
İslam'da infakın hukmu nedir? İslam'da infakın fazileti ve infakın kabul olma şartları.Cağımızın insanı artık karşılığını almadan hic bir adım atmıyor. Verdiği en kucuk bir bedelin bile mutlaka menfaate, kazanca donuşmesini istiyor. Modern algılar insanları oyle bir hale getirdi ki artık en yakınından bile bir maddi yardım istese alamadığı icin ihtiyacını gidermek uzere dinen caiz olmayan faiz batağına surukleniyor.
Modern insanın kafasına bir turlu yatmayan, bir şeyin karşılıksız olarak birine veya bir yerlere verilmesi. Modern kafaya gore eğer bir yere yuz lira yatırıyorsanız mutlaka bu yatırımdan iki yuz lira kazanmanız gerekiyor. Karşılığını almadan veya bir menfaat sağlamadan eğer bir şeyler veriyorsanız modern! topluma gore aptal sayılıyorsunuz.
İNFAK MUESSESESİ Burada bahsettiğimiz şeyler, bizimle hic bir zaman ve hicbir zeminde birleşmenin mumkun olmadığı bir dunya goruşunun urunu. Kendisinden once kardeşinin duşunulduğu, yardımlaşmanın, dayanışmanın en guzel ibadetlerden sayıldığı İslam dininde farklı bir muessese mevcut. Allah (c.c) yolunda harcama yapma, birini besleme, gecimlik verip gecindirme manalarına gelen “infak” muessesi.
İslam ’a gore dunyada bulunan butun mal ve zenginlikler Allah (c.c) ’a aittir. İnsan dunyada yaşar, bu mal ve zenginlikleri kullanır, gecimi icin harcar ve kendisine bicilmiş omur bittikten sonra nobeti başkasına devrederek ahirete gocer. İnsanların bazıları zengin, bazıları fakir, bazıları sağlam ve bazıları da hasta veya sakat olarak yaratılmıştır. Yani insanlar fıtratları gereği birbirlerine muhtac yaratılmıştır.
İnsanlar ilimle, sağlıkla, malla, geniş imkÂnlarla, cocukları ve ailesi ile sınanmaktadır. Zenginlik verilen insan onu başkasıyla paylaşmak, verilmeyen insan ise sabrederek veya calışarak nafakasını temin etme imtihanı ile karşı karşıya. Allah TeÂla bize verilen bu imkÂnları muhtaclara ve elimizin altındakilere vermemizi emrediyor.
“Ey inananlar; ne alış verişin, ne dostluğun ve ne de şefaatin olmadığı gun gelmeden once, size verdiğimiz rızıktan (Allah icin) harcayın.”1
“Ey iman edenler; kazandıklarınızın ve sizin icin yerden cıkardığımız urunlerin en helal ve iyisinden Allah yolunda harcayın.”2
Dunya bir imtihan alanı ve buradaki hic bir şeyi ahirete goturemiyoruz. Yanımızda sadece dunyada yaptığımız ameller ile gidebiliyoruz. Dunyada sahip olduklarımız biz oldukten sonra burada varislerimize kalıyor.
Hikmet ehli şoyle demiştir:
“Bir kul olduğunde, malı hususunda iki musibetle karşılaşır ki, daha once bunlar gibisini gormemiştir.
Birincisi butun malının elinden alınmasıdır. Diğeri de; butun malı elinden gitmesine rağmen bunların hepsinden hesaba cekilmesidir.
İNFAKIN FAZİLETİ Allah Resulu (s.a.v) infakın faziletini beyan ederken şoyle buyuruyor;
“Her sabah iki melek iner. Biri “Ya Rab infak edene, infakına karşılık yenisini ihsan eyle” der. Diğeri de “Ya Rab cimrilik edenin malını telef et” diye dua eder.3
Tabiata baktığımız zaman, ihtiyacından fazlasını bize ikram eden yuzlerce ornek goruyoruz. Bal arısı kendi ihtiyacından kat kat fazlası bal yapar ve bize ikram eder. Meyve ağacları, yuzlerce meyve ikram ederler bize ama bu meyvelerden bir cekirdek toprağa duşse bir ağacın yetişmesi icin kÂfi gelir.
İNFAKIN KABUL OLMASININ ŞARTLARI Mali bir ibadet olan infak ’ın Allah Tela tarafından kabul olması icin bazı şartlar bulunmaktadır.
1- İnfaka konu olan mal, oncelikle Allah (c.c) rızası icin verilmiş olmalıdır.
2- İnfaka konu olan şey helal kazancla elde edilen maldan verilmelidir.
3- Malin en değerli olanından infakta bulunulmalıdır.
4- İnfakta bulunan kişi, sahip olduğu malda toplumun ve ozellikle yoksulların hakkının bulunduğunu bilmeli onların başına kakmamalıdır.
5- İhtiyac sahiplerine, ihtiyac zamanında verilmelidir.
6- Sıhhat ve afiyette iken verilmelidir.
7- Gucunun yettiği kadar verilmelidir.
8- İnfak etmekte acele davranılmalıdır.
9- İnfak gizli yapılmalıdır.
10- Verilen şeyin karşılığı beklenmemelidir.
11- İnfaktan geri donulmemelidir.
12- Allah TeÂl ’nın ismini anarak isteyene verilmelidir.4
İslam medeniyetinde infak muessesesinin tam manası ile calıştığı donemlere baktığımız zaman toplumun arasında muhteşem bir yardımlaşma ve dayanışma olduğunu goruyoruz. Ecdadın saymakla bitiremeyeceğimiz olcekte yaptığı camiler, medreseler, kopruler, imarethaneler, aş evleri, ceşmeler ve su kanalları gibi bircok eserin infak kulturu ile yapıldığını goruyoruz. Aynı zamanda sadaka-i cariye olarak kabul edilen bu eserler insanlar oldukten sonra bile hizmetlerini surdurerek infak eden kişinin amel defterine surekli sevap yazılmasına sebep olmaktadır.
İnfak ederken sayı cokluğu onemli olmamakta, coğu zaman infak eden şahsın niyeti ile bu amel, daha cok sayıdaki amelin onune gecmektedir.
Nitekim KÂinatın Efendisi Resûlullah (s.a.v):
“Bir dirhem, yuz dirhemi gecmiştir.” buyurdular.
Ashab- i kiram:
“Bu nasıl olur, ey Allah ’ın Resulu? diye sorduklarında. Efendimiz (s.a.v) şu cevabı vermiştir:
“- Bir adamın iki dirhemi vardı. Bunlardan en iyisini tasadduk etti. (Yani malının yarısını tasadduk etmiş oldu) Diğeri (ise hayli zengin biriydi) o da malının yanına varıp, malından yuz bin dirhem cıkardı ve onu tasadduk etti.”5
Mumin ister zengin olsun ister fakir olsun, samimi bir şekilde niyet eder, isterse mutlaka infak edecek bir şeyler bulur. İmkÂnı nispetinde malından, canından, vaktinden, kuvvetinden, ilminden, kabiliyetinden, sanatından, dilinden, kalbinden ve dualarından infak edebilir. İnsan unutmamalıdır ki Hakk ’ın rızası icin yapılan her turlu infak, ahiret yurdunda azığımız olacak ve ebedi saadetimize hizmet edecektir.
Gecelerden gunduzlere ışık, bu gunlerden yarınlara azık biriktirenlere selam olsun.
Dipnotlar: 1) Bakara suresi: 254. 2) Bakara suresi: 267. 3) Buhari, ZekÂt,27; Muslim, ZekÂt,57. 4) Yuksek İslam ahlakı, Mustafa Bilgen: sf. 353-354. 5) Nesai, ZekÂt, 49.
Kaynak: Raif Kocak, Altınoluk Dergisi, Sayı: 375
İslam ve İhsan
İNFAK NEDİR? İNFAK NASIL YAPILMALI?