Ashab-ı Kehf hikayesi nedir? Kur ’an-ı Kerim ’de anlatılan Ashab-ı Kehf kıssasından cıkarılacak dersler.Kur ’an-ı Kerîm ’de şoyle buyurulur: “Yoksa sen, sadece Kehf ve Rakîm adamlarını mı şaşılacak Âyetlerimizden sandın?” [1] AshÂb-ı Kehf, “mağara arkadaşları”, rakîm ise, “mağara arkadaşlarının yazılı bulunduğu kitabe” demektir.[2] Bu adla bilinen bir kac imanlı genc Tarsus yakınlarında donemin Roma askerî vÂlisi tarafından takibata uğratılıp cezalandırılmak istenince, gizlice şehri terk ederek bir mağaraya sığınmışlar ve bir mucize olarak CenÂb-ı Hak tarafından 300 yıl kadar[3] uykuya cekilmişlerdi.
Tarih ve tefsir kitaplarındaki yaygın bilgiye gore bu olay, Anadolu ’nun Roma hÂkimiyeti altında bulunduğu, M.S. 3. yuzyılın 2. yarısında Tarsus dolayında vuku bulmuştur. Bolge vÂlisi Decius (Dakyanos) bu gencleri inanclarından oturu oldurmeğe kalkışmıştı. Gencler; goklerin ve yerin Rabbi olan Allah ’tan başka ilÂh tanımadıklarını ve dinlerinden donmeyeceklerini soyleyerek kenti terk etmişlerdi. Bunlar, peşlerine takılan bir kopekle birlikte bir mağaraya girmişler ve uzun bir uykuya dalmışlardı. Biyolojik bedenleri curumesin diye sağa sola cevrilip yaşatılmışlar ve guneşin rahatsız etmeyeceği bir konumda tutulmuşlardı.[4]
Uyandıklarında kendilerini bir gun veya daha kısa sure uyumuş sanan gencler aclık hissedince, iclerinden Yemliha ’yı ellerindeki gumuş para ile yiyecek almak uzere şehre gonderirler. Cok şeyin değiştiğini goren Yemliha ekmek almak isterken, giysilerinden şuphelenen ve elindeki eski devre ait paraya bakıp, define bulduğunu sanan fırıncının ihbarı uzerine Hukumdar Theodaius ’un huzuruna cıkarılır. Kendi kanaatine gore bir gun surduğunu sandığı, başından gecenleri anlatır. O donemde putperestliğin yerini Hıristiyanlık almış ve inanca saygı donemi başlamıştı. Hukumdarlarıyla birlikte mağaraya giden şehir halkı, Yemliha ve arkadaşlarının kopekleriyle birlikte ortadan kaybolduklarını gorurler. Mağaranın onune bir mabed yaptıran hukumdar bu mağarayı kutsal bir yer olarak ilÂn eder. Bu olay insanların kıyamet ve oldukten sonra dirilmeye olan inancını guclendirir.
Mağara arkadaşlarının sayısı konusunda goruş ayrılığı vardır. Kaynaklarda gorulen adları şoyledir: Yemliha, Mekselina, Meslina, Mernuş, Debernuş, Sazenuş ve Kefetayyuş. Kopeklerinin adı da Kıtmîr ’dir. Hıristiyanlar bu olayın Ayasuluk Kilisesi ’nde vuku bulduğuna inanırlar.
İbn Abbas, “mağara adamları” nın oykusu hakkında şoyle demiştir: “Onların Hıristiyan oldukları soylenir. Allah daha iyi bilir ama, belli ki onlar Hıristiyanlıktan onceki doneme aittirler. Başka turlu Yahudi hahamları ne bu işlerin, ne de bu insanların oykulerini korumakla ilgilenmezlerdi. Cunku Yahudiler Hıristiyanlara karşıdırlar. Nitekim Mekkeliler ’e, Hz. Peygamber ’e “Kehf adamları, Zulkarneyn ve Ruh” olmak uzere uc soru sormalarını telkin eden Medine Yahudi hahamlarıdır. Bu da, bu oykunun Yahudiler ’in kitaplarında muhafaza edildiğini ve Hıristiyanlık ’tan onceki doneme ait bulunduğunu gosteriyor.”[5]
Dipnotlar:
[1] Kehf, 18/9. [2] Rakîm arkadaşları ve “Mağara hadisi” arasındaki ilişki icin bk. BuhÂrî, İcÂre, 12; KÂmil Miras, Tecrîd-i Sarîh Terc., VII, 37 vd.. [3] bk. Kehf, 18/ 25. [4] Kehf, 18/17, 18. [5] İbn Kesîr, Tefsîr, III, 73, 74, Kehf sûresi, 18/9. Âyet tefsiri.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Donduren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan