"Manevi Yoldan İstifÂde İcin..." Merhum Hacı Gedikli Ağabey ile sağlığında yapılan sohbetin ikincisini sizler icin yayınlıyoruz.Konuşan: Selman Tan

Selman Tan: Efendim emr-i bil marufu yapmamız da emrediliyor bir musluman olarak. Emr-i bil marufu tasavvuf erbabının dışında yapıyorsunuz. Bu insanlarla hemdem olduğunuz zaman ise gaflet icinde olabiliyorlar. Peki bu durumdan korunmak nasıl mumkun olacak?

Hacı Gedikli: Manevi hizmette bulunan kişinin hali kuvvetli olması lazım ki karşıdan gelebilecek butun olumsuzlukları mars etsin. Bunu herkes yapamaz. Mesela Mevlana Hazretleri meyhanelere veya başka hanelere gitmiş ama tesir etmiş cıkmış. Kapasitenin yuksek olması lazımdır. Bu durumda fayda-zarar mulÂhazasını iyi yapacağız. Faydamız zararımızdan fazla ise emr-i bil maruftan cekinmeyeceğiz. Zararımız fazla olursa kendimizi koruyacağız.

ASHAB-I KİRAMIN OZELLİKLERİ

S. Tan: Efendim manevi yoldan istifade etmek icin nelere dikkat etmek lazımdır?

H. Gedikli: İmam EvzÂi sahabenin şu beş hasletini onumuze koyuyor;

İltizÂm-ı cemaatTilÂveti Kur'anİttibÂ-i sunnetİmÂr-ı mesÂcidCihad fî sebilillah
İltizÂm-ı cemaat ile ifade edilen İslam toplumunun dışına cıkmayacaksın. Kuran ’ı hayatına tatbik etmek icin okuyacaksın. Allah Rasûlû ’ne tabî olmakta sahabe gibi kılı kırk yararcasına yarış halinde olacaksın. Mescitleri imardan kasıt, hem mescit yapmak hem de icini doldurmaktır. Cihat ise canınla malınla Allah yoluna baş koymaktır.

Ashab-ı kiramın ozelliklerine ulaşmak icin de şu 5 şeye dikkat edeceksin; Helale dikkat edeceksin, aclığa riayet edeceksin, namazı huşuyla kılacaksın, geceleri uyanık olacaksın ve sadıklarla beraber olacaksın.Alaaddin-i Attar Hazretleri şoyle buyuruyor; “Sunneti kendisine farz edinmeyen sÂlikte din eksiktir” Allah Rasulunu sevmeden bir yere gitmenin imkanı var mı? Bu durum Tevbe Suresinin 24. Ayeti ile sabit. Yani Cenab-ı Hakkı ve Rasulunu sevmek farzdır.

KERAMET NEREDE KALDI?

S. Tan: Efendim cevrenin etkisi, toplumdaki yozlaşma şuphesiz manevi hayatımızı olumsuz yonde etkiliyor. Bu konuda ne dersiniz?

H. Gedikli: Şu anda toplum haramı helali bilmez hale geldi. Toplum israfa, luks hayata yonelince arkasından haram yemek kacınılmaz hale geliyor. Bu durum sam yeli gibi buyuk kucuk herkesi etkiliyor. Halbuki haram para, faiz manevi hayatımız ve toplum yapımız icin kanser hucreleridir. Kanser hucresi bunyemize girdiği zaman butun varlığımızı curutuyor. Televizyon mevzuu da ayrı bir konu. Malesef televizyon Musa Efendi Hazretlerinin soylediği gibi “Tam nefsin istediği bir habÂset (pislik).”

Efendimiz (s.a.v) ummetini duşunerek ihtiyarladı. Cenab-ı Hak “Benim dinimi yaşarsanız, dunyada ona gore haraket ederseniz sizi cennetime koyarım” buyuruyor. “Ben sizi fani alem icin yaratmadım, bek alemi icin yarattım” buyuruyor. “İstikamet uzere olun” buyuruyor. Ama biz nefsimizin ve toplumun peşine takılıyoruz. Bize duşen sırat-ı mustakîmden ayrılmamaktır.

S. Tan: Keramet-istikamet dengesi icin ne soylersiniz?

H. Gedikli: Gercekte İslamî yaşamak, istikamet uzere olmak keramettir. Nefsin senden keramet ister, sen keramet isteyenlerden değil istikamet isteyenlerden ol. Biz kerametle mukellef değiliz ama istikametle mukellefiz. Cenab-ı hak bir kutsi hadis-i şerifte “Kullarım sıratı gecmedikce emin olmasınlar” buyuruyor. Keramet nerede kaldı. Evliyanın buyukleri kerameti mecbur kaldıkları zaman yani luzumu halinde kullanırlar. Ancak menfaatperestler insanları cezbetmek, aldatmak, yol kesmek icin kullanırlar. Bunu yapanlar da coğu zaman cinlerle birlikte hareket ederler.

MURŞİT İCİN KERAMET DEĞİL İSTİKAMET ŞARTTIR

S. Tan: Murşitlik icin keramet şart mıdır?

H. Gedikli: Esad Efendi Hazretleri “Murşit icin keramet değil istikamet şarttır.” buyuruyorlar.

S. Tan: Efendim murit- murşit munasebetinde hangisine daha cok iş duşer?

H. Gedikli: İkisine de iş duşer. Murşit mehÂbetini kaybetmeyecek, murit de tesimiyetini, edebini, muhabbetini... Ayrıca muridin nasibi, kabiliyeti, kapasitesi olmalıdır. Sigortasının atmaması icin de irade kuvveti lazımdır.

S. Tan: Peki kamil bir murşite bağlananın sigortası atar mı?

H. Gedikli: İtaat ederse atmaz.

S. Tan: Maneviyat dunyasında ricalullahtan, ricalulgaybden bahsedilir. Bununla ilgili ne soylemek istersiniz?

H. Gedikli: Ricalulgayb, manevi gorev yapmaya haiz askerlerdir. Gorevlerine bir kısmı ruhen ve bedenen gider. Bir kısmı ise sadece ruhaniyet aleminde gider.

BİR İNSAN RUHANİYET ALEMİNDE FARKLI YERLERDE GORULEBİLİR

S. Tan: Ruhen ve bedenen gidenler ile ruhaniyette gidenlerin mahiyeti farklı mıdır?

H. Gedikli: Fakirin bildiği kadarıyla ruh ve beden olarak gidenlerin suratleri daha azdır. Maddi varlıkların surati var değil mi? Işık hızı en suratli olanı. Ayrıca latif varlıkların ve ruhanilerin de suratleri var. Işık hızı 300 bin km/sn, melek surati bunun bin katı yani 300 milyon km/sn. Tevhide giriş kitabında Ebul Hasen Hazretleri ruhaniyet suratinin de bunun bin katı olduğunu soyluyor. Yani 300 milyar km/sn. Cenab-ı hak insan ruhu icin kendi ruhumdan ufledim diyor, bu meseleyi ona gore anlamak lazımdır.

Son zamanlarda ışınlanma konusu gelişmeye başladı. Bildiğim kadarıyla fotonu 1 cm hareket ettirdiler. Demek ki ışınlanma gercekleşecek. Işınlanma olursa dağ, duvar dinlemez gecer gidersin. Butun mesele surati alabilmek ve o suratten sonra halini devam ettirebilmek. Cenab-ı hak bu nimeti meleklerden bile ustun olan halifesinden mi mahrum bırakacak?

Allah dostları icin şurada gorulmuş, burada gorulmuş denir. Onun da izahı soyledir: Elektrik saniyede 50 sefer yanıp soner ama biz onun yanıp sonduğunu goremiyoruz. 300 bin km/sn suratin olsa ekvatorda dunyayı kac defa donersin? 7500 defa. 50 defa doneni farketmiyorsun 7500 defa gozunun onunden geceni fark edebilir misin? Gozunde aynı durur. Duşun ki bir ruhanide bu durum 7 bucuk milyar defa oluyor. 300 milyon km/sn giden varlık saniyede senin gozunden 7 bucuk milyar defa gececek demektir. Yani bir insan ruhaniyet alemine gecebilmiş ise farklı farklı yerlerde gorulebilir.

Ruhaninin kendi gelip gittiğini bilmesi de şart değildir. Belki de yaptığı işi dÂrı bekaya nakledildiğinde gorecektir. “Ben bunları ne zaman yaptım” diyecek. “Sen bunları dunyada yaptın ama sana bildirilmedi” denecektir.

İSLAM ALEMİNİN KANAYAN YARALARI

S. Tan: Soylemek istediğiniz başka bir şey var mı Efendim?

H. Gedikli: Cenab-ı hak cumlemizin akıbetini hayretsin. Allah ’ın dinine, ummeti Muhammed'e hizmet nasip etsin. Cenab-ı hak ummeti Muhammed'e rahmetiyle muamele etsin.

Ya Rabbi islam aleminin kanayan yaralarını dindir.

Ya Rabbi bizlere iman gurluğu ver. Kendine kul, Habibine layık ummet eyle. Bizi nefsimize bırakma. İslama hÂdim, hayırlı nesiller yetiştirmeyi nasip eyle, hizmetten bizi geri bırakma.

Yarın mahşerde Efendimizin Liv ul hamd sancağı altında ustadlarımız ve butun kardeşlerimizle birlikte olmayı nasip eyle. Duamızdan dunyanın her tarafındaki kardeşlerimizi hissedar eyle. Âmin

Kaynak: Altınoluk Dergisi, 358. Sayı, Aralık 2015
İslam ve İhsan