
Hûd Suresi 56. ayeti ne anlatıyor? Hûd Suresi 56. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Hûd Suresi 56. Ayetinin Arapcası:اِنّ۪ي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّ۪ي وَرَبِّكُمْۜ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ
Hûd Suresi 56. Ayetinin Meali (Anlamı):“Şuphesiz ki ben benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah ’a guvenip dayandım. Yeryuzunde hareket eden hicbir canlı yoktur ki Allah, perceminden tutmuş da onu mutlak hÂkimiyet ve tasarrufu altında bulunduruyor olmasın. Muhakkak ki, her turlu hukum ve tasarrufunda Rabbimin tuttuğu yol, dosdoğru ve mutlak Âdil bir yoldur.”
Hûd Suresi 56. Ayetinin Tefsiri:Âd kavmi, Hz. Hûd ’un, Allah tarafından gonderildiğini ve anlattığı bilgilerin gercek olduğunu kesin olarak ispatlayacak apacık bir delil, bir mûcize getirmediğini ileri surerek onu yalanladılar. Onun sozune guvenerek putlarını terk etmeyeceklerini soylediler. Hatta “tanrılarımızdan biri seni fena halde carpmış” diyerek onunla alay ettiler; onu delilik ve cılgınlıkla sucladılar. Kavminin bu inkÂr ve hezeyanına Hz. Hûd, peygambere yakışan bir vakar, cesÂret, yureklilik ve korkusuzlukla cevap verdi. Allah ’ı ve kendini delilikle suclayan kavmini şÃ‚hit tutarak Allah ’tan başka taptıkları butun putlardan kesinlikle uzak olduğunu ilan etti. Yalnızca kendisine fenÂlık yaptığını iddia ettikleri bazı tanrıları değil, butun ortakları ve topyekun hepsi toplanarak ona fenÂlık yapmak icin diledikleri planı yapıp uygulamaları, istedikleri oyunu oynamaları icin meydan okudu. Ellerinden geleni geri koymamalarını, ne kotuluk biliyorlarsa hemen yapmalarını, bu hususta bir an bile beklememelerini istedi. Ne onlardan ne de tanrı diye taptıkları putlardan asla korkmadığını haykırdı. Dayandığı nokta şuydu: O tevekkul edilecek yegÂne varlığa guvenmiş, sırtını Âlemlerin Rabbi Allah ’a dayamış ve sığınılacak en emin yere sığınmıştı. O Allah ki, yeryuzunde kımıldayan en kucuğunden en buyuğune kadar butun canlıların yaratılması, yaşaması ve yonetilmesi O ’nun kudret elindedir. Her şey O ’nun mulkiyet ve tasarrufundadır. O ’nun izni olmadan bir karınca bile hareket edemez, en kucuk bir sinek bile kanadını cırpamaz, milyarlarca ağacın bir yaprağı bile kımıldayamaz. İşte O Allah doğruluğun hÂmisi, doğruların yardımcısıdır. O ’nun hÂkimiyetini icrÂsında, her turlu hukum ve tasarrufunda tuttuğu yol mutlak doğru ve mutlak Âdil bir yoldur. Dolayısıyla O ’nun rızÂsı, hak, doğruluk ve adÂlet olculerine gore iş yapanlarla beraberdir.
Bu nasihatlerden sonra Hz. Hûd, davetini kabul etmedikleri takdirde Allah TeÂl ’nın onları helak edip yerlerine başka bir kavim getireceğini soylemekle, artık helakin yaklaştığı ikazında bulundu. Fakat mucrim ve isyankÂr kavmin asla intibÂha gelecek hali yoktu:
Hûd Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Hûd Suresi 56. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan