
Hz. Peygamber'in mujdesine nail olabilmek icin 80 yaşında at sırtında İstanbul seferine cıkan Ebû Eyyûb El-EnsÂrî Hazretleri, ruhunu Allah'a (cc) yolunda gayret ederek teslim etti.
CenÂb-ı Hak buyuruyor:
“Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Yaptığınızı guzel yapın; Allah guzel yapanları sever.” (Bakara, 195)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Âhiretin yanında dunyanın durumu, sizden birinin parmağını denize daldırıp cıkarması gibidir. Parmağı (denizden) ne cıkardıysa (Âhiretin yanında) dunya işte odur.” (HÂkim, Mustedrek, 4/319)
Emevîler devrinde, Allah Rasûlu ’nun fetih mujdesine nÂil olmak isteyen İslÂm ordusu, İstanbul onlerine gelmişti. Ordunun icinde Ebû Eyyûb el-EnsÂrî Hazretleri de bulunmaktaydı. Rumlar, arkalarını şehrin surlarına vermiş savaşırlarken, EnsÂr ’dan bir zÂt, atını Bizanslıların ortasına kadar surdu. Bunu goren bir İslÂm askeri;
80 YAŞINDA HAK YOLUNDA BİR MUCÂHİT
“Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız!” Âyet-i kerîmesinden hareketle ve hayretler icinde:
“–LÂ ilÂhe illÂllÂh! Şuna bakın! Kendini goz gore gore tehlikeye atıyor!” dedi. Bunun uzerine Ebû Eyyûb el-EnsÂrî Hazretleri şoyle dedi:
“–Ey mu ’minler! (Yanlış anlaşılmasın!) Bu Âyet, biz EnsÂr hakkında nÂzil oldu. Allah, Peygamberʼine yardım edip dînini gÂlip kıldığında biz; «Artık mallarımızın başında durup onların ıslÂhı ve nemalanmasıyla meşgul olalım.» demiştik. Bunun uzerine;
«Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Yaptığınızı guzel yapın; Allah guzel yapanları sever.» (Bakara, 195) Âyeti nÂzil oldu. Âyet-i kerîmede buyrulan «kendi eliyle kendini tehlikeye atmak»tan maksat; bağ ve bahce gibi dunyÂlıklarla uğraşmaya dalıp, Hak yolundaki gayretleri terk ve ihmÂl etmemizdir.” İşte bu ilÂhî îkÂza gonulden riÂyet eden Ebû Eyyûb el-EnsÂrî Hazretleri, Hakkʼa kulluğun, Hazret-i Peygamberʼe ummet olmanın, îman nîmetiyle şereflenmenin şukur borcunu odeyebilme endişesi icerisinde, son nefesine kadar hicbir gayretten geri durmamıştır. Seksen kusur yaşlarında iken katıldığı bu sefer esnÂsında vefÂt ederek, şehîdlik mertebesine nÂil olmuştur. (Bkz. Ebû DÂvûd, CihÂd, 22/2512; Tirmizî, Tefsîr, 2/2972)
Kaynak: www.2g1d.com
İslam ve İhsan