Yusuf Suresi 88. ayeti ne anlatıyor? Yusuf Suresi 88. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Yusuf Suresi 88. Ayetinin Arapcası:فَلَمَّا دَخَلُوا عَلَيْهِ قَالُوا يَٓا اَيُّهَا الْعَز۪يزُ مَسَّنَا وَاَهْلَنَا الضُّرُّ وَجِئْنَا بِبِضَاعَةٍ مُزْجٰيةٍ فَاَوْفِ لَنَا الْكَيْلَ وَتَصَدَّقْ عَلَيْنَاۜ اِنَّ اللّٰهَ يَجْزِي الْمُتَصَدِّق۪ينَ
Yusuf Suresi 88. Ayetinin Meali (Anlamı):Varıp yine Yûsuf ’un huzuruna cıktılar: “Ey Azîz!” dediler. “Kıtlık yuzunden biz de, coluk cocuğumuz da perişan olduk. Bu defa cok az bir erzak bedeli getirebildik. Ne olur, sen bize yine erzakımızı tam olcek ver; ayrıca bize bir miktar da bağışta bulun. Şuphesiz Allah, fazladan iyilikte bulunanları bol bol mukÂfatlandırır.”
Yusuf Suresi 88. Ayetinin Tefsiri:Rivayete gore, YÂkub (a.s.) oğullarından birine şunları yazmasını em­retti:
“RahmÂn ve Rahîm Allah ’ın ismiyle…
Allah ’ın dostu İbrÂhim ’in oğlu İshÂk ’ın oğlu YÂkub İsrÂilullah ’tan Mısır Azîz ’ine!
Biz, başlarına devamlı olarak belÂlar inen bir aileden geliyoruz. Dedem İbrÂhim, Nemrud tarafından yakılmak istendi, fakat buna sabretti. Bu sebeple Allah ateşi ona serin ve selÂmet kıldı. Amcam İsmÂil ’e gelince, o da boğazlanma tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Fakat sabrı sayesinde Allah TeÂl buyuk bir kurbanlık ile ken­disini kurtardı. Ben de oğlum Yûsuf ’u kaybetmekle muptel oldum, gozlerim kor olup belim bukulunceye kadar ağladım. Hırsız sanarak yanınızda alıkoyduğunuz oğlumla teselli buluyordum. Şunu bil ki biz, ne hırsızlık yapan ne de boyle bir sucu işleyecek olanları dunyaya getiren bir aileyiz! Oğlumu bana iade ederseniz ne ÂlÂ! Aksi takdirde, size oyle bir beddua ederim ki yedi kuşak sonraki cocuklarınıza bile sirÂyet eder... VesselÂm!”
Yûsuf, babasının mektubunu okuyunca ağladı ve ona şoyle bir cevap yazdı:
“ RahmÂn Rahîm Allah ’ın ismiyle...
YÂkub İsrÂilullÂh ’a Mısır Azîzinden!
İmdi ey yaşlı zat! Mektubun elime ulaştı. Onu okudum ve oradaki bilgileri tum yonleriyle oğrendim. Mektubunda sÂlih atalarından ve bunların bir takım belÂlara uğradıklarından bahsediyorsu­n. Madem ki onlar boyle belÂlara uğradıkları ve bunlara sabrettikleri icin zafere eriştiler, oyleyse sen de onlar gibi sabret... Vesselam!”
Bu mektubu alıp okuyan YÂkub (a.s.): “Vallahi” dedi, “Bu, bir hukumdar mektubu değil, bir peygamber mektubudur! Bu mektubun sahibi belki de Yûsuf ’tur!” (Fahreddin er-RÂzî, MefÂtîhu ’l-gayb, XVIII, 161-162; Kurtubî, el-CÂmi‘, IX, 256)
Kıtlık zamanında Yûsuf (a.s.) ’a:
“–Sen, hazinelerin sorumlusu ve tasarrufcusu olduğun hÂlde nicin kendini ac bırakıyor, doyasıya yemiyorsun?” diye sorulmuştu. Şu cevÂbı verdi:
“–Ben doyarsam, ac olanları unutup hÂllerini anlayamamaktan korkarım!” (Bursevî, Rûhu ’l-BeyÂn, İstanbul 1969, IV, 284)
Artık Hz. Yûsuf ’un, kendini tanıtma ve bu sûrenin 15. Âyetinde mujdelendiği uzere, onlara daha once yaptıklarını hic beklemedikleri bir anda haber verme vakti gelmişti:
Yusuf Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Yusuf Suresi 88. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan