Aziz Mahmud HudÂyi Vakfi İnsani Yardım ve Sosyal Hizmetler Genel Muduru Medet Bala ile kurban yardımları hakkında konuştuk.Roportaj: K. Yusuf Unal

Medet Bey, HudÂyi Vakfı olarak ilk toplu kurbanı ne zaman kestiniz?

Toplu şekilde kurban kesme faaliyetlerimiz İstanbul ’daki aşevleri ve yurtlarımızda 80 ’li yılların sonunda başladı. Başlangıcta on-on beş buyuk baş; yuz-yuz elli kadar da kucuk baş hayvan kesiyorduk. Fakat HudÂyi Vakfı olarak felÂkete uğramış her bolgede bulunmaya gayret ediyorduk. Seksenli yılların sonunda doksanların başında daha cok bir HudÂyi gonullusu giderek dışarıdaki bu faaliyetleri gercekleştiriyordu. İlerleyen zamanlarda ise daha sistemli bir şekilde bu faaliyetleri gercekleştirmeye devam ettik.

HudÂyi Vakfı yurtici ve yurtdışında kac bolgede kurban kesmektedir?

Dunyanın herhangi bir yerindeki muhtac, mazlum, ıstırap icerisindeki bir Muslumanı duyup gorup de ondan bigÂne kalmak gibi bir şey HudÂyi Vakfı ve cÂmiasında soz konusu olamaz. MevlÂn ’nın bir ifadesini cok kullanırız. “Dunyanın herhangi bir yerinde bir musluman uşuyorsa senin ısınma hakkın yok” der. Onun icin bu anlamda HudÂyi cevresindeki insanlar, HudÂyi dostları (Allah rÂzı olsun) her yaralının yarasını sarma gayreti icerisinde oluyorlar. Bu cercevede Kurban da onlar icin guzel bir hizmet oluyor.



Tabii Kurban noktasında biz birkac şeyi soyluyoruz. Kurban ibÂdetinin sadece yurtdışında yapılmamasını, yurt icinde de yapılmasını arzu ediyoruz. Hatta eğer bir kişinin uc beş kurbanı varsa onun bir iki tanesini yurt icinde kesmesini, coluk cocuğunun onu gormesini ve o bayram havasını icerde de hissetmesini; ama bununla birlikte yurt dışındaki ozellikle Afrika ’daki Arakan ’daki Filistin ’deki kardeşlerini de unutmamasını arzu ediyoruz. Cunku orada bircok insan Kurban bayramını bekliyor. Onların coğunluğu yılda bir kez bayram doneminde buluşuyorlar. Bunun icin bizden haber bekleyen bu insanların beklentilerine cevap vermek istiyoruz. O nedenle yılda bir kez kurban etiyle buluşan bu insanlara, HudÂyi Vakfı olarak bayram sevincini biz yaşatalım istiyoruz.

Afrika ’nın kac bolgesinde kurban kesiyorsunuz?

Afrika ’nın yaklaşık on beşe yakın ulkesinde kurban hizmetimiz mevcut. Bunlar Kamerun, Gana, Nijer, Tanzanya, Uganda, Mali, Somali, Fildişi Sahili gibi ulkeler… Bir cok ulkede partner kurum ve kuruluşlarımız var. Muesseselerimizde calışan arkadaşlarımızın kāhir ekseriyeti İstanbul ’da HudÂyi ’nin muesseselerinde tahsil gormuş kimseler. Bu arkadaşlarımız vÂsıtasıyla ihtiyac sahibi bolgelere, Kur ’an kursu, İmam-Hatip vb. eğitim kurumlarımıza kurban etlerini ulaştırmaya gayret ediyoruz.



Son senelerde genel olarak Afrika ’ya teveccuh oluyor. Afrika hÂricinde hangi bolgelerde kesiliyor kurbanlar?

HudÂyi Vakfı olarak Afrika ’da son beş on yıldır yoğun bir şekilde calışma yapıyoruz. Ondan once Orta Asya, Kafkaslar ve Balkanlar ozelinde yoğunlaşmıştık. YÂni Turkî Cumhuriyetlerdeki kardeşlerimizin de cok ihtiyacları vardı (maalesef hÂl da var). EcdÂdın bize miras bıraktığı Balkanlar ’daki kardeşlerimizin şu an dahi bize ihtiyacları var. O nedenle sadece Afrika değil… Biz Kurban oncesinde ekibimizle oturup, bize gelen talepleri değerlendiriyoruz. Bu talepler doğrultusunda gelebileceğini umit ettiğimiz kurban miktarına gore bir dağılım yapmaya calışıyoruz. Ama tabii ki insanlarımız Afrika ’ya oncelik veriyorlar. Cunku orada aclık ve kuraklık soz konusu… Kardeşlerimiz oraya kurbanlarını bağışladığı zaman ic dunyalarında daha muhtaclara gittiğini duşunuyorlar. Doğrudur da. Onun icin Afrika ’ya yoğunlaşıyoruz.

ENSAR OLMA FIRSATI

Son dort yıldır ic savaş yuzunden Suriyeliler perişan hÂlde. Kamplarda kalan insanlar cok ciddi fakirlikle karşı karşıyalar. Suriyelilerle ilgili yaptığınız yardım faaliyetlerini bilmekteyiz. Bununla beraber kurbanda ozel olarak yaptığınız faaliyetlerden bahseder misiniz?

Şimdi biz Suriye probleminin cıktığı ilk gunden beri ulkemize sığınmış Suriyeli muhacir kardeşlerimize elimizdeki tum imkÂnlar nispetinde yardımcı olmaya calışıyoruz. Neler yaptık ve yapıyoruz? Oncelikle İstanbul ’a gelenler noktasında, gercekten cok kotu şartlar altında dukkÂn gibi bodrum gibi sığınak gibi yerlerde kalanlar var. O kardeşlerimizin mumkun mertebe daha duzenli yerlere gecmesini sağlamaya calıştık. Ev kiralama ve evlerini duzenleme noktasında da; beyaz eşyadan halısına, halısından kilimine, yatağından yorganına kadar yardımcı olmaya calıştık. Ancak şu an gelinen noktada cok buyuk bir gocle karşı karşıyayız. Onun icin hepsine yetişebilme imkÂnı uzulerek soylemeliyim ki yok. O nedenle daha secici olarak yaklaşık beş bin civarında Suriyeli aileye her ay duzenli olarak erzak ve temizlik malzemesi dağıtımı yapıyoruz.



Bununla birlikte kurbanla alÂkalı olarak da vakfımıza gonderilen adak kurbanları başta olmak uzere nakdî yardımları her ay bu kardeşlerimize ulaştırmaya gayret gosteriyoruz. Kurbanda ise ozellikle İstanbul ’da kesilen hayvanlardan vatandaşlarımızın bize bıraktığı 3/1 ’lik hisseleri araclarımızla kayıtlı bu muhacir ailelere bayramda ulaştırıyoruz. Yine kamplarda ve daha farklı bolgelerde kalan kardeşlerimizin olduğu yerlerde de kurban etinden mumkun olduğu olcude bayramda nasiplenmelerini sağlamaya calışıyoruz. Bu hakikaten bizim icin ayrı bir oneme sahip. Vebal olarak da goruyoruz. Kimse bu durumu arzu etmezdi. Suriye topraklarında doğmak onların ellerinde olmadığı gibi burada kalmak da bizim elimizde değildi. Bize Ensar olma fırsatı veren CenÂb-ı Hakk ’a ne kadar şukretsek azdır. Cunku biz de muhacir olabilirdik. Biz de hicbir şeyimiz olmadan evimizden yurdumuzdan cıkmak zorunda kalabilirdik. Muhacir kardeşlerimizi korumak kollamak gibi bir mesûliyetimiz var. HudÂyi Vakfı olarak biz de bu Ensar-Muhacir kardeşliği icin elimizden gelen gayreti gostermeye calışıyoruz.

Suriyeli kardeşlerimizin yanı sıra bir de Gazze ’deki kardeşlerimiz var. Vakfımızın Gazze ’deki faaliyetlerinden de bahseder miniz?

MÂlûmunuz Gazze tamamen abluka altında. Biz partner kuruluşlarımızla Ramazan ’da Kurban ’da; onların hÂricinde de yetim ve oksuzler icin yiyecek ve giyecek projeleriyle Gazzeli kardeşlerimizin yanındayız. Bu kardeşlerimize Kurban ’da da ozel onem atfediyoruz. Gazze ’de fiyatlar cok yuksek. Ama buna rağmen bazı insanlarımız “Ben kurbanımı Gazze ’de Filistin ’de kestirmek istiyorum.” diyerek kurban bağışında bulunuyorlar. Biz de o kurbanları Gazzeli kardeşlerimize ulaştırıyoruz. Hakikaten bu bağışlar abluka altında olan kardeşlerimiz icin azamî onem arzetmekte.



HudÂyi Vakfı ’na toplamda ne kadar kurban bağışlanıyor?

Rakam olarak değil de bizden talep edileni soyleyeyim. Aslında yuz bin de olsa iki yuz bin de olsa bu kurbanlar kesilir ve dağıtılabilir. Ama bu rakamlara maalesef ulaşamıyoruz. Fakat kardeşlerimizin ve partner kurum ve kuruluşların bizden talep ettiği miktarda bir kurban sayısına ulaşıyoruz elhamdulillah. Onu da organize ediyoruz.

Yurtdışında kesilen kurbanları muşÃ‚hede ve denetim icin buradan arkadaşlarımız gidiyor. Arkadaşlarımıza tavsiyelerde bulunur musunuz?

Şimdi biz gozlemci arkadaşlarla zaten değerlendirmeler yapıyoruz. Gozlemci gonderiyoruz. Bu gozlemcilerin de daha cok vakıf cevresinden olmasını arzu ediyoruz. Ancak cok nadir kendi imkÂnlarıyla gitmek isteyen bazı arkadaşlarımıza da yol acıyoruz. Şimdi gozlemcilerin gidip geldikten, gordukten sonra oraya bakışları cok farklılaşıyor. Ancak bazen tersi de olabiliyor.

Şimdi gozlemci kardeşler sanki her şeyin Turkiye ’deki imkanlar ve şartlar cercevesinde daha rahat daha iyi olduğunu duşunerek gidiyorlar. Oradaki bir takım ilkellikleri problem ediniyorlar. Ancak biz oradaki arkadaşlarımıza
giderlerken yanlarında şeker, balon vs. goturmelerini, cocuklarla ilgilenmelerini; ancak gittiklerinde mutlaka oradaki partner kurum ve kuruluşlardaki yonetici arkadaşlarımızın kontrollerinde hareket etmelerini, kendi başlarına hareket etmemelerini soyluyoruz. Ancak en onemli meselemiz onlarla beraber olmak, onlara dokunabilmek, onlara selam verebilmek, onları kucaklayabilmek.

Bir paket eti verirken onlara tepeden bakmamak, Allah ’a şukretmek… Allah ’ım bu kardeşlerimize ikram getirebildiğim icin sana şukrediyorum duşuncesi cok onemli. Cunku oradaki insanlar da kendi şartlarına gore yaşıyorlar. Kader bu. Allah herkese bir kader tayin etmiş. Gun gelecek belki de bizden daha iyi durumda olabilecekler. Bazen oyle bir şey goruyoruz ki… Oradaki kardeşlerimiz de anlatıyorlar, giden gelenler de anlatıyor bizim kurbanlarımız, gelen gıda paketleri insanların gonul dunyalarına hitap etmek icin bazen yuzlerce kitabınızdan, yuzlerce konferansınızdan daha etkili oluyor. Cunku insanlar muhtac. “Turkiye ’den gelmişler bizi unutmamışlar. Demek ki biz sahipsiz değiliz, kardeşlerimiz bizleri duşunuyor, bizleri goruyor.” duşuncesiyle cok mutlu oluyorlar. Hatta bazen “Hicbir şey getirmeseniz bile bizi ziyarete gelin.” diyorlar. Cunku yıllardır onlara giden sadece misyonerlik faaliyetleri yapan Hıristiyanlar olmuş. Bunun icin giden kardeşlerimizin biz size yardım ediyoruz duşuncesinde olmaması, olumsuz taraflara hicbir şekilde bakmadan hep guzel taraflarını gormesi, o insanlara yanında olduklarını hissettirebilmesi lazım. Biz daha cok kazanıyoruz boyle olunca.

MulÂkatı sonlandırmadan evvel sizin de kurban kesimlerine katıldığınızı biliyorum. Bu ulkelere ziyaretlerinizdeki muşÃ‚hedelerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Fakir; Somali, Arakan ve Afrika başta olmak uzere bircok ulkedeki faaliyetlere katıldım, katılıyorum, katılmaya da devam edeceğim inşaallah. Şimdi bazen hakikaten bir parca et icin demiyorum, bir sakatatı almak icin saatlerce bekleyen insanları goruyorsunuz. Cop diye attığınız şeyin başkaları tarafından kapışıldığını goruyorsunuz. Bir deri parcasının kac kişi tarafından paylaşıldığını gozlemliyorsunuz. Bazen yuz tane kurban kesimi yapıyorsunuz, birkac saat sonra kesim yerinde kurbandan iz kalmadığını goruyorsunuz. Bunlar insanı cok etkiliyor…



Biz varlığın imtihanını veriyoruz onlar da yokluğun imtihanını veriyorlar. Kim kazanır bilemiyorum. Onlar sabretmek biz de şukretmek mecburiyetindeyiz. Bir kardeşimiz yurtdışından donduğunde şoyle bir ifade kullanmıştı “Biz bu Anadolu topraklarında doğmanın bir bedelini odemedik. Ama bu Anadolu topraklarında yaşamanın bir bedeli olmalı. O da başka kardeşlerimizi duşunmek olmalı.” demişti. Buna katılıyorum, hakikaten bu son derece onemli. Yani bir parca et icin saatlerce sırada bekleyen ve et alamadığı icin mahzun bir vaziyette donenler oluyor. Cunku bazen imkÂnlarınız yetmiyor. O kadar cok ihtiyac sahibi var ki… Ama sizin dağıtacağınız da belli bir sayıda, belli bir rakamda… Siz mahcup oluyorsunuz, keşke diyorsunuz butun kurbanları burada kesseydim/kesebilseydim. Ama diğer taraf da oyle. Bu mÂnÂda bir cok elim hÂtırarımız mevcut.

Her arkadaşımız o bolgelerdeyken bana daha cok gonder diye talepte bulunuyor. Ama biz o talepleri maalesef bazen yerine getiremiyoruz. Fakir, Burkina Faso ’lu toplum onderi Halid Sena ’nın ifadesini unutamıyorum “Turklerin buraya uzanan elleri/beyaz eller, merhamet elleri. Siz getirdiğiniz bu kurbanların burada ne anlama geldiğini bir bilebilseniz.” Gonullerde yuzlerce konferansın yapamadığını bir kurban yapıyor. Cunku bakış farklılaşıyor. Aynı zamanda kurban kesmeniz, oraya kurbanla birlikte başka hizmetler goturmeye başlamanız onları yeniden diriltiyor. Dinleriyle ilişkileri zayıflamış ya da kesilmiş o insanların yeniden dinlerine donmesine vesîle oluyor. Bu bizim icin cok buyuk bir kazanc.

Medet Bey, eklemek istediğiniz başka bir husus var mı?

Şimdi burada bir şey daha soyleyelim. Bizim kurbanda iki ana organizasyonumuz var. Birisi İstanbul icinde. Hem Uskudar ’da HudÂyi hazretlerinin olduğu yerde kesim yapıyoruz hem de Camlıca ’da. İkincisi yurtdışındaki ulkelerde. Belki otuz beş, kırk ulkede kurban kesimimiz oluyor. İstanbul ’daki kesimlerimiz de cok onemli. Vatandaşlarımıza ozellikle de İstanbullulara hassaten bunu duyurmak ve bildirmek istiyorum. İstanbul ’daki kesimlerimizde kişi başında bulunarak kurbanını gorerek ve gozlemleyerek kestiriyor. Etinin ucte birini bize bırakıyor. Diğer kalan kısmını alıp goturebiliyor. Başta belirlediğimiz fiyatın haricinde de herhangi bir bedel, kesim parası odemiyor.



Peki bize kalan ucte bir nereye dağıtılıyor? Biraz once bahsettiğim yaklaşık beş bin beş yuz civarındaki fukaramıza o gunlerde dağıtılıyor ki bunların coğunluğu Suriyeli kardeşlerimiz. İkincisi aşevlerimize. Hem Camlıca ’daki hem Uskudar ’daki aşevlerimizin her birinden bin civarında insanın istifade ediyor. Ucuncu olarak Kur ’Ân kurslarımız, yurtlarımız ve diğer oğrenci evlerimiz vs. gibi yerlere kalan kurban etleri ulaşıyor. O nedenle İstanbul ’daki kardeşlerimizden de hassaten rica ediyoruz. HudÂyi Vakfı vasıtasıyla kurbanlarını hem hijyenik hem teknolojik bir ortamda kestirebilir, kendilerine verilen randevu saatinde gelerek yarım saat bir saat icerisinde alıp donebilirler. Onun icin İstanbul ’daki kardeşlerimiz kurban kesmek icin başka yer aramasınlar. Burada cay kahve ikram edilirken kurbanları gozlerinin onunde kesilip kendilerine paketlenip veriliyor. Onun icin İstanbul ’daki kardeşlerimizden de hassaten kurbanlarını burada kesmelerini arzu ediyoruz.

Sonuc olarak şunu soylemek istiyorum. Âyet-i Kerîme ’de Allah TeÂl buyuruyor ki “Kurbanların ne etleri ne kanları Allah ’a ulaşır. Allah ’a ulaşan sizin takvanızdır.” Ozellikle yurtdışına gonderen insanlar tamamen bir itimat uzere bize kurbanlarını gonderiyorlar. Tamam biz onların etlerini ulaştırıyoruz. Ama aynı zamanda buradaki kardeşlerimizin gonullerini de oradaki kardeşlerimizin gonullerine, kalplerine yaklaştırıyoruz, yaklaştırmaya calışıyoruz. Zaten kurban aynı zamanda yaklaşmak, yakınlaşmak demek. Onun icin dunyanın bircok yerindeki kardeşlerimizle boyle bir yakınlık kuruyoruz. Onlara yaklaşarak Allah ’a yaklaşıyoruz. O nedenle her kardeşimizin bir vacibini cocuklarının, ailelerinin yanında kesmelerini tavsiye etmekle birlikte diğer adak, akîka, vacip, şukur kurbanlarını Allah rızası icin yurtdışında ihtiyaclı bolgelerdeki kardeşlerimize gondermelerini arzu ediyoruz. Bu inşallah hem onlar hem bizler icin yarın kıyamette kurtuluşumuza ve Allah ’a yaklaşmamıza bir vesile olacaktır. Onu arzu ediyor ve teşekkur ediyoruz.

Ayrıntılı Bilgi: www.hudayivakfi.org


İslam ve İhsan