Bahaeddin Nakşibend ’in Buhara ve Orta Asya ’da medreselerle barışık bir tasavvuf anlayışı geliştirdiğini belirten Prof. Dr. Necdet Tosun, “Sesli zikir yerine muridlerine sessiz zikri, sema ve musikiden uzak kalınmasını tavsiye etmiş. Bunun sonucu olarak da Buhara ’daki bircok medrese Âlimleri ve muridleri Nakşibend ’e murid olmuştur” dedi. Roportaj: Dilara Hut

Mevlana, Yunus Emre, Ahmet Yesevi dendiğinde hemen herkesin aklında guzel duşunceler peyda olur. Tasavvuf yolunun onemli isimlerinden olan Bahaeddin Nakşibend denildiğinde ise bırakın guzel duşuncelerin peyda olmasını, aklımızda ne duşunmemiz gerektiğine dair kocaman bir soru işareti belirmesi cok manidardır. Aklımızdaki bu soru işaretlerini silmek vesilesiyle Bahaeddin Nakşibend ’i ve tasavvuf yolunda Orta Asya ’ya katkılar sağlamış Nakşibendiliği tanıtmak amacıyla Aziz Mahmut Hudayi Vakfı, İstanbul Tasavvuf Araştırma Merkezi (İSTAM) ve Marmara Universitesi İlahiyat Fakultesi ’nin duzenlediği “Uluslararası Bahaeddin Nakşibend ve Nakşibendilik Sempozyumu” oncesi sempozyum konuşmacılarından Prof. Dr. Necdet Tosun ile Nakşibendilik uzerine konuştuk.

“Nakşibend” adının anlamı uzerine rivayetlerden bahsedebilir misiniz?

Bu konuda iki rivayet var birincisi Nakşibend nakışcı demektedir. Mekik ile kumaşlara işleme yapan kişilere Nakşibend denir. Hoca Bahaeddin Nakşibend ’in babası Nakşibendi kucukluğunde babasına yardım eder imiş. Yardım ederken bir gun gayet guzel motifler oluşturduğunu goren babası, “Oğlum sen daha bu yaşta Nakşibend olmuşsun” demiş, ondan sonra lakabı Nakşibend kaldığı soylenir. Gercek adı ise Bahaddin Muhammed ’dir. Diğer bir rivayet ise ilerideki hayatında şeyh olduktan sonra muridlerinin kalbine Allah zikrini yerleştirdiği, muridlerinin de sessiz ve kalbi olarak zikretmesi sebebiyle “Kalplere Allah sevgisini nakşeden, yerleştiren” anlamında Nakşibend denilmiştir.

Tekke ve medrese uyumunu aynı cizgide birleştirmeyi başaran Nakşibendilik ortak paydayı nasıl sağlamıştır?

Bahaddin Nakşibend, Buhara ’da yaşamıştır. Buhara medreseleri ve Âlimleriyle meşhur bir yer. Oyle bir yerde Âlimlerin uygun gormediği uygulamalardan uzak kalmaya calışmıştır. Mesela bazı medrese hocaları yuksek sesle yapılan zikre, sema ve ilahi eşliğinde yapılan uygulamalara bid ’at demişler, uygun olmadığını soylemişlerdir. Bunun dışında Nakşibendilikte halvet uygulaması da yoktur. Halvet der encumen: Halk icindeyken Hak ile beraber olmak. Yani toplum icinde olalım, toplum icin calışalım, uretelim ancak bunu yaparken kalbimizde dunyalık sevgisi olmasın anlayışı hÂkimdir. Buna “El kÂrda, gonul yÂrda” demişlerdir.

MEDRESELERLE BARIŞIK BİR TASAVVUF ANLAYIŞI

İslam dunyasında bazı donemlerde medrese ile tekke arasında soğukluklar olmuş. Bazı donemlerde Âlimler, sufilere “bid ’atcı” demişler, sufiler de Âlimleri “Siz işin kabuğunda kalıyorsunuz, oze inemiyorsunuz” diyerek eleştirmişlerdir. O donemlerde iki kurum arasına mesafe ve soğukluk girmiş. Bahaddin Nakşibend ise medreseyle uyumlu tekke kurmayı duşunmuş. Bunun icin sesli zikir yerine muridlerine sessiz zikri, sema ve musikiden uzak kalınmasını tavsiye etmiştir. Bu şekilde Buhara ve Orta Asya ’da medreselerle barışık bir tasavvuf anlayışı geliştirmiş. Bunun sonucu olarak da Buhara ’daki bircok medrese Âlimleri ve muridleri Nakşibend ’e murid olmuştur.

Medrese Âlimleri oğrencilerinin coğunluğunun Nakşibendiliğe murid olması uzerine aralarında bu konuyu tartışmaya başladıkları belirtiliyor. Bunun sonucu olarak medrese Âlimleri ile Bahaeddin Nakşibend arasında bir anlaşmazlık yaşanmış mıdır?

Medrese oğrencilerinin coğunluğunun Bahaeddin Nakşibend ’e murid olması uzerine medrese hocaları arasında durum tartışılır hale gelmiş. Bahaeddin Nakşibend bir yemek daveti vermiş ve sofrasına tum Âlimleri davet etmiş. Bahaeddin Nakşibend Âlimlere sormuş: “Bizim dinen yanlış bir uygulamamız varsa soyleyin terk edelim onu”. Âlimler, “Tekkenizde yanlış bir uygulama goremiyoruz, tekkenizdeki her şey dini kurallara uygun” demişler. Hocalardan bir tanesi, “Başınıza giydiğiniz bir başlık var. Modeli biraz değişik olduğundan dolayı şohrete vesile olur” demiş. Bahaeddin Nakşibend ’de, mademki başlık hakkında boyle yorumlar oldu bende daha giymem, diyerek başlığını bir fakire veriyor. Nakşibendilik bu cizgisinden dolayı Bahaeddin Nakşibendi ’den sonra da medreseyle barışık bir cizgide devam etmiştir.

Nakşibendiliğin dinin temel kurallarına ve ibadetlerine onem vermesi ve esneklik sağlamadığı biliniyor. Nakşibendiliğin inanc alanındaki yaklaşımından bahsedebilir misiniz?
Buna bizim kitaplarımız azimet ve ruhsat meseli deniyor. Mesela su olmayan yerde teyemmum abdesti almaya izin var bu ruhsattır. Azimet ise zor olana talip olmaktır. Bineğinize biner gerekirse iki saat su arayıp bulursunuz ve abdesti suyla alırsınız, bu azimettir. Dervişlik bir yerde zora talip olmaktır. Tasavvuf yolunda olan kişi nefsinden, konforundan fedakÂrlık yapmak durumundadır. Bu anlamda fetva yolu başka, takva yolu başkadır. Tasavvuf yolları, takva yolu olduğundan dolayı ruhsatları cok fazla kullanmazlar.

Milli Mucadele yıllarında Nakşibendi tarikatının verdiği destekten soz edebilir misiniz?

Birinci dunya savaşı doneminde Nakşibendi şeyhi olan Şeyh Ziyaeddin savaşa katılıyor ve savaşta bir kolunu kaybediyor. M. Kemal ’in “Birinci Dunya Savaşı ’nda cok faydalı işler yaptınız, Milli Mucadele ’de de desteklerinizi bekleriz” şeklinde Milli Mucadele ’ye davet etmek amacıyla gonderdiği vesikalar Nutuk kitabında mevcut. Nakşibendi şeyhleri milli mucadelede de destek oluyorlar.

Nakşibendi şeyhleri aktif bir mucadele vermişler

Erzurum ’da Nakşibendi Şeyhi Alvarlı Efe, Ermeniler katliama başlayınca muridleriyle birlikte Ermeniler ’e karşı savaşıyor ve Osmanlılar ’a destek veriyor. Şeyh Şerafeddin, Kurtuluş Savaşı ’nda muridleriyle birlikte Bursa, Yalova civarında Yunanlılara karşı savaşmış bir Nakşibendi Şeyhidir. İslam dunyasının farklı yerlerinde, Anadolu ’da Nakşibendi şeyhlerinin cok aktif bir şekilde mucadele ettiklerini goruyoruz.

Tekke ve zaviyelerin iktisadi hayata da katkı sağladıkları goruluyor. Nakşibendiliğin iktisadi anlamda topluma nasıl katkı sağlamıştır?

Nakşibendilik, “Toplumdan 40 gun bile olsa ayrılmayın; uretin, kazanın, toplumdan uzaklaşmayın” diyor. Ancak bunu yaparken dunya sevgisi kalbinize girmesin, kalbiniz Allah ile beraber olsun anlayışı hÂkimdir. Tasavvuf, para kasada, cepte iyidir ancak para kalbe girerse, kalbi istila eder; Allah sevgisine, Peygamber sevgisine yer kalmaz işte bu kotu olandır oğuduyle katkı sağlıyor.

SOSYAL, AKTİF, TOPLUM İCİNDE BİR TASAVVUF ANLAYIŞI

Nakşibendiliğin toplumsal birlik ve butunluğe katkıları neler olmuştur?

İmam Rabbani, “Bir kişi zikrini cekerken yoldan gecen bir Âm gorse ve yolda bir cukur var ise derhal zikri bırakmalı ve o ÂmÂya yardımcı olmalıdır” diyor. Cunku Allah ’u TeÂl ’nın senin zikrine ihtiyacı yoktur ancak o ÂmÂnın senin yardımına ihtiyacı vardır. Sosyal, aktif, toplumun icinde bir tasavvuf anlayışı mevcuttur. Nakşibendi şeyhlerinden Hoca Ubeydullah AhrÂr, hamama gider ve insanlara kese yapar imiş, sonrada para vermesinler diye kacar gidermiş. Para aldığı zaman yaptığı iş ticaret olduğu, hizmet olmadığı icin bu nedenle kacarak oradan ayrılırmış. Bahaeddin Nakşibend topluma hizmet icin şeyhinin emriyle 7 yıl boyunca Buhara ’nın sokaklarını temizlemiş. Aynı zamanda bu 7 yıl boyunca Buhara ’daki sokak hayvanlarının bakımını ustlenmiş ve medreseleri temizlemiştir.

2 Aralık ’ta başlayacak olan “Uluslararası Bahaeddin Nakşibend ve Nakşibendilik Sempozyumu ’ndan bahsedebilir misiniz?

Mevlana, Ahmet Yesevi, Yunus Emre denilince insanların aklına guzel şeyler geliyor ancak Bahaeddin Nakşibend denilince insanlar “O kim?” diyor, ne yazık ki tanımıyorlar. Coğunlukla akıllarına siyasi meseleler gelmeye başlıyor. Mevlana, Yunus Emre, Ahmet Yesevi nasıl bir Allah dostu ise Bahaeddin Nakşibend ’de bir Allah dostudur. Bu sempozyum Bahaeddin Nakşibendi ’yi tanıtmak acısından cok faydalı olacaktır. Bugune kadar Yunus Emre, Ahmet Yesevi, Mevlana uzerine bircok sempozyum yapıldı Nakşibendilik uzerine boyle geniş katılımlı bir sempozyum ilk defa yapılıyor. Bu vesileyle insanlar, Nakşibendiliğin bir tasavvuf yolu olduğunu oğrenecekler.

Bahaeddin Nakşibend ’i tanımak icin guzel bir vesile

“Millî Mucadelelerde Nakşibendîlerin Rolu”, “Bazı Kırgız Turkleri ’nin Musluman Oluşunda Nakşibendîlerin Rolu”, “Balkanlarda Fert ve Toplum Kimliğinin Oluşmasında Nakşibendî Tarîkatı ’nın Rolu”, “Nakşibendîliğin Sosyolojik Muhayyilesi: Toplumsal Butunleşme, Toplumsallaşma ve Yenilenme”, “Nakşibendîliğin Ortadoğu ’da Yayılmasında MevlÂn HÂlid el-BağdÂdî ’nin Rolu” konuların ele alınacağı sempozyumun, tasavvuf irfanın anlaşılması, Nakşibendiliğin ve Bahaeddin Nakşibend ’i tanıtmak amacıyla guzel bir vesile olacağına inanıyorum…

Ayrıntılı Bilgi: www.naksibendiliksempozyumu.org

Kaynak: Diriliş Postası


İslam ve İhsan