
Tûr Suresi 49. ayeti ne anlatıyor? Tûr Suresi 49. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Tûr Suresi 49. Ayetinin Arapcası:وَمِنَ الَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَاِدْبَارَ النُّجُومِ
Tûr Suresi 49. Ayetinin Meali (Anlamı):Gecenin bir kısmında da, yıldızların batmaya durduğu demde de O ’nu tesbih et!
Tûr Suresi 49. Ayetinin Tefsiri:Birincisi; Allah hukmunu verinceye kadar sabretmek: İslÂm ’ı tebliğ ederken ve yaşayıp yaşatmaya calışırken şuphesiz bir kısım zorluklar olacaktır. İslÂm duşmanlarının karşı gelmeleri, engellemeleri, baskı ve eziyetleri devam edecektir. Fakat bu engeller belli bir zaman sonra aşılacak ve başarıya ulaşılacaktır. İşte bu safhada sabra, tahammule ve Allah ’ın emirlerini samimiyetle yerine getirmeye calışmak gerekir. Bu hususta Peygamber ve mu ’minlerin yardımcısı Allah TeÂl ’dır; onları kendi hallerine bırakmayacak, koruyacak, kollayacak ve başarıya ulaştıracaktır.
İkincisi; her kalktığında Allah ’ı tesbih etmek.Resûlullah (s.a.s.) ’in tatbikatına bakıldığı zaman her kalkıldığında CenÂb-ı Hakk ’ı tesbihle alakalı şu tespitler yapılabilir:
✺ Bir meclisten kalktığınız zaman Allah ’ı ovup tesbih ederek kalkın. Bununla o mecliste soylenen butun sozlerin kefÂreti verilmiş olur.
Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s.) şoyle buyurur:
“Her kim bir mecliste oturur da orada boş sozleri fazlalaşacak olursa meclisinden kalkmadan once de:
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَ بِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَ أَتُوبُ اِلَيْكَ
(SubhÂnekellÂhumme ve bi hamdik. Eşhedu enla ilÂhe illa ente. Estağfiruke ve etûbu ileyk)
« Al­lahım, seni overek tesbih ederim. Şehadet ederim ki senden başka hicbir ilÂh yoktur. Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim» diyecek olursa, mut­laka o meclisinde olan hataları bağışlanır.” (Tirmizî, DeavÂt 38/3433)
✺ Uykunuzdan uyanıp, yatağınızdan kalktığınız zaman Rabbinizi overek tesbih ediniz.
Peygamberimiz (s.a.s.) boyle yapmış, muslumanlara da uykudan uyandıkları zaman şoyle demelerini tavsiye buyurmuştu: “Her kim:
لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَحْدَهُ لَا شَر۪يكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ وَ هُوَ عَلٰي كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ. سُبْحَانَ اللّٰهِ وَ الْحَمْدُ لِلّٰهِ وَ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَ اللّٰهُ اَكْبَرُ، وَ لَا حَوْلَ وَ لَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ
(L ilÂhe illallahu vahdehu la şerikeleh, lehul mulku ve lehu ’l hamdu ve huve ala kulli şey'in kadîr. Subhanallahi ve ’l-hamdulillahi ve lailÂhe illallahu vAllahu ekber. Ve l havle kuvvete ill billÂh)
« Allah'tan başka hicbir ilÂh yoktur. O bir ve tektir, O ’nun ortağı yoktur. Mulk yalnız O ’nundur, hamd de yalnız O ’nadır. O her şeye guc yetirendir. Yu­ce Allah ’a hamdolsun, Allah her turlu eksiklikten pak ve uzaktır. Allah en buyuktur. Allah ile olmadıkca hicbir şeye guc ve takat getirilemez» dedikten sonra: «Allahım beni bağışla» der yahut dua ederse, onun duası ka­bul olunur. Eğer abdest alır, namaz kılarsa namazı da kabul olunur.” (Tirmizî, DeavÂt 26/3414)
✺ Namaz kılmak icin ayağa kalktığınız zaman Allah ’ı ovup tesbih ederek namaza başlayın.
Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) bu emre uyulması icin namazın başında alınan iftitah tekbirinden sonra:
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَ بِحَمْدِكَ وَ تَبَارَكَ اسْمُكَ وَ تَعَالٰي جَدُّكَ وَ لَا اِلٰهَ غَيْرُكَ
(SubhÂnekellahumme ve bihamdik ve tebarekesmuk ve teÂl cedduk ve la ilÂhe gayruk)
“Allahım, seni overek tesbih ederim. Senin adın pek mubÂrektir, şanın pek yucedir, senden başka hicbir ilÂh yoktur” duasını okurdu. (Muslim, SalÂt 52; Ahmed b. Hanbel, Musned, III, 50)
✺ İnsanları Allah yoluna davet icin kalktığınız veya herhangi bir hayırlı iş yapmak icin harekete gectiğiniz zaman yine Allah ’ı ovup tesbih ederek başlayınız. Resûlullah (s.a.s.) ’in konuşmalarına ve hutbelerine daima Allah ’a hamd ve sen ile başladığı bilinen bir husustur.
Ucuncusu; gecenin bir kısmında Allah ’ı tesbih etmek: Bundan maksat hem akşam, yatsı ve teheccud namazları, hem de Kur ’Ân-ı Kerîm okumak ve Allah ’ı zikretmektir.
Dorduncusu; yıldızların batmaya başladığı demde Allah ’ı tesbih etmek: Bu vakit sabah namazı vaktidir. Maksat sabah namazını kılmaktır. Bu vakitte sabah namazının iki rekat sunnetini kılmak da cok muhimdir. Nitekim Resûlullah (s.a.s.): “Sabah namazının iki rekati dunyadaki ve icindeki şeylerden hayırlıdır” buyurmuştur. (Muslim, MisÂfirîn 96)
Tûr suresi, “yıldızların batmaya durduğu dem” şeklinde sabahın gelmekte olduğunu hissettiren bir ifadeyle sona erdi. Peşinden gelen Necm sûresi de aynı hususa temasla soze başlayacaktır:Tûr Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Tûr Suresi 49. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan