
Dr. Murat Kaya, secdeye giderken soylememiz gerekenleri soyluyor...
Ebû Hureyre (r.a) farz olsun, olmasın, Ramazan ’da olsun olmasın, her namazda tekbir alırdı. Şoyle ki: Namaza kalkınca tekbir alırdı, rukûya varırken tekbir alırdı, sonra سَمِعَ اللّٰهُ لِمَنْ حَمِدَهُ derdi. Secdeye varmadan evvel رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ derdi. Sonra secdeye inerken اَللّٰهُ أَكْبَرُ derdi, başını secdeden kaldırırken tekbir alırdı, (ikinci) secdeyi yaparken tekbir alırdı, başını secdeden kaldırırken tekbir alırdı, ikinci rekÂttaki oturuştan kalkarken tekbir alırdı. Namazı bitirinceye kadar her rekÂtta bunu yapardı. Namazı bitirip kalkarken:
“–Canımı elinde tutan ZÂt ’a yemin ederim ki, icinizde Rasûlullah (s.a.v) ’in namazına en cok benzeyen namazı kıldıran benim! O ’nun dunyadan ayrılıncaya kadar namazı vallÂhi işte boyleydi” derdi.
Yine Ebû Hureyre (r.a) şoyle demiştir:
“Rasûlullah (s.a.v) başını rukûdan kaldırırken سَمِعَ اللّٰهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ der, isimlerini soyliyerek bir takım kimseler icin dua buyurur ve:
«İlÂhî! Velîd ibn-i Velîd ’i, Seleme bin HişÃ‚m ’ı, AyyÂş ibn-i Ebî Rebîa ’yı (kuffÂr elinde bunalıp) zayıf (ve Âciz) gorulen (diğer) mu ’minleri kurtar. İlÂhî, Mudar ’ı daha beter ciğne! (İlÂhî, icinde bulundukları) bu yılları Yûsuf (a.s) ’ın o şiddetli yıllarına benzet!» derdi.
O sıralarda Mudar ’ın doğusundaki insanlar Rasûlullah ’a muhÂlif idiler.” (BuhÂrî, EzÂn, 128)
HADİSİN ŞERHİ
Bu başlıktan anlaşıldığına gore İʻtidÂl ’den (rukûdan sonra doğrulup bir muddet beklemeden) secdeye intikÂl ederken tekbire başlayıp alnı yere koyuncaya kadar uzatmak ve rukûda olduğu gibi tesbihe ondan sonra başlamak lÂzımdır. Diğer intikal tekbirleri de bunun gibidir.
İslam ve İhsan