
İbrahim Suresi 7. ayeti ne anlatıyor? İbrahim Suresi 7. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...İbrahim Suresi 7. Ayetinin Arapcası:وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ
İbrahim Suresi 7. Ayetinin Meali (Anlamı):“Hani Rabbiniz size: «ŞÃ‚yet şukrederseniz size olan nimetlerimi artırır da artırırım. Yok eğer nankorluk ederseniz, şunu bilin ki benim azabım cok şiddetlidir» buyurmuştu.”
İbrahim Suresi 7. Ayetinin Tefsiri:Şukur, nimet vereni tanımak, ona saygı duymak ve verilen nimeti, o nimetin yaratılış gayesi ve veriliş hikmeti istikÂmetinde kullanmaktır. Malın şukru muhtaclara yardım etmek, ilmin şukru bunu bilmeyenlere oğretmek ve insanların faydasına kullanmak, sıhhatin şukru ise ibÂdet ve hizmet etmektir.
Allah TeÂl ’nın kuluna nimeti iki turludur: Maddî nimetler, manevî nimetler. Bu nimetlerin her birine, kendilerine munasip bir tarzda şukretmek gerekir. Şukredildiği nispette de bu nimetlerin artacağı mujdesi verilmektedir. Nankorluğun ise nimetlerin elden gitmesine ve azabın gelmesine sebep olacağı ikazı yapılmaktadır.
Ebû Ali CurcÂnî şoyle der: “İslÂm nimetine şukrederseniz buna ilÂve olarak imanı veririm. İman uzere bana hamdederseniz buna ilÂveten ihsÂnı veririm. Buna şukrederseniz mÂrifeti veririm. MÂrifete şukrederseniz sizi vuslat makamına eriştiririm. Buna şukrederseniz sizi kurbiyet derecesine eriştiririm. Bu nimete de şukretmeniz sebebiyle sizi uns ve muşÃ‚hede halvetgÂhına ulaştırırım. Bu ifadelerden anlaşılmaktadır ki şukur, terakkînin merdiveni ve manevî derecelere yukselmenin vÂsıtasıdır.” (Bursevî, Rûhu ’l-BeyÂn, IV, 512)
Şu altı şeyden nasibi olan kişi, şu altı şeyden mahrum kalmaz:
› Şukurden nasibi olan nimetin artmasından mahrum kalmaz. Cunku Allah TeÂlÂ: “ŞÃ‚yet şukrederseniz, size olan nimetlerimi artırır da artırırım” (İbrÂhim 14/7) buyurur.
› Sabırdan nasibi olan sevaptan mahrum kalmaz. Cunku Allah: “Ancak hakkiyle sabredenlere mukÂfatları hesapsız bir tarzda odenecektir” (Zumer 39/10) buyurur.
› Tevbeden nasibi olan tevbesinin kabul edilmesin­den mahrum kalmaz. Nitekim: “Allah, kullarının tevbesini kabul eder” (Şûra 42/25) buyrulur.
› İstiğfardan nasibi olan bağışlanmaktan mahrum kalmaz. Zira “Rabbinizden bağışlanma dileyin! Cunku O, gunahları cokca bağışlayıcıdır” (Nûh 71/10) bu­yrulur.
› Duadan nasibi olan duasına icÂbetten mahrum bırakılmaz. Cunku CenÂb-ı Hak: “Bana dua edin, size cevap vereyim” (Mumin 40/60) buyurmakta­dır.
› İnfaktan nasibi olan, infak ettiklerinin yerine daha iyilerinin gelmesin­den mahrum olmaz. Cunku, “Şunu bilin ki, hayır yolunda ne harcarsanız, Allah onun yerine yenisini verir” (Sebe ’ 34/39) buyrulmaktadır.
Allah TeÂl hicbir şeye olmadığını bir hadis-i kudsîde şoyle haber verir:
“Kullarım! Oncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarınız, cinleriniz en muttakî bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mulkumde herhangi bir şey artırmaz. Kullarım! Oncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarınız, cinleriniz, en gunahkÂr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mulkumden en kucuk bir şey eksiltmez. Kullarım! Oncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarınız, cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her birine istediğini versem, bu benim mulkumden ancak, iğne denize daldırılıp cıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır.” Muslim, Birr 55)
ŞÃ‚ir de bu mÂnaları şoyle terennum eder:
Darr u nef ’-i kufr u dîn olur Âid sana
SÂni ’-i Âlem ganîdir kufr u dîninden senin.” (Munîb, Hoca Mustafa)
“Senin Allah ’a iman edişin de, iman etmeyip kufur ve nankorluk icinde bulunuşun da hep sana ait bir meseledir. Yoksa Allah, senin iman veya kufrune karşı mutlak sûrette mustağnîdir. Ne imanına ihtiyacı vardır, ne de kufrunden bir zarar gorur.”
O halde ey insanlar! Gonul dunyanızı saran gaflet perdelerini yırtıp, kalpleri yerinden sarsan şu dehşetli uyarılara kulak verin:
İbrahim Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
İbrahim Suresi 7. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan