Naat nedir?Naatler, Osmanlı ’da mustesn bir yer teşkîl etmektedirler. Allah sevgisinin de Hazret-i Peygamber -sal­lÂl­l­hu aleyhi ve sellem- ’i sevmekle mumkun olacağı kıstasına binÂen naat husûsunda şÃ‚irler, ucu kıyÂmete kadar uzanan birer aşk ve muhabbet kÂfilesi hÂlinde, Âlemlerin Efendisi ’ne Âit yanık terennumlerde bulun­muş­lardır.

Naatlerde Allah Rasûlu -sal­lÂl­l­hu aleyhi ve sellem- ’in Habîbullah oluşu, mîrÂcı, ummetine olan sevgisi ve mahşerdeki şefÂati vb. mev­zû­lar dile getirilmiştir. Zengin bir muhtevÂsı bulunan naatler, Osmanlı şiirinde vazgecilmez bir muhabbet tezÂhuru hÂlindedir.

Halktan pÂdişÃ‚hına kadar şÃ‚ir olan hemen herkes, bu hususta pek kıymetli eserler vermişlerdir. PÂdişahlardan Yavuz ’un ve 1. Ahmed HÂn ’ın naatleri pek meşhurdur. Ayrıca Fuzûlî ve Şeyh GÂlib ’in naatleri de, sÂhasında eşsizdir. Bilhassa Fuzûlî ’nin:

Sûya virsun bÂğbÂn gulzÂrı zahmet cekmesun,

Bir gul acılmaz yuzun tek virse bin gulzÂre su

beyti ile Şeyh GÂlib ’in:

Sen Ahmed u Mahmûd u Muhammed ’sin efendim,

Hak ’tan bize sultÂn-ı mueyyedsin efendim

beyti, naat edebiyatımızın şah beyitlerinden olmuş ve dilden dile devreyleyip gonulleri yoğuran mÂnevî bir muhabbet ve aşk hazzı hÂlinde ebedîleşmiştir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Osmanlı, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan