Lider Eğitim Kultur ve Sanat Genclik Kulubu Derneği, ilkoğretim ve lise cağındaki genclerin okul dışındaki vakitlerini değerlendirmeleri amacıyla sosyal, kulturel ve ahlakî gelişimlerine katkı sağlayacak programlar yapıyor. İstanbul Anadolu yakasındaki genclik merkezlerinde ortaokul ve lise oğrencilerine hem eğitimler veriliyor hem de sosyal aktivitelerle kendilerini geliştirmelerine imkÂn sunuluyor. Lider Eğitim Derneği Başkanı İdris Topcuoğlu ile “genclik meseleleri ve karakter eğitimi" uzerine konuştuk.Roportaj: Mehmet Nişancı
ANADOLUNUN HER YERİNDE KARAKTER GONULLULERİ VAR

Lider Eğitim'in yola cıktığı tarih 2004. Yani 10 yıldır ulke genelinde calışmalar yurutuyorsunuz. Bu 10 yılda neler yapıldı, neler yaşandı? Bu sureci bize ozetleyebilir misiniz?
Lider Eğitim 2004 yılında ulkemizin genclerine hizmet etmek amacıyla kurulan bir dernek ve ilk kurulduğu yıllardan itibaren "karakterli" bir nesil yetiştirme hedefine yoğunlaşmış bir muessese. Cocuklarının ahlaklı ve değerlerine bağlı yetişmesini arzu eden ailelerin talepleri uzerine ilk faaliyet alanı olarak karakter eğitimi grup calışmalarıyla hizmete başladık.
Oncelikli olarak boyle bir calışmada vazife alacak gonullu karakter eğitimi liderleri belirlendi ve bu secilen genc liderlerin eğitim surecleri planlandı. Daha sonra eğitimlerde başarılı olan liderlerimizle derneğimize karakter eğitimi icin muracaat eden ailelerin cocukları bir araya getirilerek gruplar oluşturuldu. Bir sonraki adım olarak da cocuk ve genclerin, liderleri ile haftalık duzenli olarak değerler eğitimi ekseninde buluşmaları sağlandı. Bu buluşmalarla birlikte belli periyotlarla sosyal aktiviteler, kamplar, tarih kultur gezileri, yaz programları ile eğitim sureci daha da guclendirildi.
Liderlerimiz, başarılı calışmalar ortaya koyunca faaliyetimiz farklı cevreler tarafından ilgi gordu, ceşitli vilayetlerden karakter eğitimi grup calışmalarını duyan gonulluler, kendilerinin de benzer bir hizmette bulunmak ve bu konuda tecrubelerimizden faydalanmak istediklerini bize ilettiler. Boylece Lider Eğitim bunyesinde Anadolu Karakter Eğitimi Danışmanlık Birimi oluşturuldu. Bolgelerden gelen taleplere cevap verilmeye başlandı. Şu an hem İstanbul ’da hem Anadolu ’nun neredeyse butun illerinde karakter eğitimi gonulluleri var. Bu gonulluler, cocuklarının, değerlerine bağlı olarak yetişmelerini dert edinen ailelere yardımcı oluyor. İlerleyen zamanlarda illerdeki pek cok gonullumuz bir araya gelerek bu alanda calışmalarını daha verimli hale getirebilmek icin dernekler kurdular. 200 ’u aşkın dernek şu anda karakterli nesil yetiştirme cabası icin gayret gosteriyor.

BİNLERCE OĞRENCİYE CANAKKALE KAMPI
Karakter Eğitimi grupları yanında kamp programlarınızda mevcut... Onlardan bahseder misiniz?
Tabi ki. Karakter Eğitimi grup calışmaları devam ederken kısa donemli ve uzun donemli periyotlarda olacak şekilde kamplar da organize etmeye başladık. İyi planlanmış kamplarda yıl boyunca elde edemediğimiz gelişimleri sağladık. Lider Eğitim olarak sene icerisinde, somestr tatilinde ve yaz tatilinde kamplar yapmaya başladık. Bu programlara ciddi teveccuh oldu. İstanbul ’da ve muhtelif şehirlerde kamplar yapmaya başladık. En onemli kamp merkezlerimizden biri Canakkale ’de oluşturuldu. "Tarihe Dokun" adı altında Canakkale ’de binlerce oğrenciyle tarih kultur kampı gercekleştirdik. Ayrıca yaz doneminde daha uzun soluklu ve yetiştirici program talep eden ailelerimiz oldu. Onlar icin de dort haftalık programlar geliştirdik. Bu kamplarımız da pek cok farklı kurum tarafından model alındı.
Yine calışmalarımızın, yurt dışında da duyulması ile oralardan da talepler gelmeye başladı. Yurt dışında yaşayan aileler, cocuklarının değerlerimizden hızla uzaklaştığını ve bu noktada kendilerine yardımcı olmamız noktasında taleplerini bize ilettiler. Başbakanlık Yurt Dışı Turkler Daire Başkanlığı ile “Anadolu-Avrupa Medeniyet Koprusu” kamplarını geliştirdik ve her yıl Avrupa ’daki vatandaşlarımızın, yavrularını Turkiye ’de misafir etmeye başladık.

"DEĞERLER EĞİTİMİ" CALIŞMALARIMIZ DAHA NİTELİKLİ
Butun bu calışmaların yanında Genclik Gelişim Merkezleri calışmaları da yurutuyorsunuz. İstanbul Anadolu yakasında 8 adet Genclik Gelişim Merkezi ’niz mevcut. Bu calışma ortaya nasıl cıktı?
Aslında Turkiye ’nin gelmiş olduğu nokta bizi bu hizmet alanına teşvik etti. Burokratik anlamda genclik hizmetlerinin onu acılmış, devlet tarafından Genclik Bakanlığı oluşturulmuş ve acıklanan genclik politikaları ile genclere yonelik faaliyetler teşvik edilmeye başlanmıştı. Biz de burada yıllardan beri ozlemini duyduğumuz, genclik merkezleri calışmamızı hayata gecirme fırsatı bulduk. Ozellikle anne babanın calışma hayatına katıldığı ailelerin cocuklarının gun icerisinde ciddi anlamda zaman boşlukları olduğunu cok rahat gozlemleyebiliyoruz. Dolayısı ile okul cıkışı genclerimizin gelebileceği, kendilerini geliştirme imkÂnları bulabilecekleri, aynı zamanda hoş vakit gecirebilecekleri ortamlar geliştirmenin iyi bir hizmet olacağı istişarelerimiz ve araştırmalarımız neticesinde ortaya cıktı.
Genclik merkezlerimizde oğrenci arkadaşların okul harici vakitlerinde kabiliyetlerini geliştirme adına pek cok imkan hazırladık. Genclik merkezleriyle birlikte "Değerler Eğitimi" calışmalarımız daha nitelikli ve programlı bir hal aldı. Ayrıca kultur-sanat kursları, spor faaliyetleri, izcilik calışmaları, okul başarısının gelişimi icin destek mahiyetinde calışmalar, guvenilir bir ortam ve arkadaş cevresi ile tanışma imkÂnları sağlamış olduk genclerimize. Bu sahada da guzel bir teveccuh gorduk ve İstanbul ’da yaklaşık 8 merkezimizle hizmet etmeye gayret ediyoruz. Ozelikle son donemlerde bonzai gibi uyuşturucu madde kullanımının da gundeme gelmesi ve genclerin bu tur alışkanlıklara kolaylıkla kapılma riskinin bulunması, genclere hitap eden, onların rahatlıkla gelip faaliyette bulunabilecekleri merkezleri daha anlamlı hale getiriyor. Gunumuz gencliğinin değerlerine bağlı yetişmesi noktasında ulkemize bu muesseselerin onemli katkı sağlayacağına inanıyoruz.
Yine imam hatiplere teveccuhun artması ve ortaokul imam hatiplerin acılması ile birlikte bu alana hizmet sunabilmek icin genclik merkezleri bunyesinde “İrfan Akademi” program modullerini geliştirdik. İmam hatip oğrencilerini daha iyi yetiştirme noktasında irfan akademileri onemli bir boşluk dolduruyor hamdolsun.

SURİYELİ GENC KARDEŞLERİMİZİ UNUTMADIK
Lider Eğitim, Suriye ’den gelen multeci ailelerin cocuklarına yonelik de yaz okulu programı duzenledi. Bu calışmalarınız devam edecek mi?
Tabi ki bir genclik derneği olarak Suriye ’den ulkemize hicret etmek zorunda kalan genc kardeşlerimizi de unutmadık. Onların eğitim surecinden kopmaması icin Suriyeli oğretmenlerle birlikte bir kurs programı geliştirdik ve şu an Suriyeli 70 oğrenci bu programa devam ediyor. Hem Turkce oğreniyorlar hem de temel derslerdeki birikimlerini ilerletme adına Suriyeli hocalardan eğitim alıyorlar. Bu alandaki calışmalarımızı daha da geliştirerek Suriyeli kardeşlerimize gucumuzun yettiği kadar hizmet goturme niyetindeyiz.

ERDEMDEN, FAZİLETTEN YOKSUN BİR NESİL YETİŞİYOR
Lider Eğitim, geldiği noktada ulkemizdeki karakter eğitimi calışmalarına onculuk ediyor. Oncelikle “Neden karakter eğitimi?” diye soralım.
Genel anlamda Lider Eğitim olarak ekibimizle birlikte yaptığımız istişareler neticesinde pek cok sosyal sorumluluk projesini hayata gecirmeye gayret ediyoruz. Ama toplumdaki problemlerin hallolması icin asıl meselenin insan unsurunun iyileştirilmesi, yetiştirilmesi olduğuna inanıyoruz. Bunun icin de insana yatırım yapmayı onemsiyoruz. Yetişmiş, maddi-manevi donanıma sahip insanların ortaya cıkmasını başarabilirsek topluma en buyuk katkıyı sağlayacağımızı duşunuyoruz.
Dernek olarak da calışmalarımızda karakter eğitimini on plana cıkartarak her alanda karakterli bir neslin yetişmesine ağırlık vermek, buna gore programlar geliştirmek istiyoruz. Cunku bilgi ve iletişim cağında, insanların bilgiye ulaşmalarının cok kolay olduğu bir donemde, bu gelişmişlikle ters orantılı bir şekilde ahlaki erozyon yaşanıyor. Bilen, her şeyden haberdar olan bir nesil var ama bu nesil erdemden, faziletten yoksun yetişiyor. Alabildiğince ben merkezli ve egoist bir neslin ortaya cıktığını goruyoruz. Farklı olmak uğruna, marjinal olmak uğruna her şeyi mubah goren bir nesil ortaya cıkıyor. Ve maalesef toplumda sokağıyla, medyasıyla, dizileriyle bu tarz ozendiriliyor.
Sorumluluk hissinden mahrum genclerimiz, alabildiğince ozgurluk diktesine maruz kalıyor. "Genclik bir kere yaşanır, sınırsızca yaşa!" gibisinden suflî soylemler onun dunyasını allak bullak ediyor. Bunun sonunda da maalesef acı manzaralarla karşılaşıyoruz. Artık haz merkezli ve kendi zevkini onceleyen bu neslin tatmin olması gittikce zorlaşıyor, gittikce yalnızlaşan ve depresyona giren bir nesille karşı karşıyayız artık. Afrika ’da bir bardak suyu bulan insanlar, mutlu huzurlu olabiliyor ama bizim bir bardak suyu nimetten bile saymayan insanımız mutlu değil. 20 yıl oncesine gore cok daha fazla şeye sahibiz ama yine mutlu olamıyoruz, tatmin olamıyoruz.

FEDAKÂR, CALIŞKAN, YARDIMSEVER YENİ BİR NESİL
Peki bu problemin cozumu sizce nasıl mumkun olacak?
İşte gunumuz gencini bu buhrandan kurtarma noktasında karakter eğitiminin gerekliliğine inanıyoruz. Oncelikle biz Karakter Eğitimi derken, bir insanın, gercek manada mutluluk ve huzurunu sağlayacak, yine kişinin, kendisi ve toplum icin faydalı bir fert olmasını temin edecek değerleri, kişiye kazandırmak uzere duzenlenen faaliyetlerin tamamını kastediyoruz. Karakter Eğitimi ile birlikte; fedakÂr, calışkan, yardımsever, durust, cesur, merhametli, sosyal sorumluluğu yuksek, saygılı bir neslin ortaya cıkmasını hedefliyoruz. Fertler, bu ve benzeri vasıflara ne kadar sahipseler, topluma ve kendilerine o kadar faydalı olabileceklerdir. Bu vasıflar, kişileri nitelendirildikleri “insan” kelimesinin manası ile butunleştirecek ana ozelliklerdir. Ailelerin de bu vasıfları oncelikli olarak yavrularına kazandırmaları icin gayret gostermeleri gerekmektedir.
BİZİM İCİN KARAKTER, KARİYERDEN ONCE GELİR

İnsanın, sadece zihinsel ozelliklerinin dikkate alındığı ve kariyerinin oncelendiği calışmaların, kişi ve toplum icin yeterli ve oncelikli olmadığını duşunuyoruz. İnsanın psikolojik ve sosyal yonlerinin geliştirilmesi ve oncelenmesi gerekiyor. Bizim icin karakter, kariyerden once geliyor. Karakter gelişimini başarılı bir şekilde sağlayamamış bir bireyin kariyerinin parlaklığı ne kendisine ne de topluma fayda sağlayacaktır. Nasıl ki kucuk yaşlardan itibaren cocuklarımızın iyi bir kariyer sahibi olmaları icin her turlu okul, dershane, ozel ders ve disiplinli program hedefliyorsak, bundan daha once ve daha ciddi bir şekilde cocuklarımızın, iyi bir karakter sahibi olmaları icin planlamalar, yapmak zorundayız. Ve karakter eğitimini de kucuk yaşlardan itibaren yapmalıyız. Maalesef toplumumuzda karakter eğitimine yonelik calışmalar, surekli erteleniyor. Hele bir universiteyi bitirsin bakarız deniliyor. Ya da daha genc, gencliğini bir yaşasın deniliyor. Maalesef bu tur yaklaşımlar, işimizi daha da zorlaştırıyor.
Karakter eğitimi, bu denli onemli iken bu eğitimin uygulanma şekillerine de cok dikkat etmek gerekiyor. Tamamen hayatın icerisinde, yavrularımızı yaşadıkları toplumdan koparmadan, yabancılaştırmadan bu işi yapmak gerekiyor. Baskıcı yontemler, cocuk ve genclerimizin psikolojisini, ihtiyaclarını gormezden gelen yontemler kısa vadede bir netice veriyormuş gibi gozukse de aslında cocukların ruh dunyasında derin yaralar acıyor. Bu da zaten bir muddet sonra kendisini acığa vuruyor.

Biz, Karakter Eğitimi calışmalarımızda şu hususlara dikkat ediyoruz: Tum faaliyetlerimizde, rol modellik konusunu onemsiyoruz. Karakter eğitiminde başarılı olmanın yolunun o eğitimi yapan kişilerin kendilerinin taşıdığı vasıflar olduğuna inanıyoruz. Yani karakterli liderlerin, karakterli nesiller yetiştirebileceğine inanıyoruz. İkinci olarak, insanın bir cevrede buyuduğu, kişinin aslında cevresinin eseri olduğu, cevrenin adeta bir oğretmen olduğu gerceğini kabul ediyoruz. Cocuklarımız icin yetiştirici cevreler, takımlar oluşturmaya gayret ediyoruz. Ayrıca cocuklarımız icin gunun ihtiyaclarına, yeni gelişen eğitim yontem ve tekniklerine gore karakter eğitimi materyalleri kullanmaya gayret ediyoruz. Liderlerimizi, yeniliklerden ve eğitim sahasındaki yeni gelişmelerden haberdar ediyor ve ceşitli hizmet ici eğitim uygulamalarına dahil ediyoruz. Bunlarla birlikte karakter eğitiminde yapıcı bir disiplin, ciddiyet ve istikrarın olmadığı takdirde netice almanın zorluğunu biliyor ve bu hususları programlarımızda on planda tutuyoruz. Kampları karakter eğitiminin olmazsa olmaz bir parcası olarak goruyoruz. Her fırsatta (ara tatiller, yaz tatilleri, hafta sonları) cocuklarımızı kamp programlarımıza dahil ediyor karakter eğitimi calışmalarında boylece daha iyi mesafe kat ediyoruz. SİVİL TOPLUM CALIŞMASI İNSANIN RUHUNU TATMİN EDİYOR Eğitim işi uzun soluklu bir iş. Lider Eğitim'in geriye baktığımızda 10 yıllık bir mazisi ve ileriye donuk yılları kapsayan bir gelecek hedefi var. Gonulluluk calışmalarında motivasyonu diri tutmak onemli. Bu konuda yaşadığınız zorlukları konuşabilir miyiz?
Sivil toplum calışmalarında surekliliği sağlama noktasında elbette en onemli unsur motivasyonu diri tutmak. Bu da cok zor olabiliyor. Sivil toplum calışmalarında gayret gostermek, cabalamak, gorev yapmak Turkiye'de henuz tam karşılığı olan, toplum icinde kabul edilen bir statu değil. Onun icin bu alanda koşturan insanlar, genel olarak en yakın cevrelerinden başlamak suretiyle bir tazyik goruyorlar. Daha prestijli işlere gecmeleri noktasında bir telkine, bir baskıya maruz kalıyorlar. Bazen buna direnmemiz gercekten cok zor oluyor. Ama butun bunlarla beraber sivil toplum calışmalarında insanın ruhani boyutunu tatmin eden cok onemli yonler var.

İBRETLİK HİKAYELER BİZİ CANLA BAŞLA CALIŞMAYA SEVKEDİYOR
Peki, yuruttuğunuz calışmalarda sizi motive edici ornekler var mı?
Bu calışmalarda başkalarına faydalı olmak, imkÂnı kısıtlı insanların onunu acmak, bir insanın yuzunu guldurmek vs. bunlar insanı gercekten yaratılışının manası ile buluşturuyor.
Hic unutmuyorum iki delikanlı vardı. Onemli bir universitede onemli bir bolumde tahsil goruyorlardı. Bir şekilde bize ulaştılar, tahsillerini devam ettirmede maddi zorluklar yaşıyorlardı. Biz de bir yerlerden bir imkÂn bulup uc ya da dort yıl kadar onlara destek sağladık. Tamamen tevafuk eseri karşılaştığımız bu iki arkadaş, bizim dernek calışmalarımızda hic yer almadılar, insanlık gereği onlara destek olduk. Bizim icin cok kolay ve ufak miktarda olan bu katkı, onlar ve ailesi icin buyuk değer ifade ediyordu. Başarı ile ve sıkıntı cekmeden mezun oldular ve mesleğe atıldılar. Hayatımın her aşamasında bu delikanlıların, ailelerin dualarının tesirini hissediyorum. Gozu yaşlı bu aile, her bayramda arar ve dualarını esirgemezler. İşte bunun gibi yuzlerce orneğin varlığı gonulluluk calışmalarına bizi candan bağlıyor.
Bir gun yine hic unutmuyorum bir kış gunuydu, radyoda haberleri dinliyorum. Sultanbeyli ’de bir anne iki cocuğu ile bir başına kalmış ve bir barakada hayatlarını idame ettiriyorlar. Yokluk icerisinde tabi… Kış gunu para yok, imkan yok, ev cok soğuk. Kadıncağız gidip odunc odun alıyor, oduncudan eve geliyor. Eve geldiğinde odunları yakıp cocuklarını sıcak bir ortama kavuşturmak istiyor ki ne care! Aldığı odunlar nemli olduğu icin tutuşturamıyor ve cocuklarının derdine derman olamıyor. Kadıncağız fakirliğin, yokluğun, caresizliğin ve cocuklarının yaşadığı ızdırabın karşısında dayanamıyor ve yan odaya gecip kendini asıyor. İşte bu olaylar bizi derinden etkiliyor. Bu cocuklara, bu yetimlere birilerinin sahip cıkması gerekiyor. Bu anneye birilerinin sahip cıkması gerekiyor. İşte biz bu tur ornekleri gorunce daha fazla gayret etmeye, mevcut cabalarımızı yeterli gormemeye başlıyoruz.

Bu aslında bir tercih meselesi… Siz bu alandan yana tercihinizi yapıp kararı verdikten sonra her şeyin sahibi olan Allah, onunuze oyle tablolar koyuyor ki siz kendiliğinizden yola revan oluyorsunuz. Yuce Allah, kendi yolunda mucadele verenlerin yollarını acacağını buyuruyor.
Yine genclik merkezlerimizde bir gun bir yaşlı teyze 10 yaşında bir delikanlı ile cıkageldi. Oğlum bu cocuğun anne babası boşandılar, cocukla ilgilenmiyorlar, ikisi de cocuğu bana terk edip kayboldular. Ben 70 yaşında bir kadınım. Bu cocuğu okutabilecek gucum olmadığı gibi elimden bir şey de gelmiyor. Bununla siz ilgilenin. Torunumu once Allah ’a sonra size emanet ediyorum, diyerek gozyaşları icinde cocuğu arkadaşlarımıza emanet etmişti. İşte boyle manzaralar yaptığımız işin ne kadar muhim olduğunu bize gosteriyor, bizi canla başla calışmaya sevkediyor.
CANAKKALE GENCLERİ DOLDURUYOR
Ulkemiz asil karakterli bir neslini Canakkale'de yitirdi. Ve tam 100 yıldır bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Sizin programlarınızda one cıkan bir Canakkale vurgusu var. Ve Canakkale ’de ulkenin dort bir yanından gelen genclerle kamplar duzenliyorsunuz? Canakkale gunumuz nesli icin ne anlam ifade ediyor?
Biz, yaptığımız organizasyonlarda tarih ve kulturumuzun genclerimize kazandırılmasını onemsiyoruz. Tarih bilgisinden uzaklaşmanın koksuzluk olduğuna inanıyoruz. Bir nesli tarihinden kopardığınızda onu daha rahat kontrol edebilir, elindeki değerleri daha rahat değiştirebilirsiniz. Onun icin genclerimizin, tarihimizi okumaları ve mumkunse tarihin cereyan ettiği mekÂnları gormeleri gerekiyor. Bunun icin biz, Lider Eğitim bunyesinde “Tarihe Dokun” adı altında tarih ve kultur kampları organize ediyoruz. Canakkale ’de bunlardan biri...
Canakkale ’de İslam coğrafyasının her bolgesinden şehitlerin bulunduğunu goren genclerimiz, bundan onemli dersler cıkartıyorlar. Geleceğimiz adına daha da bilincleniyorlar. Aramıza ekilen ayrılık tohumlarını daha iyi fark ediyorlar. “Toplu vurdukca yurekler, onu top sindiremez”i burada bizzat yerinde goruyorlar.
Canakkale, vatan, bayrak, ezan ve Kur'an icin odenen bedeli oğretiyor bize. Şimdi cok rahat istifade ettiğimiz imkÂnlar icin ecdadımızın nelere katlandığını oğreniyoruz. Bir vefa ve kıymet bilme duygusu gelişiyor Canakkale ’de. Genclerimizde “Sahip olduğum bu nimetler icin cok kan dokulmuş, anneler ağlamış, cocuklar yetim kalmış, ben bu değerlere sahip cıkmalıyım, bunların kıymetini bilmeliyim” hissi gelişiyor. Canakkale ’ye gelen cocuklarımız, donerlerken gozleri, gonulleri ve zihinleri dolu dolu donuyorlar memleketlerine.

BİR OLUN, BERABER OLUN, KARDEŞ OLUN!
Canakkale nesli gunumuz nesline ne anlatıyor?
Bize şoyle soyluyor dedelerimiz: “Yavrularım! Bir olun, beraber olun, kardeş olun! Boyle olursanız, size dunyanın en donanımlı orduları bile zarar veremez. Yavrularım, kardeş olun, zira Musluman Muslumanın kardeşidir. Bu kardeşliği zedeleyecek her şeyden uzak durun; yoksa bolunur, parcalanır, kurda kuşa yem olursunuz. Yavrularım elimizdeki değerlerin kıymetini bilin; yoksa birileri gelir bizim yavrularımızın, analarımızın, bacılarımızın, namusumuzun teminatı olan vatanımızı, kan dokerek koruduğumuz bu toprakları cok daha duşuk bedellerle elinizden alır. Vefalı olun, tarihinizi bilin, ecdadınızı tanıyın ve bu vefa gereği odenen bedelleri karşılıksız bırakmayın.”

ŞAHSİYETLİ VE KARAKTERLİ DURUŞUMUZ ORNEK OLMALI
Geriye donup baktığımızda manevi kaygıları on planda olan bir medeniyet duruyor. Gunumuze geldiğimizde ise maddi kaygılara yem edilen bir eğitime tabi tutulmuş nesiller var. Manevi kaygıları olan bir neslin yeniden inşası nasıl mumkun olacak?
Bu, her şeyden once bu meseleye gonul veren, şahsiyetli, karakterli insanların yetişmesi ve bu insanların buyuk bir fedakÂrlık gostererek nesil yetiştirme derdini taşımasıyla olacak. Karamsar olmamak gerekiyor. Sadece sebeplere riayet etmek ve cok calışmak gerekiyor. Tarih boyunca yuzlerce ornek goruyoruz. Her şeyden once Allah Resulu, ahlaki cokuntunun en zirvede olduğu bir devirde geliyor. Cocuklarını diri diri gomen insanlardan, bir faziletler medeniyeti kuruyor. Bunu nasıl yapıyor? İlahi kitabımız Kur'an, burada cok onemli faktor. Ama bununla birlikte Efendimiz'in yuce ahlakı, ornek şahsiyeti, insan otesi fedakÂrlıkları ve calışkanlığı-gayreti onemli fonksiyon icra ediyor, insanların gonullerinin donuşmesinde. Ve bir nesil buyuk donuşum yaşıyor.

Bugun de bizim yapacağımız şey aynen bu yontem… Cok sade ve net: Şahsiyetli ve karakterli duruşumuzla ornek olmalı, fedakarlık ve calışkanlığımızla da insanlara ışık tutmalıyız. Yontem cok net ama bu zor tabi. Biz bunları yaptığımızda bir neslin donuştuğunu goreceğimize kesinlikle inanıyorum. Rabbimiz, kuluna calıştığının karşılığı vardır, diyor. Biz bu uc hususa riayet ettiğimizde Allah bereketini de muhakkak verecektir. Bir de Allah'ın rahmetinden umit kesmeyin, buyruluyor. Umit, bizim en onemli azığımız. Biz kendi tembelliklerimizi, umitsizliklerimizi, dinimiz haline getirmeyeceğiz. Muslumanlar, miladi 800 ile 1600 yılları arasında dunya tarihine damgalarını vurdular. Cok onemli bilimsel buluşları ortaya koydular. Bu bir hamaset değil… Fuat Sezgin hoca bilimsel olarak ispatlıyor tum bunları.
Sırtımız terden, seccademiz gozyaşından ıslandığında ve gecelerimiz heyecan ve umitle uykusuzluğa burunduğunde netice gelecektir. Onun icin oyunun kuralları belli. Bunlara dikkat eden muhakkak kazanacaktır.
Lider Eğitim Derneği web adresi: www.lider.org.tr
İslam ve İhsan