Dunya uzerinde yapılan ilk mabet neresidir? Yeryuzunde yapılan ilk ibadet yeri, ilk ev...Yeryuzunde Allah ’a ibÂdet icin yapılan ilk mabet, butun namazlarda kıblegÂh olarak yoneldiğimiz KÂbe ’dir. Allah ’ın emriyle Hazret-i İbrahim aleyhisselam ve oğlu Hazret-i İsmail aleyhisselam tarafından Mekke ’de yapılmıştır.
Ramazan Bayramının ucuncu gunu idi. Mekke-i Mukerreme ’de oğle vakti ezanını bekliyor ve KÂbe-i Muazzama ’yı seyrediyorduk. Birden: “Allah! Allah!.. Bu Beyt (KÂbe) asırları aşıp geliyor” dedim ve irkildim.
YERYUZUNDE YAPILAN İLK MABET Tatlı bir hal ve tefekkur icinde gonlume; “Bu beyt, Allah ’ın yeryuzunde kurduğu ilk ev. Asırlardır burada duruyor. İnsanlığa ışık sacıyor. Karanlıkları aydınlatıp Âlemleri irşad ediyor” diyerek duşunceler gelmeye başladı.
KÂBE TARİHİ KÂbe ile ilgili tarihî bilgiler bir şerid halinde zihnimde peşpeşe sıralanıverdi. Huzurunda bulunduğum bu KÂbe, Hazreti Âdem aleyhisselam ’dan bugune kadar cağları aşıp gelen bir beyt idi.
Meleklerin kanatlarıyla yedi kat yerin dibine temellerini attığı, Hazret-i İbrahim ve İsmail aleyhisselam ’ın yer ustunden temellerini yukselttiği bir beyt!..
Hazret-i Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ’in putlardan temizlediği bir beyt!... Yeryuzune inen meleklerin tavaf etmeden katına cıkmadığı bir beyt!... Âlemlere bereket ve hidayet kaynağı bir ev!... İnsanlık icin kurulan ilk ev!.. ilk mabet!... İnsanlık tarihi burada başlamış. İslÂm Guneşi burada doğmuş. Gonuller burada aydınlanmış. Cahiliye devri karanlığı, cehalet, vahşet burada son bulmuş. Kur ’an bu beldede nÂzil olmaya başlamış. Allah ’ın habîbi bu beldede mucÂdele vermiş.
Hz. Ebubekir Sıddık, Hz. Omer, Hz. Ali, Hz. Abdullah ibni Mes ’ud, Hz. Ebu Zer ve diğer sahÂbiler bu mekÂnlarda ne cileler cekmiş. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem ’i muşriklere karşı korumak icin hepsi canlarını siper etmiş.
“Beytullah ’a” bu duşunceler icerisinde bakarken ezÂn-ı Muhammedî okunmaya başladı. Gonlumuz, zihnen, fikren ve hissen asırlar evveline bağlanıverdi. KÂbe etrafında gecen hatıralarla ezÂn-ı Muhammedi dinlendi. Kıyamıyla, rukûsuyla ve secdeleriyle huzurlu bir oğle namazı kılındı. Namaz ve duadan sonra bir muddet daha KÂbe ’yi seyrederek oturdum. Sonra actım Kur ’an-ı Kerim ’i kaldığım yerden okumaya başladım. Hatmim dorduncu cuzde kalmışdı. Birkac Âyet okuyunca Rabbımızın bu beyt (KÂbe) ile ilgili tebligÂtı,ilÂnı karşıma cıkıverdi. Cok hislendim!... Bir Âyete baktım, bir de “Beytullah”a!... Hayret ve hasret arası tatlı bir an!...
“Şuphesiz, Âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar icin kurulan ilk ev (mabet), Mekke ’deki (KÂbe) dir.” (Âl-i İmrÂn, 96)
YERYUZUNDE YAPILAN İLK İBADET YERİ NERESİDİR? Doğrusu kullar icin kurulan ve onlara ibadetgÂh kılınan ilk ev, Mekke ’de olandır buyuruluyordu.
Bu evi kuran kim?
- Allah TeÂl Hazretleri.
Bu ev kim icin ve ne icin kurulmuş?
- İnsanlar icin onların hidayeti icin kurulmuş. Herkesin ibadetgÂhı ve kıblesi olması icin… GunahkÂr kulların affına vesile olması icin… Cağlar boyu milyonlarca insan gelmiş bu mÂbede. KÂbe ’yi tavaf etmiş, ma ’nen temizlenip gitmiş. Yeryuzune inen melekler de hep KÂbe ’yi tavaf edermiş.
“Hic bir melek yoktur ki KÂbe ’yi tavaf etmeden katına cıksın” buyurulmuş.
“-Orada apacık nişÃ‚neler vardır. Acık acık deliller vardır” diye duyurulmuş. Gorene!... Gorebilene!...
Mescid ’de KÂbe ’nin karşısında oturduğu halde dunyaya dalana değil. Bedenen orada olup, zihnen ve kalben memlekette dolaşana değil.
KÂbe ’yi seyrederken gonlu asırlar evvel gecmiş hatıralarla buluşturmak, o yuce Beyt ’in izzet, azamet ve heybetini kalbde daha cok hissetmek ve İlÂhî rahmetten daha cok istifade etmek demektir.
KÂBE ’NİN BEREKETİ Ruhu ’l-Beyan ’da bu Âyetin tefsirinde Ebu Ca ’fer Bakır radıyallahu anh der ki:
“- Uc şeyi yerine getirmeyen, uc huyu elde edemeyen kimse KÂbe ’nin bereketinden gereği gibi istifade edemez. Kendisini haramlardan alıkoyacak bir ver duygusuna sahib olmayan insan. Ofkesini dizginleyecek bir hilmi, tevÂzû ve yumuşaklığı elde edemeyen kişi. Musluman kardeşleriyle iyi arkadaşlık yapamayan kimse. Bu uc şeye, yolculuğa cıkan herkesin, ozellikle hacc yolculuğuna cıkanların şiddetle ihtiyacı vardır.”
Rabb ’imiz cumlemizi bu guzelliklerin farkında olarak Hac ve Umreler yapabilmeye muvaffak kılsın. O yuce mekÂnlarda ki nişÃ‚neleri, acık delilleri, hem baş gozuyle hem de gonul gozuyle gorebilmeyi ve ilÂhî feyz ve rahmetten istifade edebilmeyi nasib eylesin. Âmin.
Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 308
İslam ve İhsan