
Osmanlı İmparatorluğu'nda taşralarda iffet ve istikÂmet aynı derecededir.
Son zamanlarda Daily News gazetesinde neşredilen mektubunda bir İngiliz seyyahının anlattığı şu menkıbeyi lutfen okuyun:
Bugun kendi eşyamla arkadaşım olan eski bir Macar zÂbitinin eşyÂsını nakletmek uzere bir koylunun yuk arabasını kiraladım. Sandıklar, portmantolar, denkler, paltolar, kurkler, atkılar hep acıktaydı. Buralarda yatağın hayÂli bile mevcut olmadığı icin, ben, gece ustune uzanmak uzere biraz kuru ot satın almak isteyince son derece nÂzik bir Turk bana refÂkat teklifinde bulundu. Sonra da okuzlerini koşumdan cıkarıp bizim butun eşyÂmızla beraber sokağın ortasında bıraktı.
Ben onun uzaklaştığını gorunce arkasından seslenerek:
“–Burada birisi kalmalı!” dedim.
Yanımdaki Turk hayretle sordu:
“–Nicin?”
Ben de:
“–EşyÂlarımızı beklemek icin.” dedim.
Musluman Turk şu cevabı verdi:
“–Ne luzumu var? Merak etmeyin; eşyÂlarınız bir hafta gece-gunduz burada kalsa bile dokunan olmaz.”
Ben de bu soz uzerine ısrar etmeyip oradan oylece ayrıldım. Donduğumde hayretler icerisinde her şeyi yerli yerinde buldum. Hem de o sıralarda o yoldan Osmanlı askerleri mutemÂdiyen gelip geciyordu.
Bu goz kamaştırıcı gercek, Londra kiliselerinin kursulerinden butun hristiyanlara îlÂn edilmelidir... İclerinden bÂzıları belki ruy gorduklerini zannedeceklerdir; ama artık uykularından uyansınlar!..”
HARAMLA ZAFER KAZANILMAZ
Osmanlılar ’daki dînî yaşayış, îman ve ahlÂkı guclendirerek ictimÂî dengeyi de sağladığından, hırsızlık ve gasba giden yollar vakıf muesseseleri ile kapanmış oluyordu. Maddî ve mÂnevî zaferlerin temelindeki muessir, helÂl kazanc idi. Yavuz Sultan Selîm HÂn ’ın:
“ŞÃ‚yet askerlerimin torbasında yabancı bağlardan koparılmış meyve gorseydim, Mısır seferinden vazgecerdim. Haramla zafer elde edilmez!” sozu meşhurdur.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Âbide Şahsiyetleri ve Muesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan