Kamer Suresi 47. ayeti ne anlatıyor? Kamer Suresi 47. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Kamer Suresi 47. Ayetinin Arapcası:اِنَّ الْمُجْرِم۪ينَ ف۪ي ضَلَالٍ وَسُعُرٍۢ
Kamer Suresi 47. Ayetinin Meali (Anlamı):Şuphesiz inkÂrcı suclular, cennetin cok uzağında ve alevli ateşler icinde olacaklardır.
Kamer Suresi 47. Ayetinin Tefsiri:Hitap, oncelikle Mekke kÂfirlerine, sonra da kıyamete kadar gelecek tum İslÂm duşmanlarınadır. Anlatılan kıssalarda haber verildiği uzere Allah TeÂlÂ, nasıl onceki toplumların kÂfirlerini helak etti ise şimdiki kÂfirleri de aynı şekilde helak etmeye kadirdir. Bunların Allah katında helaklerini engelleyecek ne bir ayrıcalıkları, ne hayırlı bir durumları, ne de ustun bir kuvvetleri vardır. Ustelik Allah ’ın indirdiği ilÂhî kitaplarda bunların azaptan emin olduklarını garantileyen bir beraat belgeleri de bulunmamaktadır. Eğer bu kÂfirler buyuk bir gurur ve kibir icinde mevcut guc ve kuvvetlerine guveniyor, birbiriyle yardımlaşan asla mağlup edilemez bir topluluk olduklarını iddia ediyorlarsa, onların hakkından CenÂb-ı Hak gelecek; cok yakında o duşman topluluğu hezimete uğrayacak, dağılacak, arkalarını donup kacacaklardır.
Nitekim bu Âyetler Mekke kÂfirlerine hitap eden yonuyle ele alındığı zaman, Kur ’an ’ın istikbÂle ait haber verdiği bu gaybî mûcizenin cok zaman gecmeden gercekleştiği gorulur. Şoyle ki:
Bu Âyetlerin inişinden altı yedi sene sonra gercekleşen Bedir savaşında Resûlullah (s.a.s.) kendisine ait cadırda iken: “Allahım! Senin bana olan ahdini ve va­ ’dini gercekleştirmeni diliyorum. Eğer dilersen bugunden sonra ebediyen sana ibÂdet olunmayacak” diye dua ediyordu. Hz. Ebubekir (r.a.) elinden tutup: “Ey Allah ’ın Rasûlu, bu kadar sana yeter, cunku Rabbine gercekten ısrarla dua etmiş bulunu­yorsun” dedi. O sırada Efendimiz (a.s.) zırhını giyinmişti, cıkarken de şoyle diyordu: “Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve arkalarını donup kacacaklar. Hayır! Onlara va ’dedilen asıl ceza vakti, kıyÂmet gunudur. KıyÂmet gununun azabı, dunyadakinden cok daha korkunc ve cok daha acıdır!” (Kamer 54/45-46) Âyetlerini okuyordu. (BuhÂrî, Tefsir 54/7)
Bedir gunu oğleye doğru savaş mu ’minlerin zaferiyle sonuclandı. Ebû Cehil de dÂhil olmak uzere yetmiş muşrik oldurulmuş, yetmiş kadar da esir alınmıştı. Boylece bedbaht muşrikler, arzu ettikleri zafer şa­rabı yerine ecel kadehlerinden olumu yudumladılar. CÂriyeleri, şarkı soylemek yerine ağlaşarak yas tuttular. Kendi saflarındaki Arapların karınlarını doyurmak yerine, onları acıkmış cehennem cukurla­rına doldurdular. Allah Resûlu (s.a.s.) yine zırhı uzerinde olduğu hÂlde:
“Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve arkalarını donup kacacaklar” (Kamer 54/45) Âyetini okuyarak cadırından cıktı. (bk. BuhÂrî, CihÂd 89)
Hz. Omer (r.a.) şoyle der:
“Bu Âyet Mekke ’de nÂzil olduğu zaman kendi kendime; «Acab hangi topluluk bozguna uğrayacak? Kime galebe calınacak?» demiştim. Bedir gunu gelip de Resûlullah (s.a.s.) ’in bu Âyeti okuduğunu duyunca, bozguna uğrayacağı bildirilen topluluğun Kureyş muşrikleri olduğunu anladım. Âyetin tefsîrini o gun oğrendim.” (İbn Sa‘d, et-TabakÂt, II, 25; İbn Kesîr, BidÂye, III, 312)
Kur ’Ân-ı Kerîm ’in bu hitabı, kıyamete kadar her devirdeki muhataplarına yoneliktir. Dolayısıyla Mekke kÂfirlerinin yaşadığı aynı Âkıbet, kıyÂmete kadar tum İslÂm duşmanları icin gecerlidir. İnkÂrcılık temeline dayanan gucler, icinde yaşadıkları zamanın askerî, iktisadî ve siyasî imkÂnlarına gore ne kadar guclu olurlarsa olsunlar, mutlaka birlikleri bozulacak ve İslÂm karşısında hezimete uğrayacaklardır. HÂsılı İslÂm ’ın belirlediği doğru iman temelleri uzerine oturmuş faziletli bir hayat anlayışı, butun bÂtıl inancları, ahlÂkî bozuklukları, haksız ve zÂlim uygulamaları mutlaka yenecek, ortadan kaldıracak ve hakkın gur sesi tum dunyaya hÂkim olacaktır. Hak gelince, bÂtıl yok olup gidecektir. Cunku Ârızî bir durum olan bÂtılın hakkı, zaten yok olup gitmektir. (bk. İsr 17/81)
KÂfirlerin dunyada başlarına gelen azaplar, Âhiret azabı yanında elbette cok basit kalır. Onların mustahak oldukları asıl ceza Âhirette verilecek; cehennem azabı cok daha korkunc ve dehşetli, cok daha acı olacaktır. Gunaha dalmış inkÂrcı suclular, dunyada buyuk bir sapıklık, şaşkınlık ve cılgınlık icinde oldukları gibi, Âhirette de cehennem ateşinin icinde olacaklar ve orada yuzleri ustu surunduruleceklerdir. Gunahlarına uygun bir ceza goreceklerdir.
Cunku CenÂb-ı Hakk ’ın nizamında her şey en ince olculere gore olculu, hesaplı ve intizamlıdır:Kamer Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Kamer Suresi 47. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan