
Ken­dini il­men ve ah­l­ken su­rek­li ge­liş­tir­mek de­mek, z­hi­rî ve b­tı­nî ka­rak­ter, va­kar ve şah­si­ye­ti oluş­tu­ran va­sıf, key­fi­yet ve has­let­le­ri de­vam­lı ola­rak ar­tır­mak ve mu­kem­mel­leş­tir­mek de­mek­tir. Zira, key­fi­yet­li ne­sil, an­cak key­fi­yet­li mu­reb­bî­le­rin, yani ilim ve ah­lÂk ba­kı­mın­dan ter­bi­ye eden ol­gun şah­si­yet­le­rin ese­ri­dir. Key­fi­yet­siz ve va­sıf­sız kim­se­le­rin ye­tiş­tir­dik­le­ri ise, ta­biî ola­rak ye­ter­siz ve cı­lız kalır.Yuk­sek ve yu­ce g­ye­le­re an­cak k­mil şah­si­yet­ler­le va­rı­la­bi­le­ce­ği n­den, nesillerimizi us­tun ka­rak­ter­li ve ma­h­ret­li el­ler­de ye­tiş­tir­me­liyiz. Bu yapılmadığında, top­lum­­da in­san kri­zi baş­lar. Tıp­kı baş kop­tu­ğun­da vu­cut ve ayak­la­rın bir mud­det sen­de­le­dik­ten son­ra me­cÂl­siz bir şe­kil­de top­ra­ğa duş­me­si gi­bi ha­zin bir hus­ran ya­şa­nır.
Haz­ret-i Omer -radıyallÂhu anh- bir­ gun dost­la­rıy­la bir­lik­te otu­ru­yor­du. On­la­ra (Allah ’tan) bÂzı ta­lep ve te­men­nî­ler­de bu­lun­ma­la­rı­nı soy­le­di. Ora­da­ki­ler­den bir kıs­mı:
“–İcin­de bu­lun­du­ğu­muz şu h­ne do­lu­sun­ca pa­ra­la­rım ol­sun da Al­lah yo­lun­da in­fÂk ede­yim!..” şek­lin­de ni­yet iz­hÂr et­ti.
Bir kıs­mı:
“–İcin­de bu­lun­du­ğu­muz şu h­ne do­lu­sun­ca al­tın­la­rım ol­sun da Al­lÂh icin har­ca­ya­yım!..” tar­zın­da bir ta­lepte bulundu.
BÂzı­la­rı da:
“–İcin­de bu­lun­du­ğu­muz şu h­ne do­lu­sun­ca mu­cev­her­le­re sa­hip ola­yım da on­la­rı Allah yo­lun­da sar­f e­de­yim!..” di­ye te­men­nî et­ti.
An­cak Haz­ret-i Omer -radıyallÂhu anh-:
“–Da­ha, da­ha faz­la­sı­nı is­te­yin!” de­yin­ce on­lar:
“–Allah Te­Ã‚l ’dan da­ha baş­ka ne is­te­ye­bi­li­riz ki?!” de­di­ler.
Bu­nun uze­ri­ne Omer -radıyallÂhu anh-:
“–Ben ise, icin­de bu­lun­du­ğu­muz şu h­ne­nin Ebû Ubey­de bin Cer­rÂh, Mu­Ã‚z bin Ce­bel ve Hu­zey­fe­tu ’l-Ye­m­nî gi­bi (mus­tes­na ve sec­kin, her yon­den k­mil) kim­se­lerle do­lu ol­ma­sı­nı ve on­la­rı Al­lÂh ’a ita­at yo­lun­da, yani teb­liğ ve ıs­lah hiz­met­le­rin­de is­tih­dÂm et­me­yi te­men­nî ede­rim...” de­di. (Bu­h­rî, T­rî­hu ’s-Sa­ğîr, I, 54)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan