Kırk kiliseli şehir neresidir?Bugunku Kırklareli ’nin eski adı “Kırk Kilise” idi. Burada bir sure gorev yaptıktan sonra azledilen bir kadı, munhal (boş) bulunan Manastır kadılığını ister. Kendisine orası onemli bir yerdir, idare edemezsin, derler. O da şu cevabı verir: “Efendim, Kırk Kilise ’yi idare eden adam, bir manastırı idare edemez mi?”
Kırk kiliseyi idare eden adamın, bir manastırı idare edip edemeyeceğini -tabii ki- bilemiyoruz. Bildiğimiz şu ki, Makedonya ’daki Bitola şehrinin Osmanlılar devrindeki adı Manastır idi. Murad-ı HudÂvendigÂr doneminde, Kara Timurtaş Paşa vasıtasıyla Osmanlı topraklarına katıldı. Onceleri Rumeli eyaletine bağlı bir sancak merkeziydi. Dağlık bolgelere yapılan seferlerde sağlam bir us olarak kullanıldığı biliniyor. Tanzimat ’tan sonra ucuncu ordunun merkezi oldu. II. Abdulhamid yonetimine başkaldıran aydınların buluştuğu şehirlerden biri haline geldi. İttihat ve Terakki ’nin yayın organı olan “Neyyir-i Hakikat” gazetesi burada yayınlanıyordu. İkinci Meşrutiyeti gercekleştiren hareketlerin başlatıldığı şehir olarak da biliniyor. Balkan savaşlarında Sırp kuvvetlerinin eline gecen şehir 12 Mart 1912 ’de imzalanan Bukreş Antlaşmasıyla Sırbistan ’a bırakıldı. Vilayetin guney bolumu Yunanistan ’a, Batı tarafı da Arnavutluk ’a verildi.
İşte bu şehir de bolgedeki diğer bazı şehirler gibi, uzun sure ecdadımız Osmanlıların hÂkimiyetinde kaldı. Buradan da bircok Âlim, şair, mutasavvıf ve sanatkÂr yetişti. Keramet sahibi velilerin turbeleri, tekkeleri, dergÂhları halkın buyuk ilgisine mazhar oldu. Buyuk İslam bilgini İsmail Hakkı Efendi de işte bu şehirde dunyaya geldi ve yukarıda da belirtildiği uzere, “Manastırlı” diye iştihar etti. Muellif, Binbaşı Mehmed adı gecen bu kitabında bahsini ettiğimiz bu zat hakkında şu cok kısa bilgiyi veriyor:
“Hacı İsmail Hakkı Efendi: Vucuduyla iftihar olunur. EfÂzıl-ı UlemÂy-ı Âhirden bir zat olup, Manastır ’da SancakdÂrzade denilen bir aileye mensuptur. Elyevm, Meclis-i A ’yan, a ’zÂy-ı kirÂmındandır.”
Kaynak: Dursun Gurlek, Altınoluk Dergisi, Sayı: 436
İslam ve İhsan