Bir kişinin maddî-mÂnevî huzur ve saÂdetinin ilk şartı nedir? Behlul DÂn Hazretleriʼden kazancın helÂliyeti ile ilgili cok ibretli bir kıssa.Para, yılan gibidir. Hangi delikten girdiyse oradan cıkar. Cebine haram para girenin ameli bozulur. En azından amellerindeki ihlÂs kaybolur.
Dolayısıyla paranın nereden ve nasıl kazanıldığı cok muhimdir. Maddî-mÂnevî huzurumuz icin, kazancımızın helÂl yoldan olmasına son derece dikkat etmeliyiz.
MADDİ-MANEVİ HUZUR VE SAADETİN İLK ŞARTI Bu hususta Behlul DÂn Hazretleriʼnin cok ibretli bir kıssası var:
Behlul DÂn bir gun Harun Reşid ’den bir vazife ister. Harun Reşid de ona carşı-pazar ağalığını (denetimini) verir.
Behlul hemen işe koyulur. İlk olarak bir fırına gider. Birkac ekmek tartar. Hepsi normal ağırlığından noksan gelir. Fırıncıya donup:
“–Hayatından memnun musun, gecinebiliyor musun, coluk-cocuğun ağız tadıyla yaşayıp gidiyor mu?” diye sorar.
Fırıncı ise butun sorulara menfî cevap verir. Hayatta memnun olduğu bir şey yoktur.
Behlul bir şey demeden ayrılır ve bir başka fırına gecer. Orada da birkac ekmek tartar ve gorur ki butun ekmekler normal gramajından fazla geliyor. Aynı soruları bu fırının sahibine de sorar ve butun sorulara musbet cevap alır. Yani fırıncı gÂyet huzurludur.
Bundan sonra başka bir yere uğramadan doğru Harun Reşid ’in huzuruna cıkıp başka bir vazife ister. Harun Reşid:
“–Behlul, daha yeni vazife verdik sana, ne cabuk bıktın?” deyince Behlul şu îzÂhı yapar:
“–Efendim, carşı-pazarın ağası varmış. Benden once ekmekleri de tartmış, vicdanları da. Buna gore herkes zÂten hesabını odeyip duruyor. Bana ihtiyac kalmamış…”
Demek ki kazancın helÂliyeti, kişinin maddî-mÂnevî huzur ve saÂdetinin ilk şartıdır. Cunku ağızdan gecen her lokma, eğer helÂl ise kişiye feyiz ve mÂnevî zindelik verir. Fakat haram veya şupheli bir lokma ise, gaflet ve hantallık verir; duyuşları kısırlaştırır; kalbe bir perde olur.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Muslumanın Para ile İmtihanı, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan