
Dr. Murat Kaya, "İsra ve Mirac Gecesi namaz nasıl farz kılındı? 5 vakit namaz ile nasıl emrolunduk?" sorularını cevaplıyor...
[h=2]İSR VE MİʻRÂC ’DA NAMAZ NASIL FARZ KILINDI?[/h] Enes bin MĂ‚ik (radıyallĂ‚hu anh) şoyle buyurur:
Ebû Zer (radıyallĂ‚hu anh), Nebiyy-i Ekrem (sallallĂ‚hu aleyhi ve sellem) Efendimiz ’in (İsrĂ‚ ve MiʻrĂ‚c hĂ‚disesini) şu şekilde haber verdiklerini soylerdi:
“Ben, Mekke ’de iken evimin tavanı (ansızın) yarıldı. Cibrîl (aleyhi ’s-selĂ‚m) indi. Goğsumu yardıktan sonra (icini) Zemzem suyu ile yıkadı. Sonra hikmet ve îmĂ‚n ile lebĂ‚leb dolu altın bir liğen getirip icindekini goğsumun icine boşalttı ve goğsumu kapayıp uzerini muhurledi. Sonra elimden tutup beni semĂ‚ya doğru cıkardı. SemĂ‚-i dunyĂ‚ya (yĂ‚ni yere en yakın semĂ‚ya) vardığımda Cibrîl aleyhi ’s-selĂ‚m o semĂ‚nın hĂ‚zinine (bekcisine):
«‒Ac!» dedi.
«‒Kimdir o?»
«‒Cibrîl.»
«‒BerĂ‚berinde kimse var mı?»
«‒Evet, beraberimde Muhammed (s.a.v) vardır.»
«‒Ona (gelsin diye) haber gonderildi mi?»
«‒Evet, dedi. Kapı acılınca dunyĂ‚ semĂ‚nın ustune cıktık. Bir de ne goreyim, bir kimse oturmuş, sağ tarafında bir takım karaltılar, sol tarafında da diğer karaltılar var; sağ tarafına baktığında guluyor, sol tarafına baktığında ağlıyor. O zĂ‚t bana:
«‒Hoş geldin, safĂ‚ geldin ey sĂ‚lih peygamber ve sĂ‚lih evlĂ‚d!» dedi. Cibrîl (a.s) ’a:
«‒Bu kim?» diye sordum.
«‒Âdem (aleyhi ’s-selĂ‚m) ’dır. Sağında ve solunda olan bu karaltılar da evlĂ‚dının ruhlarıdır. Sağında olanlar ehl-i Cennet, solundakiler de ehl-i nĂ‚rdır. Sağına bakınca guler, soluna bakınca da ağlar.» dedi.
Derken CebrĂ‚îl (a.s) beni ikinci semĂ‚ya doğru cıkardı. İkinci kat semĂ‚nın hĂ‚zinine:
«‒Ac!» dedi. Bu semĂ‚nın hĂ‚zini de evvelkinin soylediklerini soyledikten sonra kapıyı actı.”
Enes (r.a) der ki: Ebû Zer (r.a), RasûlullĂ‚h (s.a.v) Efendimiz ’in semĂ‚larda Âdem, İdris, MûsĂ‚, İsĂ‚, İbrĂ‚hîm (aleyhimu ’s-selĂ‚m) hazĂ‚rĂ‚tını gorduklerini soylediyse de her birinin hangi katta olduğunu ayrı ayrı soylemeyip yalnızca Âdem (a.s) ’ı dunyĂ‚ semĂ‚da, İbrĂ‚hîm (a.s) ’ı da altınca semĂ‚da gormuş olduklarını haber verdi.
Yine Enes (r.a) der ki:
“Cibrîl (a.s), Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz ’le birlikte İdrîs (a.s) ’a uğradıklarında, İdrîs (a.s):
«‒Hoş geldin, safĂ‚ geldin ey sĂ‚lih peygamber! Hoş geldin, safĂ‚ geldin ey sĂ‚lih kardeş!» demiş.”
Nebî (s.a.v) sozlerine şoyle devam etmişler:
“«‒Bu kim?» diye sordum. Cibrîl (a.s):
«‒Bu, İdrîs ’tir.» dedi. Sonra MûsĂ‚ ’ya uğradım. O da:
«‒Hoş geldin, safĂ‚ geldin ey Nebiyy-i sĂ‚lih! Hoş geldin, safĂ‚ geldin ey sĂ‚lih kardeş!» dedi.
«‒Bu kim?» diye sordum. Cibrîl (a.s):
«‒Bu MûsĂ‚ ’dır» dedi. Sonra İsĂ‚ ’ya uğradım. O da:
«‒Hoş geldin, safĂ‚ geldin ey sĂ‚lih kardeş! Hoş geldin, safĂ‚ geldin ey Nebiyy-i sĂ‚lih!» dedi.
«‒Bu kim?» dedim. Cibrîl (a.s):
«‒Bu, İsĂ‚ ’dır.» dedi. Sonra İbrĂ‚him (a.s) ’a uğradım.
«‒Hoş geldin, safĂ‚ geldin ey Nebiyy-i sĂ‚lih! Hoş geldin, safĂ‚ geldin ey sĂ‚lih evlĂ‚dım!» dedi.
«‒Bu kim?» dedim. Cibrîl (a.s):
«‒Bu, İbrĂ‚him (a.s) ’dır.» dedi.”
(Muhammed bin ŞihĂ‚b-ı Zurhî ’nin İbn-i Hazm tarîkından rivĂ‚yetine nazaran) İbn-i AbbĂ‚s ile Ebû Habbe el-EnsĂ‚rî (r.a), Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz ’in:
“Sonra (Cibrîl aleyhi ’s-selĂ‚m) beni yukarıya goture goture nihĂ‚yet (kazĂ‚ ve takdiri yazan) kalemlerin cızırtılarını duyacak yuksek bir yere cıktım.” buyurduklarını soylerlerdi.
Yine İbn-i Hazm ile Enes bin MĂ‚lik (r.a) şoyle demişlerdir:
Peygam­ber Efendimiz (s.a.v) şoyle buyurdular:
“O zaman Allah TeĂ‚lĂ‚, ummetime elli namaz farz kıldı. Bu farzları yuklenerek dondum. Derken Hz. MûsĂ‚ ’ya rast geldim. MûsĂ‚ (a.s):
«‒Allah (tebĂ‚reke ve tekaddes hazretleri) ummetine neyi farz kıldı? diye sordu.
«‒Elli namaz farz kıldı» dedim.
«‒Rabb ’ına don, cunku senin ummetin buna tĂ‚kat getiremez!» dedi.
MurĂ‚caat ettim. Allah TeĂ‚lĂ‚ bir kısmını indirdi. Ben yine Hz. MûsĂ‚ ’nın yanına donup:
«‒Bir kısmını indirdi» dedim. O yine:
«‒Rabb ’ına murĂ‚caat et, cunku senin ummetin tĂ‚kat getiremez» dedi.
Bir daha murĂ‚caat ettim. CenĂ‚b-ı Hak bir kısmını daha indirdi. Hz. MûsĂ‚ ’nın yanına yine dondum. O yine:
«‒Rabb ’ına don. ZîrĂ‚ ummetin buna tĂ‚kat getiremez» dedi. Bunun uzerine tekrar Allah TeĂ‚lĂ‚ ’ya murĂ‚caat ettim. CenĂ‚b-ı Hak:
«‒Onlar beştir ve yine onlar ellidir. Benim nezdimde hukum değiştirilmez!» buyurdu.
Hz. MûsĂ‚ ’nın yanına dondum. O yine:
«‒Rabb ’ ’ına murĂ‚caat et!» dedi. Ben de:
«‒Rabb ’ımdan utanır oldum!» dedim.
Sonra Cibril (a.s) beni tĂ‚ Sidretu ’l-MuntehĂ‚ ’ya varıncaya kadar goturdu. Sidre ’yi oyle acĂ‚yib renkler kaplamıştı ki, onlar nedir bi­lemem. Sonra beni Cennet ’e goturduler ki icinde bircok inci gerdanlıklar (veya inciden kubbeler) vardı, toprağı da misk idi.” (BuhĂ‚rî, SalĂ‚t, 1)
ŞERHİ Namazın gunde beş vakitten aşağı inmemesi, CenĂ‚b-ı Hak tarafından muh­kem bir kaza olduğu icin “Benim nezdimde hukum değiştirilmez!” buyrulmuştur. El­li namaz farz kılındıktan sonra bu mikdĂ‚rın beşe indirilmesi ise bunun, “Allah dilediğini siler, (dilediğini de) sabit bırakır. Ana kitap O ’nun yanındadır.” (er-Raʻd, 39) Ă‚yetinde ifade edilen muallak kazĂ‚ nev ’ine dĂ‚hil olması sebebiyledir. Elli namaz farz idi; fa­kat Peygamber Efendimiz ’in ihtiyarına mevkûfen farz idi.
Namazlar fiil itibĂ‚riyle sayıca beş, sevĂ‚b itibĂ‚riyle ellidir.
MiʻrĂ‚c gecesinde beş vakit namazın farz olmasından evvel de namaz kılınıyordu. İsrĂ‚ ve MiʻrĂ‚c ’dan evvel Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz ve ashĂ‚bının na­maz kıldıkları katʻîdir. Ama bu namazların farz olup olmadığı husûsunda ihtilĂ‚f edilmiştir.
İslam ve İhsan
5 VAKİT NAMAZIN HİKMETİ