
Abdulkadir Geylanî Hazretleri şeytanı nasıl tanıdı? Abdulkadir Geylani Hazretleri ’nin kotuluk davetcisi şeytanla mucadelesi.AbdulkÂdir GeylÂnî Hazretleri başından gecen bir hÂli şoyle anlatmıştır:
“Birgun gozumun onunde bir nûr peyd olmuş ve butun ufku kaplamıştı. Bu nedir diye bakarken nûrdan bir ses geldi:
“–Ey AbdulkÂdir, ben senin Rabbinim. Bugune kadar yaptığın amel-i sÂlihlerden oyle memnûnum ki, bundan sonra sana haramları helÂl eyledim.” dedi.
Ancak hitap biter bitmez ben bu sesin sahibinin şeytan -aleyhi ’l-la‘ne- olduğunu anladım ve:
“–Cekil git ey mel ’un! Gosterdiğin nûr, benim icin ebedî bir zulmetten başka bir şey değildir.” dedim.
Bunun uzerine şeytan:
“–Rabbinin sana ihsÂn ettiği hikmetle yine elimden kurtuldun! HÂlbuki ben bu şekilde yuzlerce kimseyi yoldan cıkarmıştım.” diyerek uzaklaştı.
Ellerimi ulu dergÂha actım; bunun, Rabbimin bir fazlı olduğu idrÂki icinde CenÂb-ı Hakk ’a şukurler eyledim.
Cemaatten bu hÂli dinleyen birisi sordu:
“–Ey AbdulkÂdir, onun şeytan olduğunu nereden anladın?”
Abdulkadir GeylÂnî -kuddise sirruh- cevap verdi:
“–Sana, haramları helÂl kıldım, demesinden!...”
KISSADAN HİSSE: Her zaman ve mekÂnda AllÂh ’ın dînini bulanıklaştırmaya calışanlar dÂim mevcut olagelmiştir. LÂkin bu faaliyetin had safhaya ulaştığı demlerde her mu ’min icin fÂrûkıyyet, yÂni hak ile bÂtılı, doğru ile yanlışı, hayır ile şerri ve guzel ile cirkini birbirinden ayırt edebilme luzûmu daha buyuk bir ehemmiyet kazanır. Bugun, yukarıdaki kıssanın başka tecellîleri yaşanmakta ve bircok kasıtlı -guyÂ- ilim erbÂbı, İslÂm ’ın helÂllerini harÂm, harÂmlarını helÂl hÂle getirme gayreti icinde cemiyete zarar vermeye calışmaktadır. Dolayısıyla AbdulkÂdir GeylÂnî Hazretleri ’nin firÂsetli davranışı ve fÂrukıyyet sıfatı hepimiz icin buyuk ehemmiyet arz etmektedir. EsÂsen GeylÂnî Hazretleri ’nin dustûru gÂyet acıktır: CenÂb-ı Hak, peygamberine vermediği bir hakkı başkalarına asl vermez. HelÂl ve harÂmın, doğru ve yanlışın, guzel ve cirkinin ne olduğunu peygamber değil de, şeytan ve onun insanlar icindeki bilgili gecinen uzantıları mı daha iyi bilir? AslÂ... CenÂb-ı Hakk ’ın boyle gÂfillere hitÂbı cok serttir:
“(Ey Rasûlum! Şunlara) de ki: Siz, dîninizi (AllÂh ’ın gonderdiği dîni) AllÂh ’a mı oğretmeye kalkışıyorsunuz?” (el-HucurÂt, 16)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İmandan İhsana Tasavvuf, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan