratıklardandır:
“And olsun AllÂh yolunda koştukca koşanlara. And olsun kıvılcım sacanlara. Sabah sabah akına cıkanlara ve tozu dumana katanlara. Hep birden duşman topluluğunun icine dalanlara.” (el-ÂdiyÂt, 1-5)
ResûlullÂh -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- atlar hakkında şoyle buyurmuştur:
“KıyÂmet gunune kadar atların alınlarına hayır, yÂni ecir ve ganimet duğumlenmiştir.” (BuhÂrî, CihÂd, 43; Muslim, İmÂre, 96-99)
“Kim AllÂh ’a gercekten inanarak ve va ’dine gonulden bağlanarak O ’nun yolunda cihÂd etmek icin at beslerse, o atın yediği, ictiği, gubresi ve bevli kıyÂmet gununde o kimsenin sevapları arasında olacaktır.” (BuhÂrî, CihÂd, 45; NesÂî, Hayl, 11)
Atlar, rûhî bakımdan insanlara en yakın mahlûklardır. Harbe girecek suvÂrî, atını kendi hissiyÂtına uygun olarak secer. Cunku atlar, duşman karşısında, ustundeki suvÂrîsiyle beraber aynı heyecÂnı yaşarlar. At, aynı zamanda bir kudret tecellîsidir. Vucûdu da, ayrı bir tenÂsub ve zarÂfet icindedir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 3, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan