Hangi peygamber hangi ozelliklere sahiptir? Hangi ahlaki vasıfta hangi peygamber zirvedir? CenĂ‚b-ı Hakk ’ın eşsiz bir mûcizesi ve en mustesnĂ‚ bir sanat hĂ‚rikası olan Peygamber Efendimizin (s.a.v) ahlaki vasıfları...Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz, yaratılış ve ahlĂ‚k itibarıyla, yani hem sûret ve hem de sîret bakımından her yonuyle CenĂ‚b-ı Hakk ’ın eşsiz bir mûcizesi ve en mustesnĂ‚ bir sanat hĂ‚rikasıdır. O ’nun butun hĂ‚lleri, her bakımdan zirve ornekler, hasletler ve guzellikler meşheridir. Oyle ki, CenĂ‚b-ı Hak:
(Ey Rasûlum!) Hic şuphesiz ki Sen, yuce bir ahlĂ‚k uzeresin!” (el-Kalem, 4) buyurarak bu hakîkati te ’yid etmiştir.
Nebîler silsilesindeki her bir peygamber belli bir ahlĂ‚kî vasıfta zirvedir ve bu yonuyle insanlığa bir numûne-i imtisaldir. Şoyle ki:
Hazret-i Âdem -aleyhisselĂ‚m-, yapılan hatada ısrar etmeyerek tevbe ve istiğfar ile hĂ‚lini ıslah etmekte, Hazret-i Nuh -aleyhisselĂ‚m-, her turlu inatcılığa ve meşakkate sonsuz bir tahammulde, Hazret-i İbrahim -aleyhisselĂ‚m-, can, mal ve evlĂ‚t imtihanında fedakĂ‚rlık ederek muvaffak olmakta, Hazret-i İsmail -aleyhisselĂ‚m-, teslîmiyetin zirvesinde, Hazret-i Eyyûb -aleyhisselĂ‚m-, hastalık, evlĂ‚dın kaybı ve benzeri iptilĂ‚ları rızĂ‚ ile karşılayıp sabır ve tahammul gostermekte, Hazret-i Yûnus -aleyhisselĂ‚m-, tebliğ vazifesini son Ă‚na kadar devam ettirmenin ehemmiyetini idrĂ‚k edip, asla umit kesmemekte, Hazret-i Zulkarneyn -aleyhisselĂ‚m-, butun cihĂ‚nı bir tebliğ sahası gorerek bu uğurda her turlu imkĂ‚nını fedakĂ‚rca sarf etme husûsunda, Hazret-i ZekeriyyĂ‚ -aleyhisselĂ‚m-, nesil endişesi ve canı pahasına şer ’-i şerîften tĂ‚viz vermemekte, Hazret-i YahyĂ‚ -aleyhisselĂ‚m-, ideal bir gencin mustesnĂ‚ bir numûnesi olmakta, Hazret-i MûsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m-, en problemli toplulukları dahî terbiye etmek vazifesiyle mukellef olmakta, Hazret-i Suleyman -aleyhisselĂ‚m-, en buyuk servet ve saltanatta dahî kalbini kasa etmeyerek, gercek zuhdu ve tevĂ‚zuu yaşamakta, Hazret-i ÎsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m-, maddiyĂ‚tın pencesinden kurtulup, hiclik ve mĂ‚neviyĂ‚tın zirvesine ulaşmakta kıyĂ‚mete kadar butun insanlığa numûnedir. (Kuran'da gecen diğer peygamberlerin hayatları icin tıklayınız...)
Peygamberlerin zirvesi olan Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’de ise, Nebîler Silsilesi ’nin butun fĂ‚rik vasıfları, hepsi bir arada olmak uzere tecellî etmiştir.
Bu bakımdan Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz, merhamette zirvedir. Hizmette zirvedir. TevĂ‚zûda, comertlikte, îsarda zirvedir. Kanaatte, ihsanda, sabırda zirvedir. Yine hayĂ‚da, adĂ‚lette, affedicilikte de zirvedir.
Şunu ifade etmeli ki bir insan, meslek, istidat ve kĂ‚biliyet bakımından ancak belli birkac hususta numûne kıvamına gelebilir ve ancak birkac insana misal olabilir. HĂ‚lbuki Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz, kendine mahsus husûsiyeti dolayısıyla herkesin başından gecmesi muhtemel olan her hĂ‚disede yegĂ‚ne misaldir. Zira CenĂ‚b-ı Hak O ’nu, insan topluluğu icinde acziyet bakımından en altta bulunan “yetim cocukluk”tan başlatarak, hayatın butun kademelerinden gecirip kudret ve salĂ‚hiyet bakımından en ust noktaya, yani peygamberlik ve devlet reisliğine kadar yukseltmiştir.
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Andolsun ki, Rasûlullah, sizin icin, AllĂ‚h ’a ve Ă‚hiret gunune kavuşmayı umanlar ve AllĂ‚h ’ı cok zikredenler icin guzel bir ornektir.” (el-AhzĂ‚b, 21)
Nitekim Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-;
–Ailelerine şefkati ile ornektir.
–Zayıflara, kimsesizlere, kolelere merhameti ile ornektir.
–Mucrimlere, af ve musĂ‚mahası ile ornektir.
–Zor zaman ve mekĂ‚nlardaki sabır, tevekkul ve teslîmiyeti ile ornektir.
–Ganimet karşısında comertliği ve istiğnĂ‚sı ile ornektir.
–Din liderliği ile ornektir. Devlet reisi olarak ornektir.
–İlĂ‚hî muhabbet bağına girenlere ornektir.
Rabbin nîmetlerine gark olduğu zamanlar, şukur ve tevĂ‚zu hĂ‚li ile ornektir.
Peki, Ă‚lemlere rahmet olarak gonderilmiş,[1] nûr sacan bir kandil[2] olan Efendimiz ’i bizler nasıl ornek alacağız? Bir kĂ‚ğıttan okumakla mı? Hayır! Gonul dunyamızda O orneğin tahsîlini yaparak…
İnsan, kitap, defter ve hoca ile zihnî bilgiye ulaşabilir. LĂ‚kin bunlar insanı kalbî bilgiye eriştirmez. Kalbî bilgi icin gerekli olan, muhabbettir. “Kişi sevdiği ile beraberdir.”[3] hadîsinin muhtevĂ‚sına giren bir muhabbet. Bir golgenin sahibine olan mutlak itaat, teslîmiyet ve sadĂ‚kati gibi, Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’i takip etmek ve O ’na benzemeye calışmak. İşte boyle bir muhabbet, kişiyi Allah Rasûlu ’nun hĂ‚liyle hĂ‚llendirip, edebiyle edeplendirir ve kişiyi kalbî bilgiye ulaştırır.
Oyleyse, hayatımızın ve gonlumuzun merkezinde her zaman Efendimiz -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- bulunacak. O ’nun emsĂ‚lsiz ornek şahsiyeti, karakterimizin yegĂ‚ne mîmĂ‚rı olacak. Boylece CenĂ‚b-ı Hakk ’ın sevdiği bir kul hĂ‚line ulaşacağız, inşĂ‚allah.
Zira buyrulur:
(Habîbim!) De ki:
«–Eğer AllĂ‚h ’ı seviyorsanız bana tĂ‚bî olunuz ki Allah da sizi sevsin ve gunahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.»” (Âl-i İmrĂ‚n, 31)
Demek ki Rabbimiz ’e olan sevgimizin en buyuk gostergesi, Fahr-i KĂ‚inĂ‚t -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’e ne kadar tĂ‚bî olabildiğimizdir. CenĂ‚b-ı Hakk ’ın rızĂ‚ ve muhabbetini umid ediyorsak, kendimizi dĂ‚imĂ‚ muhasebe ve murĂ‚kabe etmeliyiz:
–Hayatımızın her safhasında Peygamber Efendimiz ’le hĂ‚l, ahlĂ‚k, amel ve istikĂ‚met itibariyle ne kadar beraberiz?
‒Darlıkta ve bollukta ne kadar O ’nunla beraberiz?
‒Cilelerde ve zaferlerde ne kadar O ’nunla beraberiz?
–Efendimiz -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- ummetine cok muşfik ve merhametli. Ya biz Oʼnu ne kadar seviyor, Oʼnun şefkat ve merhametini ne kadar sergileyebiliyoruz?
‒Yetimler, garipler, kimsesizler karşısında ne kadar O ’nunla beraberiz?
‒Ne kadar O ’nun civĂ‚rındayız? O, bizler icin ne nisbette fiilî bir kıstas? Hayatımızın her alanında Allah Rasûluʼnun olculeriyle ne kadar beraberliğimiz var? Aramızdaki mesafe ne kadar?..
Şu hakikati de hicbir zaman unutmayacağız:
Bu cihan, O ’nun gibi mustesnĂ‚ bir gonlu hic gormedi…
Yer ve gokler O ’nun gibi muhteşem ve temiz bir kalbe şahit olmadı…
Ebedî saĂ‚detin rahmet esintileri, dĂ‚imĂ‚ O ’nun fazîlet ufuklarından yukseldi. O, oyle yuce bir ahlĂ‚k muallimiydi ki; O ’na vĂ‚sıl olan her gonlu fazîlet semĂ‚sında yıldızlaştırdı.
CenĂ‚b-ı Hakk ’a sonsuz şukurler olsun ki biz Ă‚ciz kullarını meccĂ‚nen, yani bir bedel odemeksizin Habîb-i Ekrem -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in ummeti olmakla şereflendirdi. Bu ilĂ‚hî lûtfun hakîkatine ererek Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in muhabbetine lĂ‚yık olabilmenin yolu, O ’nun Sunnet-i Seniyye ’sine sımsıkı sarılmak ve O ’nun ahlĂ‚kı ile ahlĂ‚klanmaktır.
Ne mutlu o mu ’minlere ki, Allah ve Rasûlu ’nun muhabbetini her şeyin ustunde tutarlar ve yabĂ‚nî bahcelerin sahte ciceklerine aldanmazlar!..
CenĂ‚b-ı Hak, cumlemize Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in ornek şahsiyetinden hisseler alabilmeyi nasîb eylesin!
O ’na itaat, hurmet, muhabbet ve bağlılıkta ashĂ‚b-ı kirĂ‚m misĂ‚li bir gonul coşkusu ihsan buyursun.
Lûtf u keremiyle bizleri Efendimiz ’in şefaatine nĂ‚il eylesin ve omur boyu her hĂ‚limizi O ’nun feyz ve rûhĂ‚niyetiyle muzeyyen kılsın.
Âmîn…
Dipnotlar: [1] Bkz. el-EnbiyĂ‚, 107. [2] Bkz. el-AhzĂ‚b, 46. [3] Bkz. BuhĂ‚rî, Edeb, 96.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Şebnem Dergisi, Yıl: 2020 Ay: Ekim Sayı: 196
İslam ve İhsan