
Hiz­met­te mu­vaf­fak ola­bil­mek icin; ilim, ir­fan, li­y­kat, va­kar, hÂlis bir niyet, sağ­lam bir ka­rak­ter ve şah­si­yet sahi­bi ol­mak za­rû­rî­dir. Bu­nun zıd­dı­na, sami­miyetsiz ve g­fi­l­ne ya­pı­lan hiz­met­ler­den de ha­yır­lı ve be­re­ket­li bir ne­ti­ce beklemek beyhûdedir.Hizmet insanı, kendinde ustunluk vehmeden bir kÂbus olmamalı­dır. Bi­l­kis rûh­la­rın se­l­me­ti yo­lun­da yal­nız kib­ri­ni, ser­ve­ti­ni, şoh­re­ti­ni de­ğil, bu­tun va­rı­nı har­ca­ma­ya ha­zır, son derece mutevÂzı ve fe­d­kÂr bir mu ’min ol­ma­lı­dır. Cunku ger­cek bir hiz­met in­sa­nı, her se­f­let ve mÂtemin civÂrında, yalnızların başucunda bulunmayı şiÂr edinmiştir. O her sahada vazifelerini muhabbetle yapmasını bilen, umit ve îman kaynağı bir gonul insanıdır.
Hizmet ehli, her şeyden once hizmetin kendisi icin buyuk bir nîmet ve lûtuf ol­du­ğu­nu du­şun­me­li ve bu­nu hiz­me­tin bi­rin­ci dusturu ka­bul et­me­li­dir. Ayrıca nîmetin de­va­mı­nın şu­kur­le kā­im ol­du­ğu­nu id­rÂk ede­rek, Rabbi­ne kar­şı hamdini ve şu­krunu artırma gayreti ice­ri­sin­de bu­lun­ma­lı­dır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan