İslam ’da misafir ağırlama adabı nasıldır? Misafir ağırlamak icin kulfete girmek caiz mi? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım acıklıyor.
MİSAFİR İLE İLGİLİ HADİSLER Ebû Şureyh Huveylid İbni Amr el-HuzÂ`î radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ’i şoyle buyururken dinlediğini soyledi:
- “Allah ’a ve Âhiret gunune iman eden kimse misafirine cÂizesini versin”.
AshÂb-ı kirÂm:
- YÂ Resûlallah! Misafirin cÂizesi nedir? diye sordular.
Peygamber aleyhisselÂm da:
- “Onu bir gun ve bir gece ağırlamaktır. Misafirlik uc gundur. Misafiri uc gunden fazla ağırlamak ise sadakadır.” (BuhÂrî, Edeb 31, 85, RikÂk 23; Muslim, Lukata 14. Ayrıca bk. Ebû DÂvûd, Et`ime 5; Tirmizî, Birr 43; İbni MÂce, Edeb 5)
Muslim ’in bir başka rivayetine gore şoyle buyurdu:
- “Bir Muslumanın din kardeşinin yanında onu gunaha sokacak kadar kalması helÂl değildir.”
AshÂb-ı kirÂm:
- YÂ Resûlallah! İnsan din kardeşini nasıl gunaha sokar? diye sorunca:
- “Misafirini ağırlayacak bir şeyi bulunmayan kimsenin yanında oturup kalmakla” buyurdu. (Muslim, Lukata 15, 16)
Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Hadîs-i şerîfte sozu edilen cÂize, misafirin bir evde kalması halinde ona ikram edilen yiyecek ve icecek demektir. CÂizenin olcusu, evi şereflendiren misafiri bir gun bir gece ozenle ağırlamak, imkÂnları olcusunde onu memnun etmektir. İkinci ve ucuncu gunlerde ise, evde misafir bulunmadığı zaman ne yenip iciliyorsa, misafire onun aynını ikram etmek, ayrıca misafir ağırlama telaşına girmemektir. CÂize budur. Misafir uc gunluk hakkını kullandığı halde orada kalmaya devam ediyorsa, o artık misafir sayılmayacak, ucuncu gunden sonra yiyip ictiği şeyleri Allah TeÂl ev sahibinin sadakası kabul edecektir.
Bazı Âlimler, cÂizeye daha farklı bakmışlar, misafire bir gun ve bir gece yetecek kadar yol azığı vermeyi cÂize saymışlardır. Bu acıklamalardan cıkan sonuc şudur: CÂize, misafiri uc gun boyunca ağırlamaktır. Şayet misafir uc gunu doldurmadan veya dorduncu gun yola cıkmak istiyorsa, ona ayrıca bir gun ve bir gece yetecek kadar yol azığı vermektir.
Ev sahibinin gorevi misafiri ağırlamak olduğu gibi, misafirin gorevi de kendisine ikram edilen şeyleri memnuniyetle kabul etmek ve bu ikramları asla kucumsememektir. Misafirin cok onemli bir diğer gorevi de, evinde misafir olduğu kimsenin maddî gucu zayıfsa, orada gereğinden fazla kalarak onu zor durumda bırakmamaktır. Şartları musait olmayan birinin yanında gereğinden fazla kalarak onun “şu adam da nereden cıktı!” veya “buraya kazık caktı!” gibi sozlerle gunaha girmesine yol acmak yahut misafirini ağırlayabilmek icin başkalarından borc almasına sebep olmak doğru bir davranış değildir.
Misafirlik konusunu şartlara gore değerlendirmek gerekir. İslÂmiyet ’in ilk yıllarında muslumanların icinde bulunduğu maddî sıkıntılar dikkate alınarak bir misafire yukarıda anlatıldığı şekilde davranmak farz kabul edilmiş, imkÂnların geliştiği daha sonraki yıllarda ise sunnet sayılmıştır. Bu konudaki hadislere bakarak zorunlu misafirliğin bir gun olduğunu soyleyen Âlimler de vardır. Demek oluyor ki, meseleyi zamana ve şartlara gore değerlendirmek gerekir. Nitekim bugun bazı yerlerde gorulduğu uzere, evinde misafir kabul edebilecek durumda olmayanların konuklarını bir misafirhÂnede veya otelde ağırlaması normal karşılanmaktadır.
Hadisten Oğrendiklerimiz 1. Misafire ikram etmek, Muslumanın başlıca ozelliklerinden biridir.
2. Misafirlik suresi en fazla uc gundur. Birinci gun misafir elden geldiğince ağırlanacak, diğer gunler boyle bir telaşa girilmeyecektir.
3. Maddî durumu uygun olmayan bir kimsenin yanında onu sıkıntıya sokacak kadar fazla kalmak gunah sayılmıştır.
Kaynak: Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
MİSAFİR ON KISMETLE GELİR, BİRİNİ YER DOKUZUNU BIRAKIR NE DEMEKTİR?