
II. BÂyezîd Han devrinde Endulus muslumanlarına elden gelen yardımın yapılmasından da geri kalınmamıştır.O ta­rihte, henuz butun Avrupa donanmalarıyla başedebilecek dirÂyette bir donanmamız olmadığı hÂlde, yuz binlerce musluman, hris­ti­yanların fecî katliamlarından kurtarılarak, Afrika ’ya taşınmış, İspanya sÂhilleri şiddetli bombardımanla devamlı tÂciz edilerek, Endulus ’un kaybı felÂketine karşı misilleme yapılmıştır.
Cok daha onceden birbirleriyle nefsÂnî sebepler yuzunden boğuşarak beylikler hÂline gelmiş ve aralarındaki kardeş kavgasında defÂatle -maalesef- hris­ti­yanları yardıma cağırmış olan Endulus muslumanlarına, yapılabilecek başka bir yardım duşunulemezdi. Cunku onlar, Kur ’Ân rûhuna zıt olarak bolunup parcalanmış ve birbirlerine karşı hris­ti­yanları dost edinmenin hazin Âkıbetine dûcÂr olmuşlardı. Aşağıdaki hÂdise ne kadar ibretlidir:
Son Gırnata hukumdarı olan Ebû Abdullah, duşmanlara teslim ettiği memleketinden annesiyle birlikte uzaklaşırken Padul tepesinde durarak son kez Gırnata ’ya bakmış, alevler icinde yanan bu inci gibi İslÂm yurdunu ve İslÂm sanatının hÂrikası olan el-Hamr sarayını seyrederken gayr-i ihtiyÂrı ic cekerek hıckırıklarla ağlamaya başlamıştı. Onun bu hÂli uzerine annesi de, catık kaşlarla şu t­rihî cevabı vermişti:
“–Ağla ey gÂfil, ağla! Erkekler gibi muhÂfaza edemediğin şu mubÂrek yurdun icin şimdi kadınlar gibi ağla!..”
Şu hÂdise munÂsebetiyle bu ta­rihten sonra o tepe «Arab ’ın son Âhı» ya da «Arab ’ın Âh tepesi» mÂnÂsında bir isimle yÂd edilir olmuştur.
OSMANLI ENDULUS İCİN NELER YAPTI?
Bugune kadar Osmanlı ’yı, Endulus muslumanlarının felÂketine karşı seyirci kalmakla itham edenler, ya bu t­rihî gercekleri lÂyıkıyla takdîr edemeyenler, ya da kasıtlı olan kimselerdir. Cunku karadan Almanya ve Fransa ’yı aşarak İspanya ’ya ulaşılamayacağı gibi, denizden de koca İspanya kıt ’asına karşı, ancak duşmanı tÂciz hareketleri yapılabilirdi ki, Osmanlı bunu yapmıştır.
Cem vak ’ası dolayısıyla hris­ti­yanlık Âlemini tahrik etmemeye Âzamî bir sû­ret­te dikkat gostermeye mecbur kalan Sultan 2. BÂyezîd HÂn ’ın 31 yıllık saltanat devresinde; “Şahkulu” isyanının bastırılması, buyuk deniz savaşlarından “Sapienza” zaferi, İnebahtı ’nın fethi, Koron, Modan ve Navarin kalelerinin alınması gibi zaferlerin de kazanıldığı dikkate alınırsa, onun devrinin sanıldığı gibi askerî bakımdan da pek sonuk gecmemiş olduğu anlaşılır.
Kaynak: Abide Şahsiyetleri ve Muesseseleriyle OSMANLI, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2013
İslam ve İhsan