Yusuf Suresi 56. ayeti ne anlatıyor? Yusuf Suresi 56. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Yusuf Suresi 56. Ayetinin Arapcası:وَكَذٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي الْاَرْضِۚ يَتَبَوَّاُ مِنْهَا حَيْثُ يَشَٓاءُۜ نُص۪يبُ بِرَحْمَتِنَا مَنْ نَشَٓاءُ وَلَا نُض۪يعُ اَجْرَ الْمُحْسِن۪ينَ
Yusuf Suresi 56. Ayetinin Meali (Anlamı):Boylece Yûsuf ’u Mısır ’a yerleştirdik ve kendisine imkÂn ve iktidar verdik. Oyle ki, ulkenin her tarafında onun sozu geciyordu. Biz rahmetimizi dilediğimize eriştirir, iyilik eden ve işini guzel yapanların mukÂfatını asla zÂyi etmeyiz.
Yusuf Suresi 56. Ayetinin Tefsiri:Allah TeÂl Hz. Yûsuf ’u hapisten kurtardığı gibi, bir de ona Mısır ulkesinde yuksek bir nufuz ve iktidar lutfetti. Ulke tamamıyla onun idare ve kontrolu altına verildi. İstediği yerde dilediği gibi tasarruf edebiliyordu. Ulkenin her yerinde sozu geciyor, her dediği yapılıyordu. Sağladığı emniyet ve asayiş, kazandığı sevgi ve itibar, ulaştığı o buyuk nufuz ve iktidar ile butun ulkeyi tasarrufu altına almıştı. Bir kimse kendi evini nasıl tanır ve nasıl kimseye sormadan istediği gibi kullanabilirse, Yûsuf (a.s.) da Mısır ulkesinin her bir tarafını oyle avucu ici gibi biliyor ve orada istediğini yapabiliyor, yaptırabiliyordu. Bu ifadeler, onun Mısır ulkesi ve devleti uzerindeki tasarruf gucunun kemÂlini en guzel şekilde ortaya koymaktadır.
Hz. Yûsuf ’a verilen ilim, hikmet, nubuvvet, akıl, sabır, metanet ve dunya saltanatı gibi bahsi gecen nimetler, Allah TeÂl ’nın ona olan rahmetinin bir tezÂhuru idi. Allah dilediği kullarına istediği kadar merhamet etmede serbesttir. Kimse O ’nun irade ve ihtiyarına karşı gelemez. Bir taraftan da Allah, iyi ve guzel davrananların, ihsan şuuruyla hayırlı ameller peşinde koşanların mukÂfatını zayi etmeyeceğini mujdelemektedir. Yani O, herhangi bir kayd u şart olmaksızın dilediğine rahmet ettiği gibi, iyi olan, iyilik yapan kullarının ecrini ise asla zayi etmez, emeklerini boşa cıkarmaz, tamı tamına oder, hatta fazlasını verir. İşte Hz. Yûsuf ’un hali bunun en guzel bir numûnesidir. Yalnız Allah TeÂl ’nın vereceği mukÂfatlar dunya hayatıyla sınırlı değildir. O, iman edip takv uzere bir hayat suren kullarına Âhirette de bol bol mukÂfatlar verecektir. Ebedî olan Âhiret mukÂfatının, pek cok elemlerle karışık ve fani olan dunya mukÂfatından daha hayırlı olacağında şuphe yoktur.
Mısır ’da devletin idaresini eline alan Hz. Yûsuf, kralın ruyasını tÂbir ettiği istikamette hareket etti. LÂzım gelen tedbirleri ala­rak bolluk senelerinde ziraata ehemmiyet verdi. Mumkun olduğu nispette uretimi artırıp ihtiyac fazlası urunleri de­poladı. Nihayet ruyanın işaret ettiği kıtlık seneleri gelip cattı. Bu sefer Mısır halkı bir taraftan depolanmış olan urunlerle kendi ihtiyaclarını karşılamaya, bir taraftan da bundan cevre ulkelere ihrac etmeye başladılar. Cunku kıtlık sadece Mısır ’da değil, Kuzey Arabistan, Ur­dun, Filistin ve Suriye ’de de etkisini gostermiş, bu bolgelerin halkı da yiyecek sı­kıntısı cekmeye başlamıştı. Her taraf­tan insanlar Mısır ’dan erzak satın almak icin geliyorlardı. Bu sırada Hz. Ya ’kub da Yûsuf ’un oz kar­deşi BunyÂmin haric, diğer oğullarını erzak almak icin Mısır ’a gonderdi:
Yusuf Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Yusuf Suresi 56. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan