Hicr Suresi 99. ayeti ne anlatıyor? Hicr Suresi 99. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Hicr Suresi 99. Ayetinin Arapcası:وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّٰى يَأْتِيَكَ الْيَق۪ينُ
Hicr Suresi 99. Ayetinin Meali (Anlamı):Gozlerden perdeyi kaldırıp her gerceği ortaya cıkaracak olum sana gelip catıncaya kadar da Rabbine kulluğa devam et!
Hicr Suresi 99. Ayetinin Tefsiri:Yaratılıştaki hikmeti kavrayamayan, Allah TeÂl ’nın kÂinata koyduğu ilÂhî kanunlardan haberdar olmayan fıtratları bozulmuş muşrikler ve munkirler, Allah ’ın insanlara peygamber gondermesindeki sırrı anlayamamışlar; hem peygamber hem de getirdiği kitap hakkında asılsız ve sacma sozler soylemişlerdir. Kur ’an, muşriklerin soyledikleri bu sozleri detaylı bir şekilde bize haber vermektedir. Onlar Peygamberimiz (s.a.s.) hakkında şunları soyluyorlardı:
“«Bu nasıl Peygamber boyle? Bizim gibi yiyip iciyor, carşı pazarda dolaşıyor. Bari, yanısıra bir melek indirilmiş olsaydı da, kendisiyle birlikte gezip hem onun peygamberliğini doğrulasa hem de bizi Allah ’ın azabına karşı uyarsaydı ya? Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya kendisinin zahmetsizce yiyip iceceği, gecimini temin edeceği bir bahcesi olsaydı» dediler…” (Furkan 25/7-8)
Onlar yine Peygamberimiz (s.a.s.) ’e kahin, mecnun, şair diyorlar; O ’nun, zamanın felaketlerine uğrayıp helak olmasını bekliyorlardı. (Tur 52/29-30) Kur ’an okuyup, onunla tebliğ yaparken gurultu cıkarıyorlar ve ona mani olmaya calışıyorlardı. (Fussılet 41/26)
Muşriklerin bu tavırları ve soyledikleri bu sozler, bir insan olarak Resûlullah (s.a.s.) ’i uzmekte, canını sıkmakta ve goğsunu daraltmakta idi. Beşer ruhu, bu derece cehalet karşısında sıkıntı duyar ve burkulur. Fakat Allah TeÂlÂ, bu noktada yine Peygamberini teselli etmekte, kendisinin sadece bir uyarıcı olduğunu bildirmekte, onların cehaletlerinden kaynaklanan bu nevi sozleri karşısında sarsılmayıp risalet ve tebliğ gorevine eksiksiz bir şekilde devam etmesini emretmektedir. Ayrıca bu vesileyle goğsunde meydana gelen darlığın izalesi icin de Rabbini hamd ile tesbih edip secde edenlerden olmasını ve olum gelinceye kadar Rabbine kulluğa devam etmesini istemektedir. Zira bu gibi ibÂdetlerle meşgul olana, rubûbiyet Âleminin nurları acılır, dunya gozunde değersizleşir, dunyevî hazlara temÂyulden vazgecerek butunuyle Allah ’a yonelir. Bu sayede de goğsu acılır, inşirah bulur, huzûra erer; hizmetlerini gonul genişliği icinde yapmaya devam eder.
“Gozlerden perdeyi kaldırıp her gerceği ortaya cıkaracak olum” (Hicr 15/99) diye tercume ettiğimiz kelimenin aslı اَلْيَق۪ينُ (yakîn)dir. Aslında bu kelimenin mÂnası “kesin bilgi” demektir. Ancak burada “olum” anlamında kullanılmıştır. Cunku olum Ânında gozlerden perdeler kalkmakta, gaybî olarak inanılan şeyler hakkında kesin bilgiye ulaşılmaktadır. Nitekim Muddessir sûresi 47. Âyette “yakîn” kelimesinin “olum” mÂnasında kullanıldığı gÂyet acık şekilde anlaşılmaktadır. MuhÂcir sahÂbelerden Osman b. Maz ’ûn vefat edince, Allah Resûlu (s.a.s.) ’in: “Ona yakîn gelmiştir” buyurması da bunu gostermektedir. (BuhÂrî, CenÂiz 3)
Hicr sûresinin bu şekilde sona ermesini Nahl sûresi buna uygun guzel bir başlangıcla takip edecektir:
Hicr Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Hicr Suresi 99. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan