Hadid Suresi 2. ayeti ne anlatıyor? Hadid Suresi 2. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Hadid Suresi 2. Ayetinin Arapcası:لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ يُحْي۪ وَيُم۪يتُۚ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
Hadid Suresi 2. Ayetinin Meali (Anlamı):Goklerin ve yerin mutlak mulkiyeti ve hÂkimiyeti yalnızca O ’nun­dur. O, diriltir ve oldurur. O ’nun her şeye gucu yeter.
Hadid Suresi 2. Ayetinin Tefsiri:Tesbih; Allah TeÂl ’nın zÂtını ve sıfatlarını her turlu noksan sıfatlardan pak ve uzak tutmaktır. Goklerde ve yerde canlı cansız, akıllı akılsız ne kadar varlık varsa kendilerine has dilleriyle ve halleriyle Yuce Allah ’ı tesbih ederler. Nitekim Âyet-i kerîmede şoyle buyrulur:
“Yedi gok, yer ve bunlar icinde bulunan herkes Allah ’ı tesbih eder. O ’nu hamd ile tesbih etmeyen hicbir şey yoktur, fakat siz onların tesbihini anlayamazsınız. Şuphesiz ki O, ceza vermekte hic acele etmeyen ve cok bağışlayandır.” (İsr 17/44)
Cunku CenÂb-ı Hakk ’ın zÂtı, sıfatları ve fiilleri mukemmeldir. Yaratılış ve yarattıklarının idaresiyle alakalı emirlerinin tumu, her turlu kusur, zaaf ve noksandan beridir. Tum kÂinatın mulkiyeti, hÂkimiyeti ve hukumranlığı O ’nun elindedir. Gercek tek ilÂh O ’dur. Canlılara hayat verip yaşatması, vakti gelince oldurmesi ve istediği her şeyi yapmaya guc yetirmesi, bu gerceğin acık tezÂhurleridir. Bunlarla birlikte O ’nun ulûhiyet ve rubûbiyetini kanıtlayan dort muhim vasfı daha vardır: Evvel, Âhir, ZÂhir, BÂtın.
اَلْاَوَّلُ (Evvel): Allah TeÂl kadîmdir, ezelîdir; varlığının baş­langıcı yoktur; O, her şeyin başlangıcı ve başlatıcısıdır. Kendi kudretiyle kÂinatı yoktan var etmiştir
اَلْاٰخِرُ (Âhir): Allah TeÂl bakî­dir, ebedîdir, varlığının sonu yoktur, O her zaman var olacaktır. O ’nun dışındaki her şey sonludur ve sonunda O ’na ulaşmak uzere vardır. Âyet-i kerîmede: “O ’nun zÂtından başka her şey yok olacaktır” (Kasas 28/88) buyrulur.
اَلظَّاهِرُ (ZÂhir): Allah TeÂl ’nın varlığı ve varlığının delilleri, kudretinin eserleri acıktır. KÂinattaki her şey O ’nun varlığını gostermektedir. O ustundur, yucedir, hikmet sahibidir.
اَلْبَاطِنُ (B­tın): O ’nun zÂtının mÂhiyeti gizlidir, yaratılmışlar tarafından bilinemez; gozler O ’nu gore­mez, akıllar O ’nu idrak edemez, hayaller O ’nu kuşatamaz. O ise butun gizli­likleri bilir, her şeye nufuz eder.
Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), istirahattan once yaptığı duasında Rabbimizin bu isimlerini zikreder ve şoyle buyururdu:
“Allahım! Ey goklerin, yerin, buyuk arşın Rabbi, bizim de Rabbimiz, her şeyin Rabbi! Ey Tevrat ’ı, İncil ’i, Furkan ’ı indiren, dÂneyi ve cekirdeği yarıp filizi cıkaran! Senden başka ilÂh yoktur. Her şerlinin ve perceminden yakalamış olduğun her canlının şerrinden sana sığınırım. Sen Evvelsin; senden once bir şey yoktur. Sen Âhirsin; senden sonra bir şey yoktur. Sen ZÂhirsin; senin ustunde bir şey yoktur. Sen BÂtınsın; senden ote bir şey yoktur. Borcumuzu ode, bizi fakirlikten kurtarıp zengin eyle!” (Muslim, Zikir 17)
Onceki uc Âyet-i kerîmede CenÂb-ı Hakk ’ın bazı sıfatları belirtildikten sonra gelen Âyetlerde de O ’nun bir kısım fiillerine işaret edilir:Hadid Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Hadid Suresi 2. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan