
Azîz Mahmûd HudÂyî Hazretleri ’nin en buyuk kerÂmetleri, cihan sultanlarını bu şekilde yonlendirebilmesi olmuştur. Bununla birlikte onun, erbÂbının gonul hissiyÂtını besleyici bircok kerÂmetleri de bulunmaktadır.HudÂyî Hazretleri ’nin pek meş­hur olan kerÂmetlerinden biri de, g­yet fırtınalı bir havada hicbir kayıkcının denize acılamadığı bir zamanda kendi kayığına binerek birkac muridiyle Uskudar ’dan sÂlim bir şekilde karşıya gecmesidir. Allah TeÂl ’nın izniyle kayığın takip ettiği yol, Âdeta sut-liman olmuş ve dort bir yanda şaha kalkmış dalgalar bu Allah dostunun kayığına hicbir zarar vermemişti.
HÂlen Uskudar ile Sarayburnu arasındaki bu yola “HudÂyî Yolu” denir. Bilen kayıkcılar, şidd­etli fırtınalarda bu yolu takip ederler. Bu durum, Hu­d­yî Hazretleri ’nin gunumuze kadar uzanan bÂriz bir ke­r­me­ti­dir.
Osmanlı Devleti ’nin son gunlerine kadar Boğaz ’da deniz seferi yapan kaptanlar; yolcularını, Uskudar ’dan gecerken Azîz Mahmûd HudÂyî -kud­dise sirruh- dergÂhına, Beşiktaş onunden gecerken Yahy Efendi dergÂhına, Beykoz ’dan gecerken de Hazret-i YûşÃ‚ -aleyhisselÂm- tarafına doğru tevcîh ederek “FÂtiha”ya dÂvet ederlerdi.
Bir zamanlar halkın, İstanbul ’da medfun olan buyuk velîlere karşı edebi işte boyleydi!
Kaynak: Abide Şahsiyetleri ve Muesseseleriyle OSMANLI, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2013
İslam ve İhsan