Her gorduğunu Hızır, her geceyi Kadir bilmek” dusturunu, hicbir zaman hatırından cıkarmamalıyız. Zira kulların Allah katındaki değerini, Allahʼtan başkası bilemez.CenÂb-ı Hak buyuruyor:
“Arkadan cekiştirmeyi, yuze karşı eğlenmeyi Âdet edinen herkesin vay hÂline!” (Humeze, 1)
Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular:
“Sacı-sakalı birbirine karışmış, eski-pusku elbiseler icinde, kimsenin îtibÂr etmediği niceleri vardır ki, AllÂh ’a yemin etse, Allah onun yeminini boşa cıkarmaz.” (Tirmizî, MenÂkıb, 54/3854)
İNSANIN KALBİNDEKİNİ BİLMEK MUMKUN MU?
“Her gorduğunu Hızır, her geceyi Kadir bilmek” dusturunu, hicbir zaman hatırından cıkarmamalıyız. Zira kulların Allah katındaki değerini, Allahʼtan başkası bilemez. CenÂb-ı Hak, kıymet ve ustunluğu “takv” şartına bağlamıştır. Takv ise kalptedir. Kalbin pencereleri sadece AllÂh ’a acıktır. İnsanların kalplerindekileri bilmek mumkun olmadığından, Hak katında kimin daha ustun olduğu da bilinemez. Bu bakımdan ibÂdullÂhʼı istikār, yani AllÂhʼın kullarını hor gormek, dolaylı yoldan kendini ustun gormek mÂnÂsına gelir ki, bu hÂl, İslÂm ahlÂkıyla asl bağdaşmaz.
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizʼin şu beyanları da, bu hususta muhim bir olcu mÂhiyetindedir:
“Size cennetlikleri bildireyim mi? Onlar hem zayıf oldukları hem de halk tarafından zayıf goruldukleri icin kimsenin ehemmiyet vermediği, fakat «şoyle olacak» diye yemin etseler, isteklerini AllÂh ’ın gercekleştireceği kimselerdir…” (BuhÂrî, EymÂn 9, Tefsîr 68/1, Edeb 61; Muslim, Cennet, 47)
Kaynak: www.2g1d.com
İslam ve İhsan
SİZE CENNETLİKLERİ VE CEHENNEMLİKLERİ HABER VEREYİM Mİ?