Uskup nerededir? Uskup ’u kim fethetti? Uskup hangi ulkede? Uskup ’te hangi diller konuşuluyor? Uskup ’te Turkler ve Muslumanların durumu nasıl? Uskup ’un tarihi, kulturu ve nufusu.Uskup; Balkan yarımadasının ortasında Vardar nehrinin her iki yakasında yer alır. Şehir ceşitli yollar vasıtasıyla Kosova-Priştine ’ye, SelÂnik ve Ege denizine, Niş ve Belgrad ’a, Sofya ve İstanbul ’a bağlanan onemli bir guzergÂh uzerindedir; denizden yuksekliği 220-340 m. civarındadır. Bazı kaynaklarda, bugunku şehrin bir kısım mahallelerinde ortaya cıkan antik harabelerin ilk yerleşmeye ait olduğu ve Dardan adı verilen kabilelerin burada yerleştiği belirtilir. Romalılar da şehrin bulunduğu bolgeye sonradan Dardania eyaleti adını vermişlerdi. Roma hÂkimiyeti altında iken gelişen şehirde bir Roma Lejyonu mevcuttu. Uskup ’un bulunduğu yerin bilinen iskÂn tarihi Roma donemine kadar iner. Batlamyus ’un eserinde burası Skupi şeklinde kaydedilmiştir. Bolge 518 ’de meydana gelen depremde buyuk zarar gordu, vilÂyetin merkezi Uskup tamamen yıkıldı. Yeniden imar edilen şehir Doğu Roma İmparatoru I. Iustinianos zamanında (527-565) hızla gelişti. 696 ’da Guney Slavları ’nın eline gecince adı Skoplje ’ye (Skopie, Skopje) donuşturuldu. Bulgar Carı Samuil zamanında (976-1014) Uskup onemli bir ticaret merkezi haline geldi. Samuil ’in iktidarının sonlarına doğru Bizans İmparatoru II. Basileios ’un (976-1025) hÂkimiyetine girdi. Bu arada 1050 ’den itibaren Tuna ’yı gecip Bizans ’ın muttefiki olarak Balkanlar ’a yayılan Pecenekler ’le 1065 ’e doğru gelen Uzlar bolgede baskı kurdu ve derin izler bıraktı. XII. yuzyıl Arap coğrafyacı Şerîf el-İdrîsî burayı İşkubya şeklinde anmıştır. Uskup, Bizans idaresinde iken mustakil bir devlet kuran Sırplar ’ın hedefi oldu. Sırp Kralı II. Milutin (1282-1321) Uskup şehrini ele gecirerek devletinin merkezi yaptı. Boylece Uskup ’te 110 yıl devam edecek Sırp hÂkimiyeti başladı. Sırp Carı Stefan Duşan 16 Nisan 1346 ’da imparator unvanını alıp Uskup ’te tac giydi. Duşan ’ın olumunun ardından karışıklıklar başlayınca şehir eski onemini kaybetti. Bu sırada Turkler, Makedonya ’ya akınlarını sıklaştırarak bolgede hÂkimiyet kurdular ve Uskup şehrini tehdide başladılar.
USKUP ’U KİM FETHETTİ? Yıldırım Beyazıt 1390 yılında Timurtaş Paşa, Evrenos ve Paşa Yiğit beyleri Sırbistan ’ın fethine gonderdi. Uskup, Osmanlı uc beylerinden Paşa Yiğit ’in akınlarına hedef oldu ve onun tarafından ele gecirildi. İlk Osmanlı kronikleri fetih tarihini vermemektedir. Buna karşılık Batılı muellifler şehrin 6 Ocak 1392 ’de Osmanlı idaresine girdiğini kaydederler. Fetihten sonra Paşa Yiğit Bey, Saruhan bolgesinden getirtilen Turkmenler ’i Uskup ve yoresine yerleştirdi. Burasını Balkanlar ’da Osmanlı Devleti ’nin en onemli uc merkezlerinden biri haline getirdi. Osmanlı fetihleri Uskup merkezli olarak Sırbistan ’a ve Bosna ’ya uzandı. Bu stratejik onemi Belgrad ’ın fethine kadar surdu (927/1521). Turk iskÂnı Uskup ve cevresinin demografik yapısını derinden etkiledi. Bir taraftan yeni yerleşim yerleri kurulurken diğer taraftan bolgedeki Katolikler ’in coğu musluman oldu. Aynı durum Kırcova, Gostivar ve Kalkandelen civarında da gercekleşti. Turk yerleşmesinin sonucunda şehirde kısa surede han, hamam, cami ve mescid gibi eserler inşa edildi ve Uskup ’un gorunumu tamamen değişti.
Şehrin en onemli mimari yapısı olan kalesi, Vardar nehrinin sol kıyısında Yahudi mahallesiyle pazar meydanı arasında bulunmaktaydı. Kale Roma devri eserlerindendi ve tahminen VI. yuzyılda inşa edilmişti. XVI. yuzyılda kalede bir dizdar, yirmi beş muhafız bulunmakta iken XVII. yuzyılda muhafızların sayısı 300 ’e kadar cıktı. Kale Osmanlılar tarafından bircok defa tamir edilerek genişletildi. XVII. yuzyılın ortalarında Evliya Celebi kalenin iki katlı, sağlam, metin ve guvenli olduğunu, kapı ve duvarının parlak taşla yapıldığını, Uskup şehrinin ortasında beşgen şeklinde yuksek ve dayanıklı bir kale olup yetmiş kadar burcu bulunduğunu belirtir. Osmanlılar ’ın bolgeden cekilmesinin ardından bir muddet askerî amacla kullanılan kalenin daha sonra buyuk bir kısmı yıkıldı ve bugune ancak sur kalıntıları ulaştı.
USKUP ’TE OSMANLI MİMARİ ESERLERİ Uskup ’un bir Osmanlı şehri haline gelişinin temel fizikî gostergesi burada yaptırılan cami, mescid ve medreselerdir. 859 ’da (1455) Uskup ’te iki buyuk cami, medrese ve imarethÂne vardı. 935 ’te (1529) altı cami, kırk iki mescid, iki medrese ve sekiz hamam mevcuttu. XVI. yuzyıl Osmanlı tarihcisi KemalpaşazÂde burayı cennet bahcesine benzeterek Rumeli ’nin Bursa ’sı diye anar. Uskup ’e gelen seyyah Gaspare Erizzo şehirde dort cami, su kemerleri ve icinde Turk askerleri olan bir kale bulunduğunu, 1573 ’te gelen seyyah Philippe du Fresne-Canaye ise şato, kilise ve HunkÂr Camii yanında buyuk saat kulesinin yer aldığını belirtir. XVII. yuzyılın ortalarında Evliya Celebi burayı tam bir musluman şehri diye tasvir eder, kırk beş camiden, bircok mescid, mektep, hamam ve tekkeden soz eder. Uskup ’te fizikî gelişmeyi Osmanlı doneminde inşa edilen tarihî eserler acık şekilde gosterir. Bunların icinde Paşa Yiğit Bey Camii, Alaca İshak Bey Camii ve Medresesi, Îs Bey Camii ve Medresesi, 2. Murat tarafından 1436 ’da yaptırılan Sultan Murad Camii (HunkÂr Camii), Mustafa Paşa Camii ve İmareti, Yahy Paşa Camii ve İmareti, uc beyi Îs Bey ’in oğlu Mehmed Bey ’in inşa ettirdiği Kebîrî Mehmed Bey Camii, Kacanikli Mehmed Paşa Camii, Gazi Menteş Camii, Hacı Muhyiddin Mescidi, Paşa Bey Mescidi, İbn Kocacık Mescidi, İbn Muhtesib Mescidi, HudÂverdi Camii, Yoğurt Pazarı Camii, Hoca Şemseddin Mescidi ve Zeynel Paşa Camii en onemlileridir. DÂvud Paşa Hamamı, Îs Bey Cifte Hamamı ve Şengul Hamamı da şehrin onemli mimari eserlerindendir. Şehirde on beş zÂviye, ayrıca RifÂî Tekkesi ve Mevlevîler ’e ait bir mevlevîhÂne vardı.
USKUP ’TE MUSLUMAN NUFUS Şehir XV-XVII. yuzyıllardaki bu fizikî yapısına paralel şekilde yoğun bir yerleşmeye sahne oldu. 859 (1455) tarihli tahrir kayıtlarına gore yirmi ucu Muslumanlara, sekizi gayrimuslimlere ait otuz bir mahallesi bulunuyordu. Bu durum, fethinden sonra gecen yarım asırlık bir zaman diliminde şehrin nasıl bir iskÂna sahne olduğunu ortaya koyar. Mahalle sayısı 1468 ’de otuz ucu Muslumanlara, on ikisi gayrimuslimlere ait kırk beşe, 1528 ’de elli birinde Muslumanların oturduğu altmış dorde, 954 ’te (1547) altmış yediye yukseldi. 1569 ’da bu altmış yedi mahallenin elli yedisinde Muslumanlar oturuyordu. Bu durumun bir gostergesi olarak nufus yapısında da ciddi artışlar meydana geldi. 1455 ’te ve 1468 ’de Musluman erkek nufusu 2500 ’u gecmişti, Muslumanlar şehir nufusunun % 63 ’unu teşkil ediyordu. XVI. yuzyıl ortalarında bu oran % 76 ’ya ulaştı. Makedon, Arnavut ve az sayıda Yahudiden oluşan gayrimuslim erkek nufusu 859 ’da (1455) 1507 iken 1569 ’da 2445 ’e yukseldi. Hem Musluman hem de gayrimuslim nufustaki artışlar şehre dışarıdan onemli olcude goc geldiğini gostermektedir. Şehrin toplam nufusu 1455 ’te 12.000, 1498 ’de 15.000, 1544 ’te 18.000, 1569 ’da 30.000 ’i bulmuştu. Nufusun XVII. yuzyılda daha da arttığı acıktır. Ancak bu yuzyılın sonlarında şehir askerî bir tehdit altına girdi.
2. Viyana Kuşatması ’ndan sonra başlayan savaşlarda Avusturyalı General Piccolomini 25-27 Ekim 1689 ’da Uskup şehrini işgal etti. Avusturya kuvvetlerinin bolgedeki işgali pek cok Musluman ve gayrimuslim halkın Sofya ve Belgrad ’a goc etmesine yol actı. Musluman Turk ahalinin bir bolumu İstanbul ’a giderek Eyup civarına yerleşti ve burada Uskup mahallesi kuruldu. 1101 ’de (1690) Mora Seraskeri Koca Halil Paşa ile Kırım Hanı Selim Giray, Kacanik Boğazı ’nda ve Kosova ’da Avusturyalılar ’ı mağlûp ederek Uskup ’u tekrar Osmanlı hÂkimiyetine aldı. Bu yıllarda Uskup ciddi anlamda geriledi ve nufusunun coğunu kaybetti. XIX. yuzyıla ait kayıtlar nufusun XVI. yuzyıldaki sayılara ancak soz konusu asrın sonlarında eriştiğine işaret eder. Nitekim şehirde 1831 ’de toplam 22.260, 1870 ’te 13.000 ’i musluman, 7000 ’i hıristiyan ve 800 ’u yahudi 20.800 kişi tesbit edilmişti. 1877 ’de 16.462 musluman, 14.586 hıristiyan ve 160 yahudi olmak uzere 31.208, 1882 ’de ise 34.152 kişi meskûndu.
Ticaret yolları uzerinde bulunmasından dolayı onemli bir ticaret merkezi olan şehirde Eski Han, Îs Bey Hanı, Kurşunlu Han, Sulu Han ve Kapan Han gibi cok sayıda ticaret hanı mevcuttu. XVI. yuzyılda kalenin kuzey kesimiyle Vardar nehri arasında buyuk bir pazar meydanı vardı. Bu donemde şehirde 133 meslek kolu faaliyetteydi. Şehirde yabancı tuccarların da faaliyet gosterdiğine dair bilgiler vardır. Ozellikle yahudi ve Raguzalı tuccarlar burada ticarî koloni kurmuşlardı. XIX. yuzyılda Uskup ’un bu fizikî gelişmesini salnÂmelerden takip mumkundur. Kosova VilÂyeti SalnÂmesi ’ne gore 1898 ’de Uskup şehrinde dokuz karakol, otuz iki cami, on yedi mescid, sekiz medrese, on dokuz tekke, yedi turbe, dort kilise, bir havra, iki metropolit, on yedisi muslumanlara, on yedisi gayri muslimlere ait okul binası, bir matbaa, dort hamam, yirmi altı değirmen, sekiz otel, bir saat kulesi, yetmiş beş lokanta ve meyhÂne, kırk dort han, otuz iki kahve ve kıraathane, altmış dokuz fırın, otuz iki ceşme, 1410 dukkÂn vardı. Şehrin XIX. yuzyıldaki dikkat cekici gelişmesinde Belgrad-SelÂnik demir yolunun işletmeye acılması ve Uskup ’un bu hat uzerinde bulunmasının rolu buyuktur.
Şehrin merkez olduğu Uskup bolgesi Rumeli beylerbeyiliğine bağlıydı ve Paşa livÂsı icindeydi. 1580 ’den sonra Rumeli eyaletinin mustakil livÂsı/sancağı oldu. Bu durumunu Tanzimat ’a kadar surdurdu. 1831 ’de Rumeli eyaletine bağlı on beş sancaktan biri iken 1847 yılına doğru Uskup eyaleti kuruldu. 1868 ’de yapılan idarî taksimata gore Uskup sancağı Manastır vilÂyetine, 1877 ’de yeni kurulan Kosova vilÂyetine bağlandı. Bu donemde Uskup sancağının Uskup, Kalkandelen, Kırcova, Koprulu, Pirlepe, Kıvırcık, Kırnık ve Kacanik adlarında sekiz kazası mevcuttu. 1908 yılında Uskup sancağının on kazası, beş nahiyesi ve 795 koyu vardı.
XX. yuzyıl başlarına kadar Osmanlı idaresinde kalan şehir 23-24 Ekim 1912 ’de Sırplar tarafından işgal edildi. 10 Ağustos 1913 ’te yapılan Bukreş Antlaşması ile de Uskup, Manastır, Priştine ve İştip gibi Turk şehirleri Sırbistan ’a verildi. Sırplar ’ın hÂkimiyetine gectikten sonra 27 Ocak 1913 ’te Musluman Turk ahaliden 752 aile Uskup ’ten goc etti. 1915 ’te Bulgarlar ’ın eline gecen şehir muttefikler tarafından 11 Eylul 1918 ’de tekrar Sırplar ’a verildi. Bu donemde şehirde onemli bir nufus azalması oldu. 1913 ’te Sırplar tarafından yapılan sayımda nufusun 37.000 olduğu belirlendi. Şehrin nufusu 1921 ’de 41.006 ’ya, 1931 ’de 68.344 ’e, 1935 ’te 70.716, 1941 ’de 80.000 ’e cıktı; ancak II. Dunya Savaşı ’nın olumsuz etkileri yuzunden 1944 ’te 76.000 ’e geriledi. 1961 ’de nufusu 172.000, 1963 ’te meydana gelen buyuk depremde 2000 ’in ustunde olu bulunmasına ve nufusun azalmasına rağmen Uskup ’un nufusu 1971 ’de 312.300, 1981 ’de 408.143, 1994 ’te 448.200, 2002 ’de 506.926 ve 2006 ’da 668.518 ’e ulaştı. II. Dunya Savaşı ’ndan sonra Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti ’nin onemli bir şehri olan Uskup Yugoslavya ’nın dağılmasından sonra Makedonya Cumhuriyeti ’nin başşehri yapıldı. Vardar nehrinin her iki yakasında gelişen şehrin kulturel merkez kesimiyle meclis binası sol yakada bulunur. Ticaret fonksiyonu ırmağın iki yakasında da belirgindir. Uskup şehri 2004 ’ten itibaren on belediyeden oluşmaktadır: Aerodrom, Butel, Čair, Centar, Gazi Baba, Gjorče Petrov, Karpoš, Kisela Voda, Saraj, Šuto Orizari.
USKUP ’UN ETNİK VE DİNİ YAPISI 1994 ’teki resmî kaynaklara gore Uskup nufusunun % 73 ’u Makedon, % 13 ’u Arnavut, % 2,1 ’i Turk, % 3,6 ’sı Sırp, % 4,5 ’i Roman, % 0,4 ’u Ulah ’tır; 14.089 kişinin millî kimlik beyanında bulunmadığı kaydedilmektedir. 2002 ’deki nufus sayımı sonrası verilen resmî bilgilere gore nufusun % 66,75 ’i Makedon, % 20,49 ’u Arnavut, % 1,7 ’si Turk, % 2,82 ’si Sırp, % 4,63 ’u Roman, % 1,5 ’i Boşnak, 10.724 kişinin de ceşitli kimliklere sahip olduğu belirtilmektedir. Uskup ’teki Arnavut, Turk, Boşnak ve Romanlar ’ın Musluman nufusu teşkil ettiği duşunulurse resmî kaynaklara gore buradaki Muslumanların toplam nufusun % 28,32 ’sini teşkil ettiği anlaşılır. Ancak bu tur resmî istatistiklerin doğru olmadığını tesbit eden Musluman kesime gore Uskup ’un % 40 ile % 45 arasındaki nufusu Muslumandır. Bugun Uskup ’teki Musluman varlığının coğunluğunu Arnavutlar meydana getirmektedir.
Kaynak: DİA
İslam ve İhsan