Yunus Suresi 12. ayeti ne anlatıyor? Yunus Suresi 12. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Yunus Suresi 12. Ayetinin Arapcası:وَاِذَا مَسَّ الْاِنْسَانَ الضُّرُّ دَعَانَا لِجَنْبِه۪ٓ اَوْ قَاعِدًا اَوْ قَٓائِمًاۚ فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُ ضُرَّهُ مَرَّ كَاَنْ لَمْ يَدْعُنَٓا اِلٰى ضُرٍّ مَسَّهُۜ كَذٰلِكَ زُيِّنَ لِلْمُسْرِف۪ينَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Yunus Suresi 12. Ayetinin Meali (Anlamı):İnsan bir sıkıntıya uğradığı zaman yanı uzerine yatarken, otururken, ayakta iken devamlı bize yalvarır durur. Sıkıntısını giderdiğimiz zaman ise, kendisine dokunan o sıkıntı sebebiyle sanki bize hic yalvarmamış gibi eski inkÂr hÂline doner gider. İşte omur ve akıl sermayelerini boşa harcayıp haddi aşanlara yaptıkları şeyler boyle suslenip puslenmektedir.
Yunus Suresi 12. Ayetinin Tefsiri:İnsan, sağlığı yerindeyken, durumu musait iken hayatın akışına kendisini kaptırır; hata eder, gunah işler, azgınlık yapar ve olculeri ciğner. Allah ’ın koruduğu ve rahmetiyle kuşattığı kimselerin dışında, hic kimse guclu ve kuvvetliyken, ilerde gucsuz ve zayıf duşeceğini hatırına getirmez. Bolluk zamanı insana cok şeyi unutturur. Kendini zengin gormek, insanı azdırır. Sonra kendisini kıskıvrak yakalayan bela sebebiyle birden boynu bukuk, korkak bir zavallı haline gelir. Hemen bol bol dua etmeye, uzun uzun niyazlarda bulunmaya başlar. Bu zor şartlar karşısında bunalır ve sıkıntının gidip ferahın carcabuk gelmesini diler. Duası kabul edilip felÂketten kurtulduğunda ise artık bir daha geriye bakmaz, duşunmez ve işin sonunun nereye varacağını hesaplamaz. Daha once olduğu gibi tekrar dunya hayatına dalar.
Kur ’an ’ın akışı, ifade safhalarını ve tesirli dokunuşlarını, gozler onune sermeye calıştığı psikolojik durum ve sunmaya calıştığı insan karakteriyle paralel ve Âhenkli bicimde ayarlamaktadır. Buna bağlı olarak felaket manzarasını Âdeta ağır cekimle, yavaş yavaş, uzerine basa basa ve uzun uzun tasvir etmektedir: “Yanı uzerine yatarken, otururken, ayakta iken devamlı bize yalvarır durur.” (Yûnus 10/12)“Yatma” hali, insanın istirahat ettiği, dinlenmek istediği ve dua dÂhil her turlu fiilinden vazgectiği bir haldir. Halbuki başı dara duşen bu kişi, sıkıntıdan kurtulmak icin bu halinde bile rahatını terk edip yalvarmaktadır. Artık diğer hallerde onu yalvarmaktan vazgecirecek bir engel yoktur. Zaten diğer durumlar da “otururken, ayaktayken” şeklinde peşi sıra zikredilmekte, duanın gercekleştiği alanlar genişletilmektedir. Zira makam, sozu uzatma makamıdır. O kişinin yalvarışındaki kararlılığı, devamlılığı ve ısrarı canlandırmaktadır. (İbn Âşûr, et-Tahrîr ve ’t-tenvîr, XI, 110)
Fakat zarar defedilip engel ortadan kalkınca insan, başına gelen sıkıntıdan dolayı hic Allah ’a yalvarmamış gibi gecip gider. Duşunmek, ibret almak ve şukretmek aklına gelmez; bunlar icin zaman ayıramaz. Hicbir şeye aldırmadan hayatın akışına kendisini kaptırır. İşte bahsedilen bu kotu vasıflara sahip kimseler, “musrifler”lerdir. Cunku bunlar esasında hakikati bulmak, tanımak ve guzel ameller yapmak icin kendilerine bahşedilmiş olan akıl, zeka ve iradeyi, dunya zevkleri ve dunyanın gecici lezzetleri uğrunda kotuye kullanarak, hakkın Âyetlerinden gafil olarak, ebedi olan cennet nimetlerini gelip gecici dunya hayatına feda ederek omurlerini boş yere harcamaktadırlar. Onceki toplumları helake surukleyen amillerden biri budur. Buna ilaveten diğer amilleri bildirmek uzere şoyle buyruluyor:

Yunus Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Yunus Suresi 12. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan