Canakkale harbindeki îman ordusunun erleri, Hazret-i Peygamber -sal­lÂl­l­hu aleyhi ve sellem- ’in mÂnevî terbiyesinde yetişmiş bulunan ashÂb-ı kirÂmın ahlÂkını kendilerine numûne almış ve onların m­ne­vi­yatına gonul vermiş kimselerdi. Bunlardan biri olan er Huseyin'in ibretlik hikÂyesi...Canakkale harbindeki îman ordusunun erlerinden biri olan Huseyin, cok ağır yaralanmış, tedÂvi gormekteydi. Ancak durumu her an daha da kotuye gidiyordu. O da bunun farkındaydı. Bunun icin arkadaşlarının kendisine verdikleri ekmeği eline almış, tam ısırmak uzereydi ki, Âniden durakladı. Ve ashÂbın gosterdiği ferÂgat numûnelerinden birinin Âdeta yeniden tekerruru sadedinde mu ’min kardeşini kendi nefsine tercîhen buyuk bir îman vecdiyle:

“–Can dostlarım! Bu ekmeği benim yemem doğru değildir. Cunku benim olumum iyice yaklaşmış bulunmaktadır. Alın bunu yaşayacak olan yiğitlere verin!..” dedi ve elindeki ekmeği silÂh arkadaşı Mustafa ’ya uzattı.

Ne kadar ısrar ettilerse de, kabûl ettiremediler. NihÂyet bir muddet son ra bu îman ve ferÂgat Âbidesi mustesn şahsiyet, kendisine nasîb olan mÂnevî gıdÂların haz ve neşvesi icinde şehîden vuslat-ı Mevl ile şe ref lendi.

İşte Canakkale harbinde, ancak peygamberlere ve yuksek velîlere Âit bir keyfiyet olan infÂkın en ust noktasındaki îsÂr hÂli yaşanıyordu. Bunun icin de ilÂhî rahmet, Âdeta bir bahar yağmuru hÂlindeydi.

Kaynak: Abide Şahsiyetleri ve Muesseseleriyle OSMANLI, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2013
İslam ve İhsan