Gazze savaşını yakından takip eden TRT İstanbul Bolge Mudur Yardımcısı Mehmet Akif Ersoy ile yaptığımız roportajın ikinci kısmında, onumuzdeki sureci konuştuk. "Muslumanlar ancak kardeştirler" hadisi şerifine atıf yapan Ersoy, İslam ulkelerinin birbirleriyle olan mucadelelerinin Muslumanları gucsuzleştirdiğini vurguladı.Roportaj: Omer Faruk YASİN
BM OKULUNUN BAHCESİNDE DEĞİLSEN HİCBİR KIYMETİN YOK
Batılı ulkelerin tepkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
ABD, BM okulunun vurulmasını kınadı. Ama butun dunyanın goruntulerini cektiği parklarda, kumsalda olen cocuklarla ilgili tek bir mesajları olmadı. Heronlardan 24 saat gorduğu Gazze ’de yanlışlıkla vurduğu tek bir hedef bile yok İsrail ’in. Hepsini bilerek yapıyor. Bir cocuğun canının kıymetli olması icin BM okulunda mı olması lazım? Bu mudur kriter? BM okulunun bahcesine girdiysen canının bir kıymeti, uluslararası toplumda bir karşılığı var ama o bahcenin dışında kaldıysan ya da evinden kacıp bir bahce ararken yakalandıysan canının hicbir kıymeti yok. Bu nasıl bir vicdan? Bunları nasıl anlatacaksanız televizyonlarda? Binlerce goruntu, fotoğraf, paramparca cocuk cesetleri yayınlandı; onlarca roportaj yapıldı. Bakıyorsunuz Amerika bomba vermeye devam ediyor.

GAZETECİLERİN ORTAK KANAATİ: “İSRAİL SOYKIRIM YAPIYOR”
Sizinle beraber Gazze'de olan diğer gazeteciler icin durum nasıldı?
Gazze ’ye giren butun gazeteciler, Avrupalı ve Amerikalılar dÂhil, İsrail ’le ilgili kendi ulkelerinin ajandalarında ne olursa olsun, hepsi bu saldırılara "soykırım" dedi. Cok ağlayan yabancı gazeteci gordum, cok anons gecemeyen gazeteci, kamerasını kullanamayan kameraman gordum. “Artık dayanamıyoruz!” diyorlardı.
“İSRAİL GAZZE ’YE İSTEDİĞİ ZAMAN GİREMİYOR”
İsrail ’in amacı Gazze ’yi tamamen temizleyip kendi yerleşimine mi acmak?
Buraya kadar anlattıklarım işin insani boyutu. İşin bir de siyasi, stratejik boyutlarına gelecek olursak; İsrail, Gazze ’yi tamamen silahsızlandıracağını soyluyor. İsrail, Ramallah ’a, Batı Şeria ’ya istediği zaman girer, cıkar. Tutuklamalar yapar; operasyonlar yapar; kısacası Ramallah kendi toprakları gibidir. Ama Gazze oyle değil. Gazze ’de direniş grupları var ve silahlılar. İsrail askerleri oyle kafaları estiği zaman Gazze ’ye giremiyor. Bunu Gazze ’de de yapmak istiyorlar ve bunun icin cok geciktiklerini de duşunuyorlar. Cunku direniş grupları cok buyuk zarar gormedi ve cok silahlandılar. İsrail sivilleri bu yuzden daha cok katlediyor. Tunelleri yıkacağım diyor ama İsrail ’in butun bir Gazze ’yi yıkması lazım cunku Gazze ’nin her tarafı tunellerle dolu. Peki bunu yapabilir mi? Potansiyeli var, uluslararası toplum da bu desteği verdiği surece yapabilir. Zaten yavaş yavaş kenti dışarıdan yıkmaya ve işgale başladı. İceriye doğru da devam ediyor.
Obama ’nın acıklaması olmuştu “Hamas ’a baskı yapılsın ve esir asker serbest bırakılsın” diye. Burada katliamlar yapan, işgal eden, abluka altında tutan, bir ulkeyi acık hava hapishanesine ceviren Hamas değil ki!
İlk intifada da 95 ’teki intifada da Filistin halkında silah yoktu. Ama siz her gecen gun işgal ettiniz bu toprakları. Filistin ile Oslo goruşmeleri yaptınız, hemen ardından yeni yerleşim yerleri actınız. 1967 sınırlarını tanımadınız. Uluslararası toplumun, BM ’nin hicbir acıklamasını, kınamasını dikkate ve ciddiye almadınız. Filistinlilerin her gun kanına girdiniz. İstediğiniz zaman Filistin ’e girdiniz, cocukların kollarını kırdınız, onları tutukladınız, işkence ettiniz, hapishanelere attınız, katlettiniz, oldurdunuz, sahillerde balıkcılarını vurdunuz. Bu insanların silahları yoktu, hicbir gucleri yoktu. Ama siz oldurmeye, saldırmaya devam ettiniz. Taş attılar, devam ettiniz.
Hangi yontem denenmedi Filistin ’e karşı? Hamas şimdi bir olum-kalım mucadelesine girdi. Neden bu kadar yok edileceğini bile bile, uluslararası toplumun İsrail ’e tepki vermeyeceğini, Amerika ’nın destek vereceğini, Arapların sessiz kalacağını, bu kadar cok oleceklerini bile bile mucadeleye girdiler?
GAZZELİLER İCİN ARTIK YAVAŞ OLUM YOK
Neden?
Artık yavaş olum istemiyorlar cunku. Hamas ’ın ateşkes şartlarını gorduğumde, bolgeyi az cok takip etmeye calışan bir gazeteci olarak “Bunlar cok ucuk talepler, İsrail bunları kesinlikle kabul etmez” dedim. Ama bolgeye gittiğimde şunu gordum: Blof yapmıyorlar. Artık tukenmişler. “Ya Gazze ’den cıkacağız ya da biteceğiz” diyorlar.
Gazze ’ye İsrail ’inden habersiz bir pirinc tanesi bile sokamıyorsunuz. Sokacağınız her pirinc tanesi icin belli miktar İsrail malı almak zorunda bırakılıyorsunuz. İsrailliler konuştuğumuzda “Biz ne istiyorlarsa veriyoruz” diyorlar. Bir karikatur vardı. Gazze ’nin etrafı cevrilmiş, bir hapishane gibi ve duvarların uzerinden bir el kuru ekmek uzatıyor. “Filistinliler ozgurluk istiyorlar!” dedim. Filistinliler, İsraillilerle iletişim kurmak, onlardan ekmek dilenmek istemiyorlar. Kendileri calışıp, cabalayıp, kendi devletlerinde ozgurce yaşamak istiyorlar. Kendi havaalanlarının olmasını istiyorlar. Kendi sahil ve limanlarının olmasını istiyorlar.
İsrail, bu ozgurluk verilirse Filistinlilerin ulkeye silah sokacağını iddia ediyor. Siz bir kuşatmayı kaldırın, uluslararası gozlemciler bunu bir gorsun, onlar bir devlet olsunlar. Sen silahlanıyorsun, dunyanın en son teknolojik silahlarına sahipsin, atom bomban bile var. Yanı başında her gun katlettiğin bir Filistin ’inin neden silahı olmuyor. Nerede uluslararası standart ve ilkeler, savaş hukuku? İşgal altında tuttuğu ulkenin insanlarını olduruyor İsrail, savaş sucu işliyor Cenevre konvansiyonlarına gore. Ama dunyada tık yok! “Biz Hamas ’a baskı yapmalıyız cunku İsrail cok guclu” diyorlar.
İSLAM ULKELERİNİN BİRBİRLERİYLE OLAN MUCADELELERİNDEN HOŞNUTLAR
Guclu ve zalim, guclu ve haksız olan İsrail ’in yanında mı duracağız? Niye guclu? Cunku sesiniz cıkmıyor ve hicbir şey yapmıyorsunuz. Cıksın Arap ulkeleri “İlişkilerimizi ve petrolu kesiyoruz, butun İsrailli diplomatları sınır dışı ediyoruz. Filistin ’e de yardım başlatıyoruz. Butun parlamenterlerimizi de canlı kalkan olarak Gazze ’ye gonderiyoruz” deyip, gemiler, ucaklar kaldırsınlar ablukayı kırmak icin.
İsrail ve ABD ’nin en cok mustefit oldukları konu İslam ulkelerinin birbirleri ile olan mucadeleleri. Artık dengeleri duşunmenin zamanı coktan gecti. O dengeleri duşundukce ateş hepimizin, butun İslam coğrafyasının kapısına dayanacak.
Peki nasıl bir son gorunuyor Gazze icin?
İsrail geri adım atmazsa ateşkes cok zor. Direniş grupları uzun sure daha savaşacak guce sahipler.
Filistin halkı Turkiye hakkında ne duşunuyor? Beklentileri ne?
Turkiye ’yi seviyorlar, kendilerine destek verdiğini biliyorlar. Ama somut olarak şoyle duşunuyorlar: “Biz yalnızız ve tek başımıza savaşıyoruz.”

HAMAS ’ın askeri kanadına adını veren İzzettin el Kassam ’ın Osmanlı ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Meselenin I. Dunya Savaşı ’na dayandığını duşunuyor musunuz?
Filistin ’le ilgili tum bu sorular ve tum bunlara verilecek cevaplar, Filistin meselesine bakış acısındaki tum bu ayrışma bir Amerikan-İngiliz-İsrail projesidir. İzzettin el Kassam ve El Fetih diye bir şey yoktur; Filistin halkı diye bir halk vardır. Mucadelenin adı Hamas değildir; direniş gruplarıdır. Bunların icinde Fetihciler de vardır, İslami Direnişciler de Hamas ve Kassam da Aksa şehitleri de vardır. Bu ayrışmayı, mezhebi, meşrebi taassuplarımızı, siyasi bolunmuşluklerimizi bir kenara bırakmadığımız surece mucadele yurutmek zor olacak.
Bakın İngilizler IŞİD diye bir orgut cıkardılar ve biz onların bize dayattığı gundemlerle bir şeyler konuşuyor, sorular sorup, o sorular uzerinden analizler yapıp cevaplar arıyoruz. Butun stratejilerimizi onların bize dayattığı gundemler uzerinden şekillendiriyoruz ve farkında değiliz. Kafamızı kaldırmamıza musaade etmiyorlar. Onların bize dayattığı gundemlerin dışına cıkmamız gereken zamanlardayız. Bunların cizdiği sınırları, bunların dayattığı gundemleri, bunların oluşturduğu mezhebi ayrıştırmaları, sosyal-demografik dağılımları, koşulları, ekonomileri konuştuğumuz surece, biz ummet olarak kendi gundemimizi belirleyemeyeceğiz ve bu toprakların insanları hangi dine mensup olursa olsun, kendi hayatları ve gundemlerini yaşamayacak.
ARTIK KENDİ GUNDEMİMİZİ OLUŞTURMAYA BAŞLIYORUZ
Bugune kadar Turkiye ’de dış habercilik dediğimiz şey Reuters ’den, AP ’den gelen haberleri cevirmekti. Onların gundemleriyle kendi halkımızı yıllarca zehirledik, kendi halkımızın algılarını yonettik. Kendimiz farkında değildik, vatandaş zaten farkında değildi. BBC “İsrail Gazzeli militanlara operasyon duzenledi” diye haber yapıyor ve sen de bunu cevirip kendi ulkende yayınlıyorsun. Yıllarca bizim dış habercilikten anladığımız şey gelenleri cevirip yazmaktı. Gitmiyoruz, bakmıyoruz, tanımıyoruz, oğrenmiyoruz; coğrafyayı bilmiyoruz, dilini bilmiyoruz, sosyolojisini bilmiyoruz. İngilizler gelip bir takım operasyonlarla fitne tohumları ekmişler; bolmuşler, parcalamışlar biz hala Osmanlı mirası uzerinden bolge okumaları yapıyoruz. Guzel, ama cok şey değişti.
Bizim hic tanımadığımız, sadece medya uzerinden fotoğraflarını gorduğumuz dostlarımız ve duşmanlarımız var. Biz Seyyid Kutub ’u gercekten tanıyor muyuz? Usame bin Ladin ’i, Humeyni ’yi, Mukteda es-Sadr ’ı, Abdulmecid Zindani ’yi tanıyor muyuz? Bunlar cok tepki alacak, aşırı laflar biliyorum, ama ornek olsun diye soyluyorum. Biz tanımadığımız insanları sevdik, tanımadığımız insanlardan nefret ettik; tanımadığımız mezhepleri kotuledik; tanımadığımız insanlarla kavga ettik.
Yani butun bildiklerimizin bize dayatıldığını mı soyluyorsunuz?
Evet, tam olarak oyle soyluyorum. Mısır ’da İcişleri Bakanlığı onunde katliam yapılıyor dendiğinde, İcişleri Bakanlığı onunde gosterici bile yoktu. Trablus ’u ucaklar vuruyor dendiğinde, Trablus ’ta bir tane bile ucak yoktu. Yazıyorlar, elimize veriyorlar. Yeni yeni Turkiye muhabirler gondermeye başladı, TRT ile. Anadolu Ajansı ofisler acmaya başladı. Kendi gundemlerimizi oluşturup, neler olduğunu anlamaya calışıyoruz.
Yabancı dilde cıkarılan butun gazeteler uluslararası istihbarat kuruluşlarına ve diplomatik temsilcilere yonelik mesajları icerir. MİT daha once Eygpt İndependent gazetesini cevirip, Mısır ’da olan biteni Turkiye ’ye anlatıyordu. Mısır ’ı, Eygpt İndependent ’den anlayabilir misin? Ulkenin gercekleriyle bağdaşır mı, bağdaşmaz.
“BUTUN MUSLUMANLAR KARDEŞTİR” ŞUURUNA SAHİP OLMALIYIZ
Turkiye olarak şimdi neler yapıyoruz?
Bolgeyi oğrenmeye calışıyoruz ve cok yetersiziz. Cok adam yetiştirmemiz lazım, dil bilen ve bolgeye merakı olan. Evet, bir kapı acıldı, vizyon ortaya kondu ama cok kotu bir donemden geciyoruz. Dolayısıyla Gazze, Filistin, Irak, Suriye Libya, Yemen veya başka yerleri, sahayı iyi bilmeliyiz. Demografisini, sosyolojisini, ne olup bittiğini iyi bilmeliyiz. Orada yaşayan insanlar da kendilerine dayatılan gundemlerle hareket etmemeli.
Ve son olarak biz “İnnemel mu ’minine ihvatun” şuurunu kafamıza yerleştirmediğimiz muddetce cennete giremeyeceğiz. Bunu iyi anlamalıyız. Turkiye ’de herkesin muntesibi olduğu veya olmadığı bir suru cemaat var değil mi? Neden bu kadar cok cemaat var ve neden hepsi birbiriyle kavga ediyor? Bırakın ulkeleri aynı parti icinde dahi bir suru cemaat; aynı mezhebin icinde bir suru farklı grup var.
Oncelikle insani ilkelerle hareket etmeliyiz, cunku savaşlar ahlak gerektirir. Bunun dışında Musluman kimliğini taşıyorum diyorsan, karşındaki insan da Muslumanım diyorsa onu sevmek zorundasın. Allah sana başka secenek sunmuyor.
İslam ve İhsan