Cenab-ı Hakk ’a karşı edep nasıl olur? Ebû Hanîfe Hazretleri ’nin Allah ’a karşı edebi.DÂvud-i TÃ‚î şoyle anlatmıştır:
“Yirmi yıl Ebû Hanîfe Hazretleri ile birlikte bulundum. Bu zaman zarfında dikkat ettim, ne yalnızken, ne de yanında birileri varken başı acık olarak oturduğunu ve istirahat maksadıyla ayaklarını uzattığını hic gormedim. Kendisine:
«–Yalnızken ayağını uzatmanda ne mahzur var?» dedim.
Bana:
«–CenÂb-ı Hak karşısında edepli olmak daha efdaldir.» dedi.”
SOZUN OZU: Bir sultÂnın veya yuksek mevkide bir kimsenin huzûrunda olanlar dışarıda davrandıkları gibi davranamaz ve bulundukları yer ve makama uygun tavırlar sergileyebilmek icin gayret gosterirler. YÂni birinin huzûrunda olmak, ona munÂsip bir edebe burunmeyi gerektirir. EhlullÂh da her an AllÂh ’ın huzûrunda oldukları idrÂkiyle yaşadıklarından, edebi asl terk etmezler. Bundan dolayı bu edeb hÂli onların butun hayatlarına şÃ‚mildir. Zîr onlar her zaman ve mekÂnda yuce yÂrin huzurunda olduklarını perdesiz olarak goren ve delilsiz olarak hisseden Ârif gonullerdir. YÂni onlar:
“Her nerede olursanız olun, O (Allah) sizinle beraberdir.” (el-Hadîd, 4) sırrının ÂşinÂları olarak her anlarını AllÂh ile beraberliğin şuuruyla yaşarlar.
Demek istiyoruz ki; bazıları, kendilerini sadece namazlarda AllÂh ’ın huzûrunda hisseder ve bu hissediş onları hic olmazsa namazın erkÂnı olcusunde bir edebe sevk eder. EhlullÂh ise her an bu duygu ve duşunce icinde olduklarından onların namaz dışındaki hÂlleri ve edepleri de aynen namazdaki gibidir. Nitekim boylelerini tebcîl sadedinde:
(O namaz kılanlar) ki namazlarında devamlıdırlar.” (el-MeÂric, 23) yÂni namazlarını ihmÂl etmemenin yanında devamlı namaz hÂli icinde olurlar, buyrulmuştur. Bu da namazları ihmÂl etmemenin yanında, namaz dışında bile devamlı o huzur hÂlini muhafaza etmeyi ifÂde eder.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İmandan İhsana Tasavvuf, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan