
Ecdadımız daha kucuk yaşta olan evlatlarına ellerindekilerini ihtiyac sahibini verebilmeyi oğretmiştir. Askıda ekmek; bu fani alemde baki dostluklar kurabilmek icin gorunmez bir bağdır. Aslında askıya koyduğumuz sadece ekmek değildir; kalbimiz, vicdanımızdır.İnsanoğlu eşi, dostu, arkadaşları ve cevresi ile bir butundur. Yardımlaşma ve dayanışma toplum fertlerinin sahip olması gereken en guzel ozelliklerindendir. Bir arada yaşayan insanlar surekli yardımlaşma icerisinde olursa hem daha mutlu hem de daha huzurlu olur. Toplumsal dayanışmanın cok guzel bir orneğidir bu; ekmeğini paylaşabilmek…
Osmanlıdan gunumuze gelen bu asil davranış sadece musluman yoksul kardeşlerimize değil, muslim- gayri muslim ayırt etmeksizin her ırktan insanı kapsamaktaydı. Bu insani yardım “Askıda Ekmek” tanımı ile bilinmektedir. Peki bu nasıl oluyor? Fırından gunluk ihtiyacınız olan 2 ekmek aldığınız da, 3 ekmek parası veriyorsunuz. Vermiş olduğunuz bir ekmek askıda ilan ediliyor. Parası olmayan vatandaşımızda, o ekmeği bedelsiz alabiliyor.
Osmanlıdaki zarafet sadece askıdaki ekmekle kalmadı. Zengin olan kişiler bir dukkana girer ve veresiye defterini isterdi. Rastgele actığı sayfada ismini bile oğrenmeden borclu olan kişinin borcunu oder “Bu borcları silin, Allah kabul etsin” deyip kendisini tanıtmadan cıkıp giderdi. Gizli verilen sadakların, acıktan verilen nafile sadakadan yetmiş kat daha sevap olduğunu bilen zevat, yardımlarını mumkun olduğunca gizli yapmaya gayret ederdi. Ecdadımız sağ el ile verdiğini sol elinden bile gizler, yaptıkları iyilikleri unutur giderlerdi.
YARDIM GELENEĞİNİN SİMGESİ
Yardım geleneğinin simgesi sadaka taşları da hakeza oyleydi. Fakirin onurunu korumak, zenginin ise yardım esnasında gururlanmasını engellemek icin yapılan mustesna bir ornektir.
Vakıflar sayesinde binlerce ciltlik kutuphaneler kurulmuş ve halkın kulturel seviyesi artmış, kurulan imarethaneler (aş evi) ile binlerce yoksul insan karnını doyurmuştur.
Efendimiz (s.a.v.) “Kim kardeşinin ihtiyacını gorurse Allah ’ta onun ihtiyacını gorur. Kim bir Muslumanı bir sıkıntıdan kurtarırsa Allah ’ta o sebeple onu kıyamet gunu sıkıntısından kurtarır. Kim bir Muslumanın ayıpların orterse Allah ’ta kıyamet gunu onun ayıpların orter” buyurmuştur.
Ecdadımız daha kucuk yaşta olan evlatlarına ellerindekilerini ihtiyac sahibini verebilmeyi oğretmiştir. Askıda ekmek; bu fani alemde baki dostluklar kurabilmek icin gorunmez bir bağdır. Aslında askıya koyduğumuz sadece ekmek değildir; kalbimiz, vicdanımızdır. Bizler verdikce zenginleşiyoruz, verdikce gonul alemimizdeki yuklerden kurtuluyoruz. En onemlisi de kendimizi karşımızdaki insanın yerine koyuyor ve acısını sinemizde hissediyoruz.
Kaynak: Kubra Durmuş, Altınoluk Dergisi, 375. Sayı
İslam ve İhsan