CenÂb-ı Hak buyuruyor: "Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kotuluk ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz..."(İsrÂ, 7)
Rasûlullah (sav) buyurdular:

"Musluman, elinden ve dilinden diğer muslumanların zarar gormediği kimsedir." (BuhÂrî, ÎmÂn, 4,5)

Şeyh SÂdî-i ŞîrÂzî'nin, "Bostan" isimli eserinde kıssadan hisse tarzında naklettiği hikmet dolu hikÂyelerden biri şoyledir:

"Bir kÂhya vardı. Sanki yedi bel gibiydi. Onun korkusundan neredeyse erkek arslan, dişi arslan gibi olurdu.

Gunlerden bir gun bu kÂhya cok derin ve ici pek soğuk olan bir kuyuya duştu. Oraya duşunce de acziyet ve ıztırap icerisinde bağırmaya başladı:

"Kimse yok mu, ne olur kurtarın, dara duştum, cankurtaran yok mu?" diye gece sabahlara kadar inim inim inleyerek feryÂd etti. LÂkin sesini hic kimseye duyuramadı. Zira yapmış olduğu kotuluklerden dolayı her duyan kulak, ona karşı sesini duymamak hususunda adeta taş kesilmişti.

KAZDIĞI KUYUYA DUŞMEK

Aradan birkac gun gecti. Onu tanıyanlardan biri, bir seher vakti kuyunun yanından gecerken duymuş olduğu feryÂd u figÂn uzerine meraklandı ve kuyuya iyice yaklaştı. Kotuluğuyle nÂm salmış olan o kÂhya ile goz goze geldiğinde ise onu hemen tanıdı. Anî bir hareketle yerden aldığı taşı kÂhyanın başına atarak kafasını yaraladı. Bu esnÂda da ona hitÂben şoyle diyordu:

"-Nasılsın? Şimdiye kadar sen bir kimsenin imdÂdına koştun mu ki, şimdi yardım istiyorsun. DÂim insÂniyetsizlik tohumunu ektin, merhamet ve şefkat yoksulu idin. İşte şimdi de zulmunun acı meyvelerini topluyorsun. Senin yaralı canına kim merhem koyacak? Sen dertli, muzdarip gonulleri hic duşunuyor muydun? Sen gam ve huzun bulutlarıyla sırılsıklam ıslanmış ve soğuktan buz kesmiş yureklere guneş olabiliyor muydun ki, şimdi merhamet bekliyorsun. Hayır! Bilakis sen dÂim bizim hayır ve huzur yolumuzda kuyu kazıyordun. Neticesi ne oldu, kazdığın kuyuya kendin duştun!"

İşte insanlar hakkında kotuluk duşunen, CenÂb-ı Hakk'ın mumtaz kıldığı gonlu incitmek ve ona sivri yılan diliyle diken batırmakta hic tereddut gostermeyen bir kimsenin insanlar nazarındaki mevkii ve neticede duşeceği vahim Âkıbet.

İNSANLAR İKİ MAKSATLA KUYU KAZARLAR

Şeyh SÂdî, naklettiği bu kıssayı, şu hikmetli sozleriyle nihÂyete erdirmektedir:

"İnsanlar icin kuyuyu iki maksatla kazdırırlar: (Bunlardan biri gercek, diğeri ise mecÂzî mÂnÂdaki kuyudur.)

İyi huylu insan, susamışlara su temin etmek icin kuyu kazar. (Gercek mÂnÂdaki kuyu kazmak boyledir.) Kotu huylu biri ise halkı icine yuvarlamak icin kuyu kazar. (MecÂzî mÂnÂdaki "kuyu kazmak" da, bu niyetle kurulan tuzakları ifÂde eder.)

LÂkin kotuluk ediyorsan, iyilik umma! Cunku ne kadar emek sarf etsen meyvesiz bir col bitkisi olan ılgın ağacı yemiş vermez! (Osman Nûri Topbaş, Gonul Yolculuğumuz, Erkam Yay.)

Kaynak: www.2g1d.com
İslam ve İhsan