
Bugun, Turkiye genelinde butun camilerden ortak Cuma hutbesi okunacak. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinden yayınladığı hutbenin bu haftaki konusu SırÂt-ı Mustakim. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her Cuma gunu internet sitesinde yayınlanan ve Cuma namazı oncesi camilerde okunacak hutbede, dosdoğru yolun son davetcisinin Hz. Muhammed (sav) olduğundan ve inancın; samimiyet, erdem, doğruluk, ahlak gibi değerlerle ic ice gectiğinden bahsediliyor.
12 Ağustos tarihli Cuma hutbesi
Kardeşlerim!
Peygamberimiz (s.a.s), bazı sahabileriyle birlikte bulunduğu bir esnada Kerim Kitabımızdan bir Âyet okumuştu. Bu Âyet, İslam'dan onceki din mensuplarının, Allah'ın dinini nasıl tahrif ettiklerini şoyle haber veriyordu: “Onlar, Allah'ı bırakıp, hahamlarını, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh'i rab edindiler. Oysa onlara sadece bir olan Allah'a kulluk etmeleri emredilmişti. Allah'tan başka hicbir ilah yoktur. O, yuceler yucesidir; onların ortak koştuklarından munezzehtir."
Efendimizin Âyet-i okumasını muteakip daha once Hıristiyan iken Musluman olmuş bir sahabi, “YÂ Resûlellah! Biz onlara kulluk etmiyorduk ki!" dedi. Bunun uzerine Peygamberimiz, “Onlar size istediklerini helÂl, istediklerini haram kılıyorlardı. Siz de onlara uyuyordunuz oyle değil mi?" diye sordu. Sorusuna “Evet!" cevabını alınca da, “İşte Âyette sozu edilen durum budur." buyurdu.
Kıymetli Kardeşlerim!
Bu Âyet-i kerime bizlere gostermektedir ki; insanoğlu, tarih boyunca din anlayışı ve tasavvurunda zaman zaman sapmalar ve savrulmalar yaşamıştır. İşte bu sapma ve savrulmalara karşı Yuce Rabbimiz Âdem (a.s.)'den Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.s)'e kadar kutlu elcileri vasıtasıyla insanlığı tevhid inancına cağırmıştır.
Tevhid inancı, sırat-ı mustakimdir, dosdoğru yoldur. Bu yolda sadece bir olan Allah'a itaat, teslimiyet ve kulluk vardır. Bu yolda şirk, kufur, nifak, ikiyuzluluk değil; ozuyle sozuyle bir olmak, olduğu gibi gorunup, gorunduğu gibi olmak vardır. Bu yolda ahlak, erdem ve samimiyet vardır. Bu yolda eğrilik değil, doğruluk; ihanet değil, sadakat vardır. Bu yolda sapkınlık, azgınlık, haddi aşma ve zalimlik değil; istikamet, adalet ve hakka tabi olmak vardır. Bu mubarek yolun son davetcisi Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.s.) olmuştur. Yuce Allah, din-i mubin-i İslam'ı Kerim Kitabımızla ve Peygamber Efendimizle kemale erdirmiştir. O gunbugundur insanlığı bu bereketli yola cağıran hakiki ilim ve irfan ehli nice bahtiyar kimseler olmuştur. Ancak, suret-i haktan gorunerek insanları sırÂt-ı mustakimden saptıran, onları batıla davet eden nice bedbahtlar da olmuştur.
Kardeşlerim!
SırÂt-ı mustakimde, Allah ve Resûlu'nun, Kur'an ve sunnetin onune hicbir anlayışı gecirmek yoktur. SırÂt-ı mustakimde dinin sabitelerini değiştirmeye kalkışmak yoktur. SırÂt-ı mustakimde hic kimsenin, arzu ve isteklerine, cıkarlarına gore helal ve haram koyma yetkisi yoktur. Zira boyle bir durum, dini mubin-i İslam'ı tahrif etmektir. Dinin icini boşaltmaktır. Dini tahrip etmektir. Yeni bir din ihdas etmektir. Bilinmelidir ki; kendisini Kur'an ve sunnetin onune gecirerek yeni bir din ihdas etmeye yeltenenler de, koru korune boylelerinin peşi sıra gidenler de beyhude bir yolun yolcularıdırlar. Aksine sırÂt-ı mustakimde Kur'an ve sunnetin ebedi rehberliğinde, İslÂm kultur ve medeniyetinin zengin bilgi mirası eşliğinde nezih bir hayat yaşamak vardır.
Kıymetli Kardeşlerim!
Yuce Allah'ın dosdoğru yolunda, Peygamberler dışında ismet sıfatına sahip “masum ve tartışılmaz" herhangi bir şahsiyet yoktur. SırÂt-ı mustakimde Peygamberler dışında hic kimsenin ozel, secilmiş ve yanılmaz olduğu duşunulemez. Herhangi bir kimsenin sozlerine, eserlerine ve davranışlarına mahza hikmetli olduğu duşuncesiyle kutsiyet atfedilemez. SırÂt-ı mustakimde Allah'a isyan hususunda hicbir varlığa itaat edilemez. HÂsılı, mutlak itaat ve bağlılık, cercevesi Kur'an ve sunnet tarafından belirlenen ilkeleredir.
Kardeşlerim!
Unutmayalım ki; herkes, ahiretteki Âkıbetini bu dunyada yapıp ettikleriyle kendisi belirleyecektir. Hic kimse sorumluluğunu ve hesabını bir başkasına asla yukleyemeyecektir.4 O buyuk gunde tek umudumuz sadık imanımız, samimi niyetimiz, sahih bilgimiz, salih amellerimiz, selim kalbimiz olacaktır. Tek sığınağımız, Rabbimizin engin merhameti olacaktır. Yuce Rabbimiz, bizleri her daim sorumluluk bilinciyle, hesap şuuruyla yaşayan ve merhametine nail olan kullarından eylesin. Yuce Rabbimiz, bizleri bir an olsun sırÂt-ı mustakiminden ayırmasın, mahrum bırakmasın. Yuce Rabbimiz, dini değerlerimizi, imanımızı, İslam'ımızı tahrif ve istismar etmek isteyenlere fırsat vermesin.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı
İslam ve İhsan