
Haşr Suresi 11. ayeti ne anlatıyor? Haşr Suresi 11. ayetinin meali, Arapcası, anlamı ve tefsiri...Haşr Suresi 11. Ayetinin Arapcası:اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ نَافَقُوا يَقُولُونَ لِاِخْوَانِهِمُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ لَئِنْ اُخْرِجْتُمْ لَنَخْرُجَنَّ مَعَكُمْ وَلَا نُط۪يعُ ف۪يكُمْ اَحَدًا اَبَدًاۙ وَاِنْ قُوتِلْتُمْ لَنَنْصُرَنَّكُمْۜ وَاللّٰهُ يَشْهَدُ اِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ
Haşr Suresi 11. Ayetinin Meali (Anlamı):Bakmaz mısın şu munafıklık yapanlara! Onlar Ehl-i kitaptan kufur icindeki dostlarına: “Eğer siz yurdunuzdan surulurseniz biz de mutlaka sizinle beraber cıkarız. Sizin aleyhinizde hic kimseye itaat etmez, sozunu dinlemeyiz. Size savaş acılırsa elbette yardımınıza koşarız” diyorlar. Allah şÃ‚hittir ki, o munafıklar kesinlikle yalancıdırlar.
Haşr Suresi 11. Ayetinin Tefsiri:Allah Resûlu (s.a.s.), ahitlerini bozan ve muslumanlara hıyÂnet eden Benî Nadîr ’e elci gonde­rerek anlaşmayı yenilemelerini, değilse on gun icinde Medine ’den cıkıp gitmelerini îkaz buyurmuştu. Ancak munafıklar, bu arada boş durmayıp Medine ’yi terke hazırlanan Benî Nadîr ’e el altından haber yolladılar. Kendilerine buyuk bir kitle ile yardım edeceklerini, Medine ’yi asl terk etmemelerini soyleyerek onları kışkırttılar. İşte Âyet-i kerîmeler, bu gizli mektuplaşmayı acığa vurmaktadır. Bu, aynı zamanda Kur ’an ’ın gaybden haber veren mûcize bir kelam olduğunun acık delillerinden biridir. Munafıkların bu tahriklerine guvenen yahudiler, kendilerinde bir emniyet hissederek Peygamberimiz (s.a.s.) ’e karşı cıktılar. Halbuki Kur ’an ’ın verdiği bilgiye gore munafıklar, va‘dettikleri yardımı yapamayacaklardı. Nitekim de oyle oldu. Munafıklar, yahudilerin başına gelen belaları ve uğradıkları musibet ve cezaları seyretmekten başka bir şey yapamadılar. Boylece Allah TeÂl ’nın şÃ‚hitlik yaptığı gibi, yalancılıkları alenen ortaya cıkmış oldu.
İşin gercek yuzunu oğrenmek isterseniz:Haşr Suresi tefsiri icin tıklayınız...
Kaynak: Omer Celik Tefsiri
Haşr Suresi 11. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler icin tıklayınız...
İslam ve İhsan