
Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım, “Medet ya Abdulkadir Geylani” vb. şekillerde Allah dostlarından yardım istemek doğru mudur? sorusunu cevaplıyor.
Biz hergun Fatiha Suresi ’nde “İyyÂke na ’budu ve iyyÂke neste ’în” yani “(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız” deriz. Binaenaleyh ibadetin tek yapılacağı yer Cenab-ı Hak ’tır. Yardımın tek talep edileceği, istenileceği yer Cenab-ı Allah ’tır. Biz ibadeti Allah ’a yapar, yardımı da Allah ’tan isteriz. Allah ’tan başka kimsenin yardım edemeyeceğini biliriz. Nitekim “Le havle vela kuvvete illa billah” sozu de bunu ifade eder. Yani guc ve kuvvet sadece Allah ’tadır, onun dışında hicbir guc ve kuvvet soz konusu değildir. Fakat bu temel duşuncemiz Cenab-ı Allah ’ın her şeyi bizatihi kendi direkt olarak yaptığı anlamına gelmiyor. Yani Cenab-ı Allah guc ve kuvvet kendisinde olmakla beraber birtakım hadiseleri yapması icin melekler vazifelendirmiş. Ruhları kabzeden, melekul mevt dediğimiz Olum Meleği (Azrail Aleyhisselam); yağmuru, ruzgarı vs. komuta etmekle yukumlu olan Mikail Aleyhisselam; Vahiy getirmekle yukumlu olan Cebrail Aleyhisselam; sura ufleyecek olan melek İsrafil Aleyhisselam ’dır.
Binaenaleyh Cenab-ı Allah her şeyi kendi yapabileceği halde meleklerine bazı şeyleri yapma vazifesi vermiş. Buradan da anlaşılıyor ki eğer biz yardımın kaynağının Allah olduğunu bilirsek o zaman bir sorun olmaz.
Not: Konunun devamını videodan takip edebilirsiniz.
İslam ve İhsan