Ebû Cehil nasıl oldu?Abdurrahman bin Avf -radıyallahu anh-, yediden yetmişe butun ashÂb-ı kirÂmın Rasûlullah muhabbetiyle yoğrulduğunu gosteren şu ibretli hÂdiseyi anlatır:
Bedir gunu sağıma-soluma baktım; EnsÂr ’dan iki gencin arasında olduğumu gordum. Bundan pek hoşlanmadım. Oysaki daha kuvvetli kimseler arasında bulunmak isterdim.
Onlardan biri, arkadaşına duyurmadan bana:
“–Ey amca! Sen Ebû Cehil ’i tanır mısın?” diye sordu.
Ben de:
“–Evet, tanırım! Ne yapacaksın onu?” dedim.
Genc:
“–Duyduğuma gore o RasûlullÂh ’a sovermiş! Varlığım kudret elinde olan AllÂh ’a yemin ederim ki, onu bir gorursem, ikimizden biri olmedikce ondan ayrılmayacağım!” dedi.
Gencin bu sozune hayran kaldım. Obur genc de aynı şeyleri soyledi. Şimdi bu iki gencin arasında olduğum icin buyuk bir surur duyuyordum. Az sonra Ebû Cehil ’i harp meydanında donup dururken gordum ve:
“–Bakın, işte sorduğunuz kimse!” dedim.
Gencler hemen Ebû Cehil ’e doğru koştular ve onu kılıctan gecirdiler. Bu gencler, MuÂz bin Afr ile MuÂz bin Amr idi. (BuhÂrî, MeğÂzî, 10; Muslim, CihÂd, 42)
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Gonuller Sultanı Efendimiz'e Muhabbet, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan