
İn­sa­nı hiz­met­le­re koş­tu­ran ve hizmetin zevk­le îf edil­me­si­ni sağ­la­yan, go­nul­ler­de­ki aşk, şevk ve he­ye­can­dır. İcin­de boy­le bir he­ye­can ta­şı­ma­yan kim­se, hiz­met­ler­den m­nen zevk ala­ma­ya­cak­tır.Şu­ra&# 173;sı bir ger­cek­tir ki mu­es­se­se­le­rin ve hat­t dev­let­le­rin yuk­se­li­şi, heyecan­la­rın do­ruk nok­ta­da ya­şan­dı­ğı do­nem­ler­de ol­muş­tur. Me­se­l mu­b­rek ec­d­dı­mız Os­man­lı ’nın zir­ve­de bu­lun­du­ğu K­nû­nî dev­ri, bu­tun bir ce­mi­yet fert­le­ri­nin, as­let, cid­di­yet ve îman vec­diyle coş­kun cağ­la­yan­lar h­lin­de olduğu bir de­vir­di. Bu de­vir­de îm­nın hey­bet ve heyeca­nı ile şÃ‚­ha kal­kış, yal­nız K­nû­nî ’de de­ğil, dev­le­tin bu­tun mu­es­se­se­le­rin­d e ve hat­t en ku­cuk rut­be­de­ki ferdinde bi­le go­rul­mek­teydi.
Ni­te­kim Pre­ve­ze za­fe­ri­nin muj­de­si­ni dort­na­la at uze­rin­de ge­ti­ren le­vent, Top­ka­pı Sa­ra­yı ’na gi­rin­ce, atı­nın diz­gi­ni­ni cek­me­siy­le bir­lik­te, at bir mud­det iki ayak uze­rin­de don­muş­tu. Bu man­za­ra­yı sey­re­den K­nû­nî ’nin, le­ven­de:
“–Ne az­gın bir ku­hey­lÂn­la gel­miş­sin!..” de­me­si uze­ri­ne Le­vend ’in:
“–Hun­kÂr ’ım, Ak­de­niz az­gın bir ku­hey­lÂn­dı, -AllÂh ’ın izniyle- biz onu bi­le us­lan­dır­dık!..” ce­va­bı­nı ver­me­si, îman gu­cuy­le şah­la­nış­tan do­ğan heyeca­nın bir te­z­hu­ruydu.
P­di­şahtan bir ere ka­dar hep ay­nı du­yuş ve ay­nı kalp atı­şı var­dı. Bu heyeca­nın son­me­ye yuz tut­ma­sı ise, co­ku­şun başlangıcını oluş­tur­muş­tur.
Allah yo­lun­da­ki hiz­met­le­rin ge­li­şip bu­yu­me­si ve se­me­re ver­me­si de yu­rek­ler­de­ki dî­nî duy­gu ve heyecan nisbetin­de­dir. İbn-i Ab­bÂs -radıyallÂhu anhumÂ- ’nın ri­v­ye­ti­ne go­re Allah Te­Ã‚lÂ, mu ’min­le­rin kalple­rin­de gev­şek­lik zu­hûr et­ti­ği bir do­nem­de şu Âye­ti in­dir­miş­tir:
“ÎmÂn eden­le­rin Al­lÂh ’ın zik­ri ve O ’nun ka­tın­dan inen Kur ’Ân se­be­biy­le kalple­ri­nin ur­per­me za­ma­nı da­ha gel­me­di mi? Mu ’min­ler, da­ha on­ce ken­di­le­ri­ne ki­tap ve­ri­len­ler gi­bi ol­ma­sın­lar! On­la­rın uze­rin­den uzun za­man gec­ti de kalple­ri ka­tı­laş­tı. On­la­rın co­ğu yol­dan cık­mış kim­se­ler­dir.” (el-Ha­dîd, 16) (İbn-i Kesir, Tefsîr, IV, 332)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan