
Bugun ta­rih ilminin cozemediği hÂdiselerden biridir Pîrî Reis ’in dun­ya haritası. Bu haritada “Gronland Adası”, aslına uygun olarak uc parca gosterilmektedir. Bu gercek, ancak insanoğlunun Ay ’a ayak basması ile tespit edilmiş bir hakîkattir.Bu haritanın cizilişi, ilmî bir kÂbiliyet ile kalbî bir keşfin muşterek mahsûlunden başka bir şey olamaz. Bu misÂller, o devrin ricÂl seviyesini gostermeye kÂfîdir.
KÂnûnî Sultan SuleymÂn ’a izÂfe edilen “KÂnûnî” lÂkabı, devri îcÂbı luzumlu hukumleri İslÂm hukûku dÂhilinde derleyip toparlayarak kÂnun mecmûaları hÂlinde tanzim ettirmesinden ileri gelmektedir. Bu “K­nun­nÂme-i Âl-i Osman”, devrin allÂme ve mufti ’s-se­ka­leyni (insanlara ve cinlere fetv vereni) olan KemÂl PaşazÂde ve Ebus­su­ûd Efendi ’lerin başkanlığında te ’lif edilmiştir. Bu sû­ret­le ortaya cıkan k­nun­n­me­lerin muhtevÂsı, tamÂmen şer ’î hukumlere uygundur.
Hak ve adÂlet, hudutları Hazar ’dan Orta Avrupa ’ya, Hind Okyanu­su ’ndan Ukrayna ’ya kadar uzanan bir İslÂm devlet-i aliyyesinin hukûku olarak zamanın îcaplarına gore oylesine dakik bir sû­ret­te gercekleştiriliyordu ki, engizisyon mahkemelerinin korkunc zulumlerinden kacanlar, Osmanlı ulkesine sığınıyorlardı.
«Dun­ya donuyor!» dediği icin Galileo, olumden kurtuluş caresi olarak, ilmî kanaatini lÂfzan terk ederken, Osmanlı ’da gayr-i muslimlerin bile “vedîatullÂh”, yani AllÂh ’ın devlete emÂneti olarak kabûl olunduğu yuce bir goruş hÂkim bulunuyordu.
Hatt Lehistan ’da: “Osmanlı atları Vistul Nehri ’nden su icmedikce, bu ulkenin hurriyet ve istiklÂle kavuşamayacağı” sozu, bir darb-ı mesel hÂline gelmişti.
Gercekten Lehistan, yani Polonya, ta­rihte uc defa istiklÂline kavuşmuştur ki, bu da Turk atlarının Vistul Nehri ’nden su ictiği zamanlarda olmuştur.
Kaynak: Abide Şahsiyetleri ve Muesseseleriyle OSMANLI, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2013
İslam ve İhsan