
İnsan, nefsin hilelerine karşı uyanık olmaz ise Allah icin yaptığını zannettiği hayır ve ibÂdetlerde bile aldananlardan olur. Herkes bir şeyle itibar toplarken, o da yaptığı hayırlarla itibar toplama yarışına girebilir.“Aydın Bolak, temeli yaratılmışlara merhamet ve Allah rızÂsına dayanan vakfetme terbiyesini şoyle ozet­lerdi:
“Hayra yonelik vakıf kuranlar, o vakıftan yardım alan kimseleri gormez, kendileri de o kimselere gorunmezler. Cunku bir elin verdiğini obur el bilmeyecektir. Vakıf kurmak, yÂni, bir varlığı hayır işlerine tahsis etmek, ilÂhî bir hizmettir, ibÂdet gibidir. İbÂdeti de, vakıf hizmetini de gosteriş vesi­lesi yapamazsınız. Cunku gosteriş son derece ağır bir gunahtır...
Asırlardan gelmiş inanc ve orfler hukmunce kurulan bir vakfın butun varlığı, tescil edildiği an­dan itibaren Allah ’ın mulkiyetine gecer. Kurucuları dÂhil, orada kimsenin tasarruf hakkı kalmaz... Vakıf senedinde belirtilen kişilerin yalnızca denetim gorevi vardır. Vakfa bir civi cakan ÂbÂd olur, vakıftan bir civi sokense berbÂd olur.”[1]
HAYIR İŞİYLE NEFSİ BESLEMEK YANLIŞTIR
İnsan, nefsin hilelerine karşı uyanık olmaz ise Allah icin yaptığını zannettiği hayır ve ibÂdetlerde bile aldananlardan olur. Herkes bir şeyle itibar toplarken, o da yaptığı hayırlarla itibar toplama yarışına girebilir. Hayır yaptığı kimseleri minnet altında bırakma gafletine duşebilir. İhsana karşı birilerinin teşekkur ve temennalarından şımarabilir. Allah ’a adanmış malları sanki kendi infakı imiş gibi bir kalbî sapmaya maruz kalabilir. Nefsini hayırda kullanacağı yerde, hayırları nefsinin hevasını beslemede vÂsıta kılabilir. İşte bu ve benzeri tehlikelerden kendini muhafaza edemeyecekler icin en emin yol, yaptığı hayırları olabildiğince gizli yapmaktır.
Nefsin bu hilesinin farkında olanların, başkalarına ornek olma bakımından bazı hayırları acıktan yapmalarında da bir mahzur gorulmemiştir. Âyet-i kerimede şoyle buyrulur:
“Sadakaları acıktan verirseniz ne guzel! Fakat onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin icin daha hayırlıdır ve gunahlarınızdan bir kısmına da keffaret olur. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Bakara 2/271)
[1] Hasan Ali Goksoy, “Ahmet Aydın Bolak”, 40 Vakıf İnsan icinde, s. 23.
Kaynak: Adem Ergul, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan