
Akşemsettin Hazretleri kimdir? Akşemsettin Hazretleri ’nin asıl adı nedir? Akşemsettin Hazretleri nasıl Fatih ’in hocası oldu? Akşemsettin Hazretleri İstanbul ’un fethinden sonra neden ortadan kayboldu? Akşemsettin Hazretleri ’nin kabri nerede? Akşemsettin Hazretleri ’nin hayatı, eserleri ve yaptıkları...Akşemsettin Hazretleri; FÂtih Sultan Mehmet ’in hocası, mutasavvıf, Âlim-tabip ve şairdir. Asıl adı Şemseddin Muhammed b. Hamza ’dır. Ancak Akşemsettin veya kısaca Akşeyh adıyla şohret bulmuştur. Akşemsettin Hazretleri, 792 (1390) yılında Şam ’da doğdu.
AvÂrifu ’l-maÂrif sahibi Şeyh ŞehÂbeddin Suhreverdî ’nin (o. 632/1234) torunlarından Şeyh Hamza ’nın oğludur. Baba tarafından nesebi Hz. Ebûbekir ’e kadar uzanmaktadır. Yedi yaşlarında babasıyla birlikte Anadolu ’ya gelerek o zaman Amasya ’ya bağlı olan Kavak ilcesine yerleştiler. (799/1396-97)
Kur ’an ’ı ezberleyip kuvvetli bir dinî tahsil gordukten sonra Osmancık Medresesi ’ne muderris oldu. Yine bu arada iyi bir tıp tahsili yaptığı da anlaşılmaktadır. Hayatı hakkında en geniş ve doğru bilgilerin yer aldığı Enîsî ’nin MenÂkıbnÂme ’sine gore “ilm-i bÂtın lezzeti dimağından gitmediği icin”, tahminen yirmi beş yaşlarında iken kendisine bir murşid aramak uzere Fars ve MÂverÂunnehir ’e doğru yola cıktı; ancak arzusunu gercekleştiremeden geri dondu. Bazı tavsiyeler uzerine Hacı BayrÂm-ı Velî ’ye intisap etmeyi duşunduyse de vazgecti ve şohreti Anadolu ’ya kadar yayılmış bulunan Zeynuddin el-HÂfî ’ye intisap icin Halep ’e gitti. Fakat bir gece ruyasında, boynuna takılı bir zincirin Hacı Bayram ’ın elinde olduğunu gorunce Ankara ’ya dondu.
Akşemsettin hakkında bugune kadar en geniş araştırmayı yapmış bulunan A. İhsan Yurd, Akşemseddin ’in Defu metÂin adlı eserinde Zeynuddin el-HÂfî ’ye acıkca tÂrizde bulunduğuna dikkati cekerek tenkit ettiği bir kimseye intisap etmeyi duşunmesinin mumkun olamayacağını belirtmekte ve onun doğrudan doğruya Hacı Bayram ’a bağlandığını kaydetmektedir. İntisap tarihi belli olmayan Akşemsettin sıkı bir riyÂzet ve mucahededen sonra kendisini takdir eden şeyhinden kısa zamanda hilÂfet aldı.
Akşemsettin ’in icinde cileye girdiği hucre bugun de Ankara Hacıbayram Camiî bodrumunda mevcuttur ve şeyhin adıyla anılmaktadır. Daha sonra şeyhinin yanından ayrılarak Beypazarı ’na gitti, burada bir mescid ve değirmen inşa ettirdi. Fakat halkın buyuk rağbet gosterip etrafına toplanması uzerine gunumuzde Corum ’a bağlı olan İskilip kazasında Kosedağı civarındaki Evlek koyune cekildi. Bir sure sonra buradan da ayrılarak Goynuk ’e yerleşti ve orada da yine bir mescidle değirmen yaptırdı. Bir yandan cocuklarının, diğer yandan da dervişlerinin tÂlim ve terbiyeleriyle meşgul oldu; bu arada hacca gitti. Şeyhi Hacı BayrÂm-ı Velî ’nin vefatından sonra onun yerine irşad makamına gecti. (833/1429-30)
Akşemsettin, Şeyhi Hacı Bayram ’ın, Sultan 2. Murat ile munasebetlerinde hemen daima yanında olduğundan oğlu 2. Mehmet ile de tanışmış ve tahta cıktıktan sonra da onunla goruşmeye devam etmişti. Tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber İstanbul ’un fethinden once iki defa FÂtih ’in yanına Edirne ’ye giden Akşemsettin, ilkinde 2. Murat ’ın kazaskeri Candarlıoğlu Suleyman Celebi ’yi, obur defasında da FÂtih ’in kızlarından birini tedavi ederek iyileştirmiş, FÂtih ’in kızı da kendisine Beypazarı ’ndaki pirinc mezraalarını vermişti.
FÂtih 1453 yılı baharında İstanbul ’u muhasara etmek uzere ordusuyla Edirne ’den yola cıkınca Akşemsettin, Akbıyık Sultan ve devrin diğer tanınmış şeyhleri de yuzlerce muridleriyle ona katıldılar. Akşemsettin kuşatmanın en sıkıntılı anlarında gerek padişahın gerekse ordunun mÂnevî gucunun yukseltilmesine yardımcı oldu.
İSTANBUL ’UN FETHİNDEN SONRA AYASOFYA ’DA İLK CUMA NAMAZI Araştırmacılar, Akşemsettin ’in bu sıkıntılı anlarda zaferin yakın olduğu mujdesini vererek sabredip gayret gostermesi gerektiğine dair FÂtih ’e yazdığı mektupların fethin kısa zamanda gercekleşmesinde buyuk bir tesiri olduğunu belirtmektedirler. (bk. İnalcık, s. 131) Fetihten sonra Ayasofya ’da kılınan ilk cuma namazında hutbeyi Akşemsettin okuduğu gibi, İslÂm ordularının daha onceki kuşatmalarından birinde şehit duşmuş olan sahÂbeden Ebû Eyyûb el EnsÂrî ’nin kabrini de FÂtih ’in isteği uzerine yine o keşfetti.
AKŞEMSETTİN HAZRETLERİNİN DERS VERDİĞİ CAMİ FÂtih tarafından kiliseden cevrildikten sonra FÂtih medreseleri yapılıncaya kadar once medrese olarak kullanılan Zeyrek Camiî ’nin guney ihata duvarında pencere ustundeki bir kitÂbeden, Akşemsettin ’in İstanbul ’da bulunduğu yıllarda burada oturduğu ve ders verdiği anlaşılmaktadır. Fetihten sonra padişahın tac ve tahtını terkedip butunuyle şeyhe bağlanmak ve ondan tarikat ahkÂmını oğrenmek istemesi uzerine Akşemsettin buyuk bir dirayet gostererek FÂtih ’in bu arzusuna engel olmaya calıştı. Bunu başaramayacağını anlayınca Gelibolu uzerinden Anadolu yakasına gecerek Goynuk ’e dondu. Sultanın, gonlunu almak uzere arkasından gonderdiği hediyeleri geri cevirdiği gibi Goynuk ’te yaptırmak istediği cami ve tekkeyi de kabul etmeyerek sadece bir ceşme yapılmasına razı oldu.
Hayatının son yıllarını Goynuk ’te gecirdiği tahmin edilen Akşemsettin, MenÂkıbnÂme ’ye gore 863 RebîulÂhirinin sonunda (Şubat 1459) burada vefat etti. Turbesi halen ziyaretgÂhtır. Halifelerinden Abdurrahim KarahisÂrî ’nin 865 ’te (1460-61) Mahmud Paşa adına kaleme aldığı VahdetnÂme ’nin başında yer alan bir beytine gore, Akşemsettin ’in bu tarihten once vefat etmiş olduğu acıkca anlaşıldığından, MenÂkıbnÂme ’deki vefat tarihinin doğruluğuna hukmedilebilir. Nitekim bugun turbe kapısı uzerinde bulunan inşa kitÂbesi de 863 RebîulÂhirini gostermekte ve menÂkıbın verdiği bilgiyi doğrulamaktadır. E. Hakkı Ayverdi ’nin kitÂbedeki “rebîayn” kelimesini “rebîulevvel” olarak kabul etmesinin izahı zordur. Turbesi vefatından beş yıl kadar sonra yapılmış olup sandukası uzerindeki yazı da oğullarından Mehmed SÂdullah ’a aittir. EvlÂtlarından Mehmed SÂdullah ve Nûrullah da bu turbede yatmaktadır.
İYİ BİR HEKİMDİ Kaynaklarda aynı zamanda “tabîb-i ebdÂn” olduğu, devrinin iyi bir hekimi sıfatıyla da şohret kazandığı ve tıbba dair eserleri bulunduğu belirtilen Akşemsettin ’in, tıp tarihinde ilk defa mikrop meselesini ortaya atmak ve hastalıkların bu yolla bulaştığı fikrini one surmekle, bu alanda kesin bilgiler veren Fracastor adlı İtalyan hekimden en az 100 yıl once bu konuya ilk temas eden tabip olduğu kabul edilmektedir. Adnan Adıvar gibi bazı muellifler, ilk once Dr. Osman Şevki Uludağ ’ın işaret ettiği bu konuda biraz tereddutlu davranırlarsa da Bedi N. Şehsuvaroğlu bunun gercekliğini inandırıcı bir şekilde ve acıklıkla ortaya koymuştur.
Akşemseddin ’in yedi oğlu olmuştur. Bunlar sırasıyla SÂdullah, Fazlullah, Nûrullah, Emrullah, Nasrullah, Nûrulhud ve Hamdullah Hamdi adlarını taşımaktadır. Bunlardan kucuk oğlu Hamdullah Hamdi (o. 909/1503) hey ’et, nucûm ve mûsikide iyi derecede bilgi sahibi olup aynı zamanda devrinin onde gelen şairleri arasında da yer almıştır.
Akşemsettin Hazretlerinin Turbesi (Goynuk)
Akşemsettin ’in kurduğu Bayramiyye ’nin Şemsiyye kolu kendisinden sonra Goynuk ’te oğlu Fazlullah, Kayseri ’de İbrÂhim Tennûrî, İskilip ’te Attaroğlu Muslihuddin, Ankara ve civarında ise Hamza eş-ŞÃ‚mî tarafından devam ettirilmiştir.
AKŞEMSETTİN HAZRETLERİNİN ESERLERİ Risaletu ’n-Nûriye Hall-i MuşkilÂt MakamÂt-ı Evliy Kitabu ’t Tıb Maddetu ’l-Hayat Kaynak: DİA
AKŞEMSETTİN HAZRETLERİNİN KABRİ NEREDEDİR? Akşemsettin Hazretlerinin kabri Bolu'nun Goynuk ilcesindedir.
Adres: Cuma Mahallesi, Akşemsettin Cd., 14780 Goynuk/Bolu
İslam ve İhsan