Hiz­met­te mu­hab­bet, mÂnevî te­rak­kî­nin baş­lan­gı­cı­dır. Bu nok­ta as­lın­da her şe­yin baş­la­dı­ğı yer­dir. Kalp, ancak hakîkî muhabbeti tattıktan sonra m­nen in­ki­şÃ‚f et­me­ye ve guzelliklerini sergilemeye başlar.Allah ve Ra­sû­lu ’nun sev­gi­si, gon­lu­muz­de­ki bu­tun sev­gi­ler­den da­ha us­tun ol­ma­lı­dır. Âyet-i ke­rî­me­ler­de buyrulur:

“…Mu ’minlerde Allah sevgisi her sevgiden daha şiddetlidir...” (el-Ba­ka­ra, 165)

“De ki: Eğer ba­ba­la­rı­nız, oğul­la­rı­nız, kar­deş­le­ri­niz, eş­le­ri­niz, hı­sım ak­ra­ba­nız, ka­zan­dı­ğı­nız mal­lar, ke­s­da (dur­gun­lu­ğa) uğ­ra­ma­sın­dan kork­tu­ğu­nuz ti­ca­ret, hoş­lan­dı­ğı­nız mes­ken­ler, si­ze Allah ’tan, Ra­sû­lu ’nden ve Allah yo­lun­da ci­hÂd et­mek­ten da­ha sev­gi­li ise, ar­tık Al­lÂh ’ın (azap) em­ri ge­lin­ce­ye ka­dar bek­le­yin! Allah, f­sık­lar top­lu­lu­ğu­nu hi­d­ye­te er­dir­mez.” (et-Tev­be, 24)

Kalp, Allah ve Ra­sû­lu ’nun mu­hab­be­tiyle do­lu olur­sa, iş­te o za­man bu­tun gu­zel­lik­ler gon­lu­mu­ze ak­se­der. Nitekim Allah ve Ra­sû­lu sa­de­ce sa­tır­lar­dan oku­na­rak de­ğil, sa­dır­lar­da­ki, yani go­nul­ler­de­ki mu­hab­bet­le ta­nı­nır. Se­ven, sev­di­ği­ne, mu­hab­be­ti nisbetin­de hay­ran olur ve onu tak­lîd eder. Zira aşk ve mu­hab­bet, iki kalp ara­sın­da­ki ce­re­yan hat­tı gi­bi­dir. Se­ven­ler, se­vdik­le­ri­ni hic­bir za­man go­nul­le­rin­den cı­kar­maz ve dil­le­rin­den du­şur­mez­ler. Sev­dik­le­ri­ne can­la­rı­nı ve mal­la­rı­nı co­mert­ce har­ca­mak sû­re­tiy­le fe­dÂkÂr­lığın hu­zu­ru icin­de ya­şar ve olur­ler.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan