
31 Mart Vakası'nın ardından tahttan indirilen Sultan II. Abdulhamit, surgun kaldığı Selanik'teki Alatini Koşku'nde belki de hayatının en zor gunlerini yaşadı. Sultan II. Abdulhamit, bu donemde yaşadıkları sıkıntıları Şam'da bulunan ve mensubu olduğu Şazeli Şeyhi Mahmut Ebu Şamat ile yazdığı bir mektupla paylaştı. Tahttan indirilişi, olayların arka planı, sebepleri ve o şartları anlatan bir mektup yazan Sultan II. Abdulhamit, mektubu gizlice koşkun muhafızı ile Şam'da bulunan şeyhi Mahmut Ebu Şamat'a gonderdi. Oyle ki bu mektup Osmanlı Devleti'nin sonunun ve Turkiye'nin bir turlu belini doğrultamamasının sebebini gozler onune seriyor.150 MİLYON ALTIN KARŞILIĞINDA KUDUS'U İSTEDİLER
Mektupta Sultan II. Abdulhamit, İttihatcıların ve Yahudilerin tum ısrarlarına ve 150 milyon altın tekliflerine rağmen Kudus'u nasıl satmadığını kendi ağzıyla anlatıyor. II. Abdulhamit Han, mektubunda ozellikle Filistin'de Yahudilere toprak vermediği icin tahttan indirildiğini dile getiriyor.
İşte Sultan II. Abdulhamit'in, şeyhi ve murşidi Ebu Şamat'a gonderdiği mektup...
"YÂ Hû...
Bismillahirrahmanirrahim vebihi nestain
Elhamdulillahi rabbil-alemin ve efdalu salati ve ettemmu teslim ala Seyyidina Muhammedin resulu rabbul-alemin ve ala alihi ve sahbihi ecmain vettabiine ila yevmiddin.
İşbu arîzamı tarikat-i Şazeli Şeyhi vucutlara ruh ve hayat veren ve cumlenin efendisi bulunan Eş-şeyh Mahmud EbuşşamÂt Hazretlerine ref ediyorum.
Mubarek ellerini operek ve duÂlarını rica ederek selÂm ve hurmetlerimi takdimden sonra arz ederim ki, sene-i haliye şehr-i mayısın 2. gunu tarihli mektubunuz vasıl oldu. Sıhhat ve selÂmette daim olduğunuzdan dolayı Allah'a hamd ve şukurler ettim... Efendim, evrÂd-ı Şazeli kıraatine ve vazife-i Şazeliyye'ye, Allah'ın tevfikiyle gece ve gunduz devam ediyorum. Ve bu vazifeleri edÂya muvaffak olduğumdan dolayı Allah TeÂl Hazretlerine hamd ederim ve dÂvet-i kalbiyenize daima muhtac olduğumu arz ederim.
Bu mukaddimeden sonra, şu muhim meseleyi zat-ı reşadetpenahilerine ve zat-ı semahatpenahilerin emsali ukulu selim sahiplerine tarihî bir emanet olarak arz ederim ki, ben HilÂfet-i İslÂmiye'yi hicbir sebeple terk etmedim. Ancak ve ancak 'Jon Turk' ismiyle maruf ve meşhur olan İttihat Cemiyeti'nin ruesasının tazyik ve tehdidiyle HilÂfet-i İslÂmiye'yi terke mecbur edildim. Bu ittihatcılar, Arazi-i Mukaddese ve Filistin'de Yahudiler icin bir vatan-ı kavmî kabul ve tasdik etmediğim icin ısrarlarında devam ettiler.
"TEHDİTLERİNE RAĞMEN TEKLİFLERİNİ KABUL ETMEDİM"
Bu ısrarlarına ve tehditlerine rağmen ben de katiyen bu teklifi kabul etmedim. BilÂhare yuz elli milyon altun İngiliz lirası vereceklerini vaat ettiler. Bu teklifi dahi katiyen reddettim ve kendilerine şu sozle mukabelede bulundum: "Değil yuz elli milyon İngiliz lirası, dunya dolusu altın verseniz bu tekliflerinizi katiyen kabul etmem! Ben otuz seneden fazla bir muddetle Millet-i İslÂmiye'ye ve Ummet-i Muhammediye'ye hizmet ettim. Butun Muslumanların ve salatin ve Hulefa-i İslÂmiyeden aba ve ecdadımın sahifelerini karartmam ve binaenaleyh bu tekliflerinizi mutlaka kabul etmem" diye kat'î cevap verdikten sonra hal'imde ittifak ettiler. Ve beni Selanik'e gondereceklerini bildirdiler.
"YAHUDİ DEVLETİNE İZİN VERMEDİĞİM İCİN OLANLAR OLDU"
Bu son tekliflerini kabul ettim ve Allah TeÂla'ya hamd ettim ki ve ederim ki; Devlet-i Osmaniyye ve Alem-i İslÂm'a ebedî bir leke olacak olan tekliflerini, yani Arazi-i Mukaddese ve Filistin'de Yahudi devleti kurulmasını kabul etmedim. İşte bundan sonra olan oldu. Ve bundan dolayı da MevlÂ-yı Muteal Hazretlerine hamd ederim.
Bu muhim meselede şu maruzatım kÂfidir.
Ve şu sozlerimle mektubuma hitam veriyorum. Mubarek ellerinizden operek hurmetlerimi kabul buyurmanızı sizden rica ve istirham ederim. İhvan ve asdıkamın cumlesine selÂmlar ederim. Ey benim muazzam ustadım! Bu bÂbda sozumu uzattım. Muhat-ı ilmi semahatpenahileri ve butun cemaatinizin mÂlûmu olmak icin uzatmaya mecbur oldum.
VeselÂmualeykum ve rahmetullahi ve berakatuhu.
Hadim-i el-Muslimin
Abdulhamit"
İslam ve İhsan