
Haşr Suresi 7. ayeti ne anlatıyor? Haşr Suresi 7. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Haşr Suresi 7. Ayetinin Arapcası:مَٓا اَفَٓاءَ اللّٰهُ عَلٰى رَسُولِه۪ مِنْ اَهْلِ الْقُرٰى فَلِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينِ وَابْنِ السَّب۪يلِۙ كَيْ لَا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الْاَغْنِيَٓاءِ مِنْكُمْۜ وَمَٓا اٰتٰيكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهٰيكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُواۚ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِۢ
Haşr Suresi 7. Ayetinin Meali (Anlamı):Allah ’ın barış yoluyla fethedilen ulkelerin halkından Pey­gam­beri ’ne nasip ettiği ganimet malları Allah ’a, Peygamber ’e, Peygam­ber ’in yakın akrabasına, yetîmlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. TÂ ki o mallar, icinizde sadece zenginler arasında dolaşan bir servet hÂline gelmesin! Peygamber size ne verdiyse onu alın; size neyi yasakladıysa ondan da kacının. Allah ’a gonulden saygı bes­leyip O ’na karşı gelmekten sakının. Cunku Allah ’ın cezası pek şid­detlidir.
Haşr Suresi 7. Ayetinin Tefsiri:Savaşsız ve zahmetsiz olarak duşmandan ele gecen mallara “fey” denilir. “Ganimet” ise savaşmak suretiyle ele gecen duşman mallarıdır. Nitekim Nadîr oğullarından elde edilen mallar, at koşturmaya veya deve surmeye gerek olmaksızın savaşmadan elde edilmişti. Fey ile ganimetin hukumleri farklıdır. EnfÂl sûresinin 41. Âyetine gore ganimet beşe ayrılır. Beşte biri Allah ’a ve Rasûlu ’ne yani devlet butcesine aittir. Kalan beşte dordu savaşa katılan mucahitlere dağıtılır. Fey ise tamamen Allah ve Rasûlu ’ne ait olup, Peygamber (s.a.s.) ve ondan sonra gelen halifeler onu diledikleri gibi muslumanların işlerine harcarlar. Nitekim 7. ve 8. Âyetler de bu malların kimlere harcanacağı hususuna ayrıca acıklık getirilmektedir.
Allah TeÂl ’nın fey ’in bu şekilde taksim edilmesini istemesi, malın sadece zenginler ve gucluler arasında dolaşıp durmasını engellemek, toplumun fakir kesimlerinin de bundan azami derecede istifadesini sağlamaktır. اَلدُّولَةُ (dûle) kelimesi, dÂl harfinin otresiyle “elden ele dolaşan guzel şey” anlamına gelir. DÂl harfinin fethasıyla اَلدَّوْلَةُ (devlet) ise “sevilen, hoşa giden guzel bir şeyin ardında dolaşmak veya guzel bir şeyin ele gecmesi” mÂnasına gelir.
İslÂm devletinin iktisÂdî anlayışının temelini teşkil eden kaidelerden biri de, Kur ’Ân-ı Kerîm ’in koyduğu bu muhim esastır. Yani zenginlik sadece zenginlerin arasında dolaşan bir şey olmaktan cıkarılıp tum topluma yayılmalıdır. Servet sadece zenginler arasında dolaşmamalı veya zenginler gun be gun daha da zenginleşirken, fakirler daha da fakirleşmemelidirler. Bu acıdan bakıldığında Kur ’an ’ın sadece mucerret bir kaide ortaya koymakla kalmadığı, bunun yanı sıra bir kısım pratik onlemler aldığı gorulecektir. Bunların başında faizi haram kılıp, zekÂtı emretmesi gelir. Fey haricinde ganimetlerden beşte birinin fakirlere verilmesini ister. Sadakaya ek olarak, ceşitli kefaretler vasıtasıyla zenginliğin akışının fakirler tarafına olması icin infak edilmesini surekli telkin eder. İslÂm ’ın ayrıca vefat eden kimsenin bıraktığı servetin en geniş kitleye yayılmasını sağlayacak bir veraset hukuku ihdas ettiği dikkat ceker. AhlÂkî bakımdan cimrilik kotulenirken, comertlik fazilet olarak teşvik edilir. Zenginlere mallarında fakirlerin payı olduğu ve bu payın hayrat olarak değil, onların hakkı olarak verilmesi gerektiği bildirilir. Fey hakkında emredilen kanuna gore, onun bir kısmı toplumdaki fakir ve muhtaclara yardım olarak kullanılmalıdır. Bu gercekler, İslÂm devletinin gelir giderlerinin ve genel olarak tum mali ve iktisadi ilişkilerin, gelir kaynakları uzerinde zenginlerin tekel kuramayacakları ve servetin akışının fakirlerden zenginlere değil, zenginlerden fakirlere akacağı bir bicimde duzenlenmesi gerektiğini acıkca belirtmektedir.
Bu sebeple buyruluyor ki:Haşr Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Haşr Suresi 7. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan